/ Pazar Vaazlarι / İmanlılar için örnek olarak din insanı

İmanlılar için örnek olarak din insanı

 

 

Bu söz güvenilirdir ve her bakımdan kabule layıktır. 10Bunun için emek veriyor ve mücadele ediyoruz. Çünkü ümidimizi, bütün insanların, özellikle iman edenlerin Kurtarıcısı olan, yaşayan Tanrı’ya bağlamışızdır. 11Bunları buyur ve öğret. 12Gençsin diye kimse seni küçümsemesin. Söz söylemekte, yaşayışta, sevgide, imanda ve paklıkta, iman edenlere örnek ol. 13Ben yanına gelinceye dek topluluğa Kutsal Yazıları okumaya, öğütte bulunmaya ve ders vermeye ada kendini. 14Peygamberlik sözüyle ve ihtiyarlar kurulunun, ellerini senin üzerine koymasıyla sana verilmiş ve hâlâ sende olan ruhsal armağanı ihmal etme. 15Bu konuların üzerinde dur. Kendini bunlara ver ki, herkes senin ilerlediğini görsün. 16Kendine ve öğretine dikkat et, bu yolda yürümeye devam et. Çünkü bunu yapmakla hem kendini, hem seni dinleyenleri kurtaracaksın.(1.Tim.4, 9-16)

 

Havarî Pavlus, Timoteos’a kilise işlerinin organizasyonu hakkında ruhani tavsiyelerde bulunur. Onu, sözleri, davranışları, sevgisi, ruhsal hayatı, inancı ve yaşamının kutsallığı ile Hristiyanlara örnek olmaya davet eder. Aynı zamanda, sürüsünü “Mesih’te kurtuluşa” yönlendirme konusunda sahip olduğu büyük sorumluluğa dikkat çeker. Bu Elçisel öğütler, şüphesiz her dereceden ve her dönemdeki ruhban sınıfına hitap etmektedir. Bu nedenle, içeriğine biraz daha derinlemesine bakmak ve herkes için faydalı dersler çıkarmak iyi olacaktır.

Din insanının konuşma ve davranış şekli, sürekli bir mücadelenin alanıdır. Halkımız, yüzünde, özel ve kamusal davranışlarının Mesih’in varlığını ilan edeceği şefkatli babayı arar. Aksi takdirde, skandal ve papazlık makamının değersizleşme riski çok büyüktür. Bu durum, ne yazık ki, dikkatsiz ve yüzeysel dini davranışlar nedeniyle sıkça gerçekleşir.

 

Herkese sevgi sunmak

Pavlus, din insanının Tanrı’ya ve insana olan sevgisiyle örnek olmasını ister. Sevgi, teorik öğretinin sınırlarını aşmalı ve bir yaşam tarzı ve Mesih’in taklidi haline gelmelidir. Çoban, insanların yüzlerinde tam olarak Mesih’i görmeli ve ayrımcılık tuzağını reddetmelidir. Her insan, ne kadar dindar, kökeni, dini inancı veya eğitimi ne olursa olsun, dünyada Mesih’in yaşayan görüntüsüdür ve din adamı, onlara bolca sevgiyle hizmet etmekle yükümlüdür. Her türlü ihtiyacını, öncelikle ruhsal, ancak mümkünse fiziksel olarak da gidermeye çalışmalıdır. İlgisizlik ve seçici sevgi sunumu, çobanı yetersiz kılar.

 

Öz eleştirinin geliştirilmesi

Havarî, din insanının ruhsal yaşamının geliştirilmesine özel bir önem verir. Bu, Kilise içindeki her inanlının ruhsal yaşamından farklı değildir. Ancak din adamı söz konusu olduğunda, daha talepkar bir karakter alır, çünkü o, herkes için bir rehber, bir model ve bir yaşam örneği haline gelir. Ruhsal yaşam, yüzeysel ya da durumsal dindarlıkla ilgili değildir ve başkalarının ne yaptığıyla ilgilenmez. Onlara karşı eleştirel ya da yargılayıcı bir tutum sergilemez, fakat içe dönük, kişisel olup, öz eleştiri ve öz denetimle belirginleşir.

 

Azizlik hayatı

Son olarak, Ulusların Elçisi Pavlus iyi çobanın temel özelliği olarak yaşamının azizliğini vurgular. Azizlik, yaşamın amacı olmalıdır. Bir kerede elde edilmez, fakat dua, ilahi emirleri yerine getirme, litürjik tutarlılık, sürekli tövbe ve fedakâr sunuşlar gibi alanlarda süregelen bir mücadelenin meyvesidir. Kendi azizliği için çaba göstermeyen ve çalışmayan bir din adamı, sürüsü için örnek olamaz. Bunun hesabını da Tanrı’ya verecektir.

 

Kardeşlerim, yukarıdakileri göz önünde bulundurarak, bu nitelikleri cemaatimizdeki ya da episkoposluğumuzdaki rahiplerde tespit etmeye çalışmayalım, çünkü bu çaba, özellikle inancında gevşek ve yüzeysel olanlar için iki yıkıcı sonuç doğuracaktır: Birincisi, kendi manevi yetersizliklerini unutma tehlikesidir. İkincisi, görünüşlerin sıklıkla yanıltıcı olabileceğinden, din adamlarını aşağılama ve onlara iftira atma riskidir. Pavlus’un öğütlerinin hepimize – sadece rahiplere değil – uygulandığını asla unutmamalıyız. Hepimiz manevi yaşamlarımızı geliştirmeli, kilisenin dışında olanlara sürekli olarak İsa Mesih’in sureti olmalı ve şahsen aziz olmak için çalışmalıyız. Bu şekilde kendimiz için hareket ederek rahiplerimizin de iyileşmesine önemli ölçüde katkı sağlayacağımızdan emin olabiliriz. Kilise cemaatinin içinde, yalnız başımıza yaşamıyoruz. Hep birlikte yaşıyoruz ve birbirimizi olumlu ya da olumsuz şekilde etkiliyoruz. Bunu aklımızda bulunduralım, böylece ilerlememiz her şeyde görünür olsun. Âmin!

 

Arhimandrit E. Oik.  Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 4 no’lu metinden alıntılanarak tercüme edilmiştir.   26 Ocak 2025

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İmanlılar için örnek olarak din insanı