Mesih doğuyor,O’na övgüler sunun
Bu Pazar, Rab’bin insan bedeni alması yortusundan (Noelden) önceki pazardır ve Kilise bizi Tanrı Oğlu’nun insan bedeni almasının büyük gizemini imanın gözleriyle görmeye davet ediyor. Ayrıca Kilise’nin muazzam Noel ilahileri ve İncil okumaları aracılığıyla Eski Ahit’in tüm kutsal tarihini gözlerimizin önüne seriyor. Bir yandan Rab’bin insan bedenine büründüğü yani insan doğasıyla soy ağacı sunulurken, diğer yandan da “Âdem’den En Yüce Azize Tanrı Doğuran’ın nişanlısı Aziz Yusuf’a kadar ebedi Tanrı’yı hoşnut edenler” anılıyor.
Rab’bin doğumu İlahi kurtuluş planın zirvesidir. Yani Pavlus’un da sık sık atıfta bulunduğu Tanrı’nın faaliyetlerinin tarih içerisinde insanla, toplumla gerçek bir iletişim kurması ve sonuç olarak yeni bir gerçeklik yaratması, “yeni yaratılış” hikayesidir. Bu bağlamda, Mesih’in insan olma süreci sadece Eski Ahit’in ışığında anlaşılabilir. Orada Tanrı, insanlığa büyük ve yüce hedefler koyarak, insanı kendi suretine göre yaratır. Kutsal Kitap, canlı tasvirler ve güçlü imgelerle, insanın Tanrı tarafından yerleştirildiği konumdan nasıl düştüğünü, nasıl suç işlediğini (Kabil’in Habil’i öldürmesi), nasıl ayrışımlar yaşadığını (Babil Kulesi), kısacası nasıl putperestliğe ve her türlü kötülük ve günahın içine hapsolduğunu betimler.
Tanrı’nın sonsuz sevgisi
Ancak, Mesih’in doğumuyla insan doğasının yükseltilmesi gerçekleşir ve Tanrı ile insan arasındaki ayrılığa neden olan bu köprü onarılmış olur. Tanrı’nın inayetinin bir sonucu olan bu gizemli faaliyet, O’nun sonsuz sevgisinden kaynaklanır ve beden alan Tanrı’nın Sözü olan yeni Âdem’in öncülüğüyle, insanın yeniden doğuşunu, yeni bir yaşamı temellendirilir. Mesih, köleliğimizin günah ve ölüm dünyasına girerek “Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulması” (Romalılar 8:21) yani, onları yeniden Tanrı’nın evlatları durumuna getirmek için esirleri fidyeyle satın alır.
Azizlerin örneği
Bugünkü Elçisel Okumada, Elçi Pavlus, Eski Ahit Azizlerinin Tanrı’ya ve O’nun vaatlerine nasıl tavır aldıklarını bizlere gösterir. Ve bu, Elçi Pavlus’un İbranilere Mektubu’ndan alıntılanan, Tanrı’ya derin güveni ifade eden, tek bir ifade olan imandan başkası değildir. Çünkü Azizler, imanın gücüyle Kurtarıcıyı beklediler ve kendi yaşamlarını, Tanrı Sözünün sonsuz kapsamına ve sonsuz ebediyetine uzanan Mesih’le kurtuluşu yaşayarak geçirdiler. Bu şekilde, imanın güzel tanıklığını verdiler ve Tanrı’nın lütfu için her türlü sıkıntıyı çektiler. Eski Ahit’in azizleri henüz beden almamış Söz tarafından kuvvetlendirildiler. Biz Yeni Ahit’in imanlıları O’nu ışık ve lütuf olarak giyinirken, O’nu Kutsal Efharistiya Ayininde beden alan Söz olarak paylaşırız ve bu, Haç, Diriliş ve Kutsal İhtişamına katılarak gerçekleşir.
Mesih’te kurtuluş
Okumamızda tasvir edildiği üzere, Azizlerin imanı ve fedakarlığı, yaratılanların Tanrı’nın yaşamına yükseltilmesi, kurtuluşu, özgürlüğü ve azizliği gibi insanın nihai hedeflerini ortaya koyar. Bu nedenle, Tanrı’nın kurtuluş planı, insan mantığı aracılığıyla açıklanması imkansız, O’nun sevgisinin gizemli sonucudur. Eski Antlaşmanın Azizleri Mesih’in gelişini, Tanrı’nın vaadinin gerçekleşmesini görmeyi bekleyerek yaşadılar ama maalesef bu gerçekleşmeden ömürlerini tamamladılar. Ancak tüm bu kişiler, elçi Pavlus’un ifade ettiği üzere, tüm çağların tüm insanlarını, başı Mesih’in olduğu bir beden olarak Tanrı’nın Yüceliğini tatmak ve Tanrı’yı sevenler için hazırlanan ölçülemez mutluluğun ve iyiliklerin ortak mirasçıları olarak bekliyorlar.
Güvenleri ve Tanrı’ya olan inançları, kendi varlığımızı temiz ve lekesiz bir konut haline getirmemize rehberlik etsin ki, içinde “her şeye sığmayan” ve “bizim için bebek olan Rab İsa” yaşasın.
Arhimandrit N. K. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 52 numaralı broşüründen alıntılanarak
Mesih doğuyor,O’na övgüler sunun