Tanrının Kelamı 1.kısım
İlahi Litürji ve diğer Kutsal Ayinler esnasında okunan dua ve ilahilerde, Aziz Üçlemenin 2. Şahsı, yani Tanrı’nın Oğlu, “Kelam” olarak adlandırılır. Misal: “Ey Allah’ın biricik Oğlu ve Kelâm’ı, sen ki ölümsüzsün…” yahut “Heruvimlerden daha itibarlı ve Serafimlerden kıyaslanamaz ölçüde izzetli olan, bozulmadan Allah Kelâmı’nı doğurmuş olan, sen gerçek Allahdoğuran’ı yüceltiriz.” diye terennüm ederiz.
Acaba neden Tanrının Oğluna Kelam (Söz/Logos) diyoruz? Kilisemizin litürjik (Kutsal Litürjinin metinleriyle ilgili) kitaplarını derinlemesine inceleyelim. Bu kitaplar Kutsal Ruh’un esiniyle yazılmışlardır. Üstelik, bizim için değerli kavramlar içerdikleri için faydalıdırlar.
Ayinlerde okunan pasajların ve ilahilerin manasını anlamadan geçiştirirsek, serin su fışkıran bir pınarın yanından geçen ama susamış olmasına rağmen eğilip su içemeyen bir gezgine benzeriz. Su sesini duyan ama yoluna devam edip susuzluğunu gideremeyen bir gezgine!
Aslında Kilisede kullandığımız Logos (Kelam, Kelamullah, Söz) terimi o kadar derin bir anlam taşıyor ki! Düşünebilir misiniz? İncil Yazarı Yuhanna, müjdeye şu ifade ile başlıyor: “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.” (Yuh.1:1-3)
Kelam Kimdir? Anladığımız gibi, İncil Yazarı Yuhanna, Logos’un Tanrı’nın Oğlu olduğunu ve Kutsal Üçlemenin her şeyi O’nun aracılığıyla yarattığını Tanrı’nın esiniyle açıklamaktadır.
Yuhanna İncili’nin ilk ayetleri bizi, Eski Ahit’in Yaratılış Kitabının ilk ayetlerine götürür: “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” Devamında ise her şeyin nasıl yaratıldığını açıklar: “Ve Allah dedi: Işık olsun; ve ışık oldu. ” (Yaratılış 1,3) Her cümlenin başına “Ve Allah dedi” ifadesini yerleştirir. Allah dedi ve; güneş, yıldızlar, yeryüzü, ağaçlar, bitkiler, denizdeki balıklar ve karadaki hayvanlar oldu. Ancak, Kutsal Kitap’taki “Ve Allah dedi” ifadesiyle ne kastediliyor? Tanrı’nın ses çıkaran bir ağzı mı var yoksa?
Üstün manalı bazı ifadeleri anlamamız için, Kutsal Kitabın insan eylemlerini andıran kelimeler (metaforlar) kullandığını burada açıklayalım. Yani görüntüler, benzetmeler ve genelde insanın aklına yatan kavramlar kullanılmaktadır.
İncil “Logos” kelimesini kullanırken, Yaratılış Kitabında “dedi” fiili kullanılır. İkisi de insan için aynı şeyi ifade eder: Tanrı’nın yaratıcı sözünü, Tanrı-Kelamdan çıkan Tanrı’nın Oğlunu.
Aynı gerçek, şiirsel tarzda Mezmurlar Kitabında da var: “Gökler Rabbin sözüyle, gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.” (Mezmur 32/33:6) İman İkrarında ise: “İman ederim bir Allah’a…Ve tek Rab İsa Mesih’e, Allah’ın biricik Oğluna… Her şeyin O’nun vâsıtasıyla var edilmiş olduğuna.” diye okuruz. Burada, Tanrı’nın Oğlu’nun her zaman Baba Tanrı’nın iradesine göre hareket ettiğini hatırlatalım.
Bu, dünyanın Yaratılışında da geçerlidir. İman İkrarı’nın birinci maddesinde: “…bir Allah’a, her şeye kadir olan Peder’e, göğün ve yerin, bütün görünen ve görünmeyenlerin yaradanına” iman ettiğimizi ikrar ederiz. Bu demek oluyor ki Baba Tanrı her şeyi Oğlunun vasıtasıyla yarattı ve Kutsal Ruhla canlandırdı.
Dünyanın yaratılışında el birliğiyle Üç Kişi çalıştı ve sonuç mükemmeldi. Kutsal Kitap’a göre, Yaradan işlerini tamamlayınca “…yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü.” (Yaratılış 1,31) çünkü Tanrı’nın yarattığı herşey mükemmeldir!
Peygamber ve Kral Davut, yaratılanların muhteşem olduğunu tasvir ederek şöyle der: ”Ya Rab, ne çok eserin var! Hepsini bilgece yaptın… Rabbin görkemi sonsuza dek sürsün! (Mezmur 103/104; 24&31) Bu Mezmur her Akşam Duasında okunur.
Sevgili kardeşlerim,
Kilisemizde, Rabbimiz İsa Mesih’in ismi, Tanrı’nın Logos’u olarak zikredildiği zaman; bizi de özenle yarattığını ve O’nun Ellerinin eserlerine nail olmak için her birimize mükemmel ve eşsiz nitelikler bahşettiğini minnet duygularıyla hatırlayalım.
Tanrı’nın Kelamı, mutlak düzen ve ahengin hakim olduğu bu kainatı, sınırsız hikmetle yarattı. İlaveten, yeryüzünden ölçülemeyecek kadar uzakta bulunan ve hareket eden miliyonlarca samanyolu ve yıldız, Tanrı-Kelamının sınırsız gücünün bir göstergesidir. Dolayısıyla Rab bizi, Kendi Evi olan Kiliseye kardeşlerimizle birlikte İlahi Litürji’ye katılmak için davet ettiği zaman, bizi ne kadar onurlandırdığını düşünelim.
Kainatın Yaradanı, Alim-i mutlak ve sınırsız gücü olan Tanrı, bize kulak veriyor, ibadetimizi kabul ediyor, bizi mübarek kılıyor ve en önemlisi bize Aziz Bedenini ve Kanını verip bizimle birleşiyor ve bizi kutsuyor. Gerçekten, Rab Tanrımızın bize sunduğu şerefin değerini idrak ettik mi? Dolayısıyla özlem, arzu, ilahi aşk ve büyük sevinçle Kiliseye koşalım; İlahi Litürji’ye katılalım, O’nunla buluşalım ve O’na ibadetimizi sunalım.
Ilahi Litürji boyunca Rabbimizin yanımızda olduğunu hissedelim, icra edilenlere odaklanalım, O’nun kutsal Lütfu ve eşsiz bereketine nail olalım. Amin.