«Ulusları aydınlatacak Işık»
Şimon’un Duası (3 kısım)
(21.2.2021)
Aziz Şimon, kollarında Bebek Mesih’i tutarak, Tanrı’ya övgüsünü şu peygamberlik sözleriyle tamamladı: «Senin sağladığın, bütün halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu, ulusları aydınlatıp Halkın İsrail’e yücelik kazandıracak ışığı gözlerimle gördüm» (Luka 2:30-32).
Kutsal Ruh’tan esinlenen Şimon, bir zamanlar Peygamber Yeşaya gibi (bkz. Yeşaya 49:6), İsa Mesih’in bütün dünyanın ışığı ve Kurtarıcı’sı olduğuna dair peygamberlik ediyordu. Ve bu ışık bütün putperest halkları, gerçek Tanrı’yı bilmeme karanlığından özgür kılarak aydınlatacak.
En dikkat çekici nokta, aziz Şimon’un peygamberlik sözlerinin, onunla aynı zamanda yaşayan Yahudilerin münhasırlığından ve fanatikliğinden yoksun olmasıdır. Onların Mesih’e bakışları, O’nun gelişinin sadece İsrail’in kurtuluşu için olduğu anlamında sınırlıdır. Eğer Yahudiler Şimon’un, putperestleri da kapsayan kurtuluştan bahsettiğini duysalardı o, bundan kaynaklanan bütün ciddi sonuçlarla birlikte, ‘tehlikeli radikal’ ilan edilirdi.
Burada, bizim, Ortodoks Hristiyanların da dikkatle incelemesi gereken nokta var. Çünkü bugün de, bu kadar dar ve sınırlayıcı şekilde düşünen insanlar mevcut. Kendi vatandaşları dışında müjdeyi duyurmaya ilgi göstermiyorlar ve diğer uluslara hidayeti göstermek işlerine destek taleplerine genellikle düşmanca tepki veriyorlar. Bununla birlikte bu isteksizliklerine, kendi ülkelerinde ya da evlerinde ‘daha büyük ihtiyaç’ olduğunu bahane ediyorlar. Eğer ilk başlangıçtaki Kilise de bu şekilde davransaydı, hiçbirimiz Hristiyan olmazdı, çünkü bütün atalarımız putperesti. Eğer (millet olarak) Yahudi olan aziz Elçiler, aynı yaklaşımı benimsiyor olsalardı, onlar Müjde’yi duyurmak için memleketlerinden ayrılmazlardı ve Kilise, Filistin topraklarıyla sınırlı kalırdı.
Ama Mesih, herkesi tek ruhsal aile içinde birleştirmek için geldi. «Dünyanın Işığı» (Yuhanna 8:12) olarak, O, putperestlerin hayatlarının karanlığını dağıtmaya ve herkese kurtuluş getirerek, onların dünyasını güneş gibi aydınlatmaya geldi. Bu sebeple Rab, Kendi Elçileri’ne şunu emretti: «Dünyanın her yanına gidin, Müjde’yi bütün yaratılışa duyurun» (Markos 16:15). Ve onlar, tehlike, hatta şehitlik karşısında bile bu mutlu haberi taşıyarak dünyanın dört bir yanını dolaştılar. Bizim Kutsal Elçisel Kilise’miz, hem papazlar arasından, hem cemaat arasından aydın üyelerinin katılımıyla bu müjde işine bugüne kadar devam ediyor.
Her birimiz, sıcak dualarıyla ve yetenekleri çapında her şekilde bu işe katkıda bulunmaya çağırılmıştır. Paganlık – Elçiler zamanında var olmuş olan bir durum değildir, bugün de varlığını sürdürmektedir. Milyonlarca ve milyonlarca insan kurtuluş müjdesini bekliyor. Mesih hakkında (müjdeyi) ilk kez duyan bu insanların, Kilisemiz’in rahiplerine karşı gösterdikleri sevinç ve müteşekkirliği görmek çok dokunaklı oluyor. Onlar, iman etmek, vaftiz olmak ve Tek gerçek Üçlübir Tanrı’ya tapınmak için geliyorlar. Çok uzun mesafeler (bazen yürüyerek) kat eden birçok insanın din eğitimine, vaftiz edilmeye ve İlahi Liturji’ye katılmaya yönelik ateşli arzusuna hayranlık duyuyoruz. Kendi Ortodoks kiliselerini (bina anlamında) inşa etme fırsatı bulunana kadar bunu yapıyorlar.
Burada gerekli bir açıklama yapmak istiyorum. Bazıları, Kilise misyonunu çeşitli mezhepler tarafından uygulanan din propagandası ile karıştırıyor. Bunu Yahudiler yapıyordu. Rab bunu kınadı. Din propagandası, insanların kendi gruplarına maddi menfaat, hile ve yalan yoluyla çekmektir. Bu çeşit yöntemleri tarih boyunca hiç bir zaman kullanmamış olan Ortodoks Kilisesi bu tür faaliyetleri şiddetle kınamaktadır. Ortodoksluğu duyurmak bambaşka bir şeydir, çünkü o, her insanın özgürlüğüne saygı duymaktadır. O, gerçeğe ilgi duyan herkese onu duyuruyor ve eğitimden sonra (ne kadar sürerse sürsün), içtenlikle iman etmiş olanlar vaftiz yoluyla Kilise’ye kabul ediliyorlar. Rabbimiz İsa Mesih «adrı(n)dan gelmek isteyen»leri (Markos 8:34) çağırıyor. Mesih kimseyi zorlamıyor.
Sonunda, değerli kardeşlerim, lütfen şunu aklınızda tutun: Rabbimiz (Aziz Şimon’un peygamberlik sözlerine göre) bütün milletleri aydınlatan Işık ve bütün halkların Kurtarıcısıdır. O, O’nun kurtarıcı müjdesini çoktan benimsemiş olan aydın yardımcılarının olmasını istiyor. Ve bu, O’nun onlara ihtiyaç duyduğundan değil, çünkü O, Her Şeye Gücü Yeten’dir ve her şeyi Kendisi yapabilir. Fakat O, bizi onurlandırmak için, bizden «Tanrı’nın emektaşları» (bkz. 1 Korintlilere 3:9) olmamızı istiyor. Bize verilen (bu) onuru kabul edelim ve kendi canlı örneğimizle, Ortodoks misyon işinde çabalayalım. Öğretici sözümüz olabildiğince fazla insana iman ışığını getirsin ki, onlar da Kurtarıcı Mesih tarafından aydınlatılmış ve kurtarılmış olsunlar. Amin.