/ Pazarın Sesi / Ne tür kalplere sahibiz?

Ne tür kalplere sahibiz?

  1. Yol

Ekinci benzetmesinde, tarlasına tohum ekmeye çıkan çiftçi dört farklı toprak türüyle karşılaşır. Yoldan geçenlerin çiğnediği sert zemin, nemsiz taşlı toprak, dikenlerle dolu alan ve son olarak bol ürün veren verimli toprak. Bu dört farklı toprak, insanların kalplerindeki dört ruhsal durumu simgeler.

İlk tür, yolu andıran kalplerdir. Bu kalpler Tanrı’nın sözünü yüzeysel olarak kabul ederler ama aynı zamanda gelip geçenlere ve kuşlara —yani şeytana— bu tohumu yok etme fırsatı verirler. Yani şeytan, Tanrı’nın sözünün kalplerine girmesini hemen ve tamamen engeller. Böylece insanın düşmanı iki şekilde yıkıcı etkisini gösterir. Günlük bir yolcu ve davetsiz bir misafir gibi onların yumuşak toprağını çiğner, zihinlerini katılaştırır ve akıllarını, kötü ruhların geçip gittiği bir yola dönüştürür. Bu kalpleri kısır ve verimsiz hâle getirir; böylece Tanrı’nın tohumlarını kabul edemezler. Daha sonra gökyüzünün kuşlarını değil, cinleri gönderir. Onların kalplerindeki her iyiliği çalıp götürür. Bu nedenle bu insanlar ruhsal duyarsızlığa kapılırlar, günahları için üzülmezler, ne Tanrı’dan ne de cehennemden korkarlar. O hâlde dikkatli olalım: Tanrısal tohumu hiçbir densiz yolcunun çiğnemesine, hiçbir yırtıcı kuşun kapıp götürmesine izin vermeyelim.

 

2.Taşlar

Bazı insanların kalpleri taşlı toprağa benzer. Bu insanlar Tanrı’nın sözünü başlangıçta sevinçle, coşkuyla kabul ederler. Ancak kökleri derin değildir. Sınanma ya da baskı zamanı geldiğinde imandan uzaklaşırlar. Bu kalplerde şeytan farklı biçimde çalışır. Tanrısal tohumu tamamen yok edemediği için, en azından onun derinlere kök salmamasını, meyve vermemesini sağlar. Günahın kavurucu sıcaklığıyla bu ruhları kurutur. Tutkular aracılığıyla içlerindeki uygun nemi uzaklaştırır, ruhsal kuraklığı hızlandırır. Elinden geleni yapar ki bu ruhlar Kutsal Ruh’un lütfunu kaybetsin, Tanrı’yı ve sevgisini unutsun. Bu kişiler Tanrı’yla bir ilişki isterler ama yüzeysel bir ilişki. Şeytan onların Tanrısal hakikatleri derinden anlamalarına izin vermez. Bu yüzden denemeler, sıkıntılar ve acılar geldiğinde Tanrı’nın sözü kurur, kalpler taşlaşır, kabalaşır, Tanrı’dan uzaklaşırlar.

O hâlde yüzeyselliği bir kenara bırakalım; artık ruhumuzun taşlarını temizleme zamanı geldi ki meyve verebilsin.

 

3.Dikenler

Kalplerinde dikenli tohumlar bulunanlar, Tanrı’nın sözünü işitip iman yoluna istekle girmeye başlayanlardır. Gerçek bir ciddiyetle kurtuluşlarını ararlar, İncil’in değerini kabul ederler fakat aynı anda rahat bir yaşamı, dünyevî zevkleri de isterler. Bu kalplerde yıkım ne yoldaki toprakta olduğu gibi aniden, ne de taşlı topraktaki gibi hızlıca gelir; yavaş yavaş, fark edilmeden yaklaşır. Amansız düşmanımız şeytan, bu insanların hayatları boyunca durmadan çalışır. Onları adım adım Tanrı gerçeğinden uzaklaştırmak, mutsuz kılmak için çabalar. Bu nedenle bu ruhlar bilinçli bir inkâr içinde değildir; fakat yavaş bir düşüş yaşarlar. Kaygılar, arzular ve bedensel zevkler arasında boğulurlar. İçlerindeki tohum filizlenmeye başlar, ancak dikenler tarafından boğulur.

O hâlde tutkuların dikenlerini ruhumuzda barındırmayalım; bizi boğmadan önce onları kökünden söküp atalım.

 

4.İyi Toprak

Ama bazı kalpler de iyi ve verimli toprağa benzer. Bu insanlar Tanrı’nın sözünü kutsal bir özlemle dinler, onu içlerinde sıkıca tutar ve harika meyveler verirler. Bizim kalbimiz de böyle iyi, verimli bir toprak mı? Tanrı bizden bunu ister. Kalbimiz yumuşak ve alıcı olmalı ki Tanrı’nın sözü ruhumuzun derinliklerine işleyebilsin. İç dünyamızı yenileyici bir güçle canlandırsın, meyve versin. O söz ruhumuzu diriltsin, beslesin, yaşatsın, dönüştürsün. Yüceler Yücesi’nin dokunuşuyla şekillensin.

O hâlde biz de iyi ve verimli toprak olalım. İyi niyetli ve temiz bir kalple Tanrı’nın sözünü dinleyelim, kutsal İncil’i ve diğer ruhsal kitapları her gün okuyalım, inceleyelim. Tanrısal sözü içimizde sıkıca tutarak onu yaşamımıza uygulama arzusuyla, gayretle yaşatalım.

O zaman Kutsal Ruh’un meyvelerini, Tanrı’nın erdemlerini taşır, bol meyveli, güzel meyveli insanlar oluruz.

 

Luka İncili 4. Pazar (Luka 8:5-15) “Sotir” dergisi, 1942. Sayı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ne tür kalplere sahibiz?