Havarilerin Mektuplarından Okuma Üzerine Vaaz(38)
MATTA’NIN 3. PAZARI
(GALATYALILAR 3:23-29;-4:1-5)
Bugünün Galatyalılara mektubunda, Elçi Aziz Pavlus bizim için yalnızca hizmetçi olmamızdan, Tanrı’nın çocuğu olma yoluna giden yolu gösterir.
İnsanların Mesih’ten önce nasıl yaşadıklarını incelediğimizde, üzücü halleri açıkça görülebilir. İlk düşüşten bu yana, Şeytan dünyayı dolaşarak insanlara üstünlük sağladı. Onların durumu manevi köleleştirmeden biriydi. Sadece putperestler değil, İsrail halkı da bu esaret altında yaşadı. Tanrı’nın onlar için yaptığı her şeye rağmen, yine de Yasalara göre yaşamıyorlardı. Tanrı’ya olan mesafeleri nedeniyle, Yasayı bir yük ve boyunduruk olarak hissediyorlardı.
Mesih bizi bu manevi kölelik durumundan kurtarmak için dünyaya geldi. Mesih’e kurtarıcı olarak olan inancımız, bizi Tanrı’nın oğulları olarak özgür kılar. Aziz Pavlus’un Galatya’daki Hristiyanlara şu şekilde bildirmesinin nedeni budur: “Mesih geldikten sonra, Yasa’nın denetiminde değiliz. Vaftizde Mesih’le birleşenlerinizin hepsi Mesih’i giyindi.” (Galatyalılar 3:25-27). Elçi İsa’nın kendinisi alçattığını söyler “Tanrının oğulları olabilmmeiz için Yasa’nın boyunduruğu altında bir kadından doğdu” (4. Ve 5. Ayetler)
Kardeşlerim, Babamızın bize vermiş olduğu, onun çocukları olmaya yükseltilerek, Tanrı’nın çocukları olarak ne büyük bir onur duyduğumuzu anlıyor muyuz? Sadece zengin çocukları veya dünyaca görkemle çevrili bir hükümdarın değil, aynı zamanda “Herkesin Kralı”nın çocukları (Tanrı, Kutsal Ayin’in Herubik ilahisinde bu şekilde adlandırılır). Bizi ebedi Cennet Krallığı’nda prensler ve prensesler haline getirdi!
Bu yüce şerefe layık mıyız? Eğer çocukları onları kızdırır veya onlara itaatsizlik ederlerse onlardan uzak duran veya mirasından mahrum bırakan ebeveynler vardır. Bu Tanrı’dan ne kadar farklı! Günahkâr olsak da, O’na tövbe ve inançla sığınırken, her şeyi görmemezlikten gelir ve her şeyi affeder. Bizi evlat edinir ve Aziz Pavlus’un yazdığı gibi: “Öyle ki, bizler oğulluk hakkını alalım.” (5. ayet).
Rabbimiz İsa Mesih’in “Tanrının tek bir oğlu … Babayla özde bir” olduğunu ve “Gökten indiğini ve Kutsal Ruh’la Meryem Ana tarafından beden alıp insan olduğunu” İman İkrarında Kabul ettiğimiz gibi , Tek ve biricik olduğunu biliyoruz. Ve yine de, Tanrı, “O’nun lütfunun zenginlikleriyle” (Efesliler 2: 7) bize “evlat edinme” armağanını sunar. Bizi çocukları haline getirirken, bizi Mesih ile kardeş olarak birleştirir: “suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu” ve daha da şaşırtıcı bir şekilde, “bizi Mesih İsa’da, Mesih’le birlikte diriltip göksel yerlerde oturttu. ”(Efesliler 2: 5-6).
Aziz Altınağızlı Yuhanna, bu şerefin yoğunluğundan ve Baba Tanrının insanlığı kaldırdığı inanılmaz yüksekliğe hayret ediyor! Kutsla Ayin sırasındaki Anafora duasında, Tanrı’nın bize kutsamalarına şükran duyduktan sonra, şu kelimelerle son bulur “…bizi cennete getirene ve Krallığını bize bahşedene kadar.”
Elçi Aziz Pavlus bu noktada açıktır: “Ruh’un kendisi, bizim ruhumuzla birlikte, Tanrı’nın çocukları olduğumuza tanıklık eder. Eğer Tanrı’nın çocuklarıysak, aynı zamanda mirasçıyız. Tanrı’nın mirasçılarıyız, Mesih’le ortak mirasçılarız” (Romalılar 8:16-17). Tanrı’nın Krallığının mirasçıları olduğumuzu gerçekten anlasaydık, bu başımızı döndürürdü. Bu hediyenin büyüklüğünü kavramaya başlayabilir miyiz?
Böyle inanılmaz bir nimeti alarak, hayatımızı isteğine göre yaşayarak, Tanrı’nın gerçek çocukları gibi davranmaya çalışalım. İlk doğan olan Rabbimiz İsa Mesih’in kardeşileri olarak hayatımızı sürdürelim, böylece kendimiz miras almaya layık olalım: “Yazılmış olduğu gibi, Tanrı’nın kendisini sevenler için hazırladıklarını Hiçbir göz görmedi, Hiçbir kulak duymadı, Hiçbir insan yüreği kavramadı”. Amin.