Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un krallığı … mübârektir.
(28.11.2021)
İlahi Liturji ruhbanın ”Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un krallığı şimdi ve dâima ve ebetler ebedince mübârektir.” sözleriyle başlar. Aynı zamanda ruhban Kutsal İncil’i Kutsal Altar’ın üstünden haç şeklini yaparak havaya kaldırır.
Neden acaba İlahi Liturji doğrudan Tanrı’nın kendisine değil de ”Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un Krallığına” hitaben izzet duasıyla başlar? İkinci yüzyıldan başlayarak İlahi Liturji’yi yorumlamış olan Kilisenin Aziz Pederleri’nin bu konu hakkında yazdıklarına kısaca bir göz atalım:
İlahi Liturji, Tanrı’nın Krallığının evrendeki görünebilir ve duyulabilir şekilde tezahürüdür. Kutsal Altar’a yaklaştığınız zaman herkesin Kralı’nın canlı mevcudiyetini hissedebilirsiniz. Pederiyle birlikte Kraliyet tahtına oturuyor ve Kutsal Ruh aracılığıyla dünyanın kurtuluşu için Kutsal Sakramenti icra ediyor. Orada tüm imanlı çocuklarıyla birlikte iletişim halindedir. Mesih’in bu mevcudiyeti İlahi Liturji’de icra edilir ve dünyayı Cennet’e dönüştürür. İmanlıların Rab’be şükretmek ve ibadet etmek için toplandıkları kilise; meleklerin yeri, Başmeleklerin yeri, Tanrı’nın Krallığı, Gökyüzüdür. Tanrı’nın Oğlu’nun beden alması ve insan olmasıyla Tanrı Krallığının kapısı açılmış oldu. Rabbimiz bunu: ”…Tanrı’nın Egemenliği üzerinize gelmiştir...” (Matta 12:28) diyerek teyit ediyor. Böylece İlahi Liturji’ye katılanlar daha şimdiden tezahür eden Tanrı’nın Krallığına doğru yol alanlardır. İsa Mesih ile birlikte Yeni Şarabı içecekleri Kutsal Altar’a doğru ilerlerler. Yüreklerimiz asıl hedefimiz olan Tanrı’nın Krallığının özlemiyle dolu ve sevinçle Üç ve Bir olan Tanrı’ya-Peder Oğul ve Kutsal Ruh’a- izzet dualarıyla hamdeder.
Böylece Tanrı’ya tapınmamızın ilk sözleri izzet sözleridir. Bu da o kutsal ana uyumludur. Duanın dört çeşidi: İzzet Duası, Şükran Duası, İtiraf ve Niyazdır. Tüm bunların arasında en üst basamakta İzzet Duası bulunuyor. Bu konuyla ilgili Aziz Nikolaos Kavasidas: ”Bir dilekte bulunan, bunu kendi menfaatlerini çoğaltmak için yapar. Kötülüklerini itiraf eden, bunu kendisini saran kötülüklerden kurtulmak için yapar ve bu kötülüklerden dolayı kendini suçlar. Şükreden sahip olduğu nimetlerden memnun olduğu için bunları kendisine sunana şükretmesi doğaldır. Fakat kendini umursamadan sadece Tanrı’yı yücelten, hem O’nun Gücü, hem de O’nun Yüceliği için Rab’bi övmüş (izzet sunmuş) oluyor. (“İlahi Liturji’nin Yorumu” 12.bölüm 4) Bununla birlikte, Tanrı’nın sonsuz kudretini, azametini ve gerçekleştirdiği mucizeleri hissettiğimizde, ruh hayranlık ve şaşkınlık duygularıyla dolup taşar ve kendiliğinden Tanrı’ya izzet sunmaya başlar.” diye zikrediyor.
Tabii ki sözü geçen üç diğer dua türü özel dualarımızda olduğu kadar İlahi Liturji de önemli bir yer kapsar. Bu yüzden İlahi Liturji’de İzzet Duaları Şükran dualarıyla ve İtiraf Duaları Niyazlarla dönüşümlü olarak okunur.
Dolayısıyla İlahi Liturji’de tüm dünya ve tüm manevi ve maddi ihtiyaçlarımız için bir dizi uzun niyazlar, Tanrı’dan günahlarımızın bağışlanması için yakarışlar ve O’nun bize sunduğu sayısız nimetlerine karşılık olarak şükran duaları mevcut.
Manevi yaşamda ilerledikçe Tanrı’nın iyiliğini, cömertliğini ve merhametini daha da iyi tanımış olacağız. Peki, tüm bunlardan etkilenmememiz ve Tanrı’ya şükretmememiz mümkün mü? Tanrı’nın iradesine itaat etmediğimizi ve bir çok günah işlediğimizi buna rağmen Rab bizden yüzünü geri çevirmediğini fakat bizim tövbe etmemizi ve O’na tekrar dönmemizi beklediğini düşündüğümüzde, biz de hatalarımızdan kurtulmayı bir ruhsal ihtiyaç olarak hissediyor ve Peygamber Yeşaya’nın önerdiği şekilde dualarımızla ifade ediyoruz: (Yeşaya 43:46) ”..davanı ilk anlat ki hak kazanasın.”
Niyaz dualarımıza gelince; Tanrı’nın önünde kendimizi küçük gördüğümüz anda bile kederli günlerimizde ve her ihtiyacımızda O’nun bizi korumasına, yardımcı olmasına Rabbimiz’in :”Dileyin size verilecek, arayın bulacaksınız, kapıyı çalın size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana kapı açılır. Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse yılan verir?” (Matta 7:7 ve 9:10) sözlerinden cesaret ve güç kazanarak yalvarırız. Nihayet Rabbimiz temel amacını konuşmasının şu sözleriyle noktalıyor:” Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsunuz, göklerdeki Babanız’ın kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi?” (ayet 11).
İlahi Liturji Kilise’nin tam kapsamlı duasıdır. İlahi Liturji’de okunan Dilek ve Niyaz dualarının içeriği dünyevi ve göksel yaşamımızla ilgili hiç bir ihtiyacımızı karşılıksız bırakmadığını söyleyebiliriz. İlahi Liturji metnin başından sonuna kadar Üç ve Bir olan Tanrı’yı yücelten niyazlar eklenmiştir. Böylece Izzet duaları İlahi Liturji’de ilk sırada yer alıyor.
Rahibin Tanrı’ya izzet dolu sözlerine, imanlılar ”Amin” diyerek katılırlar. Bu kelime İbranice’den gelmektedir. Amin dediğimiz zaman diğerinin gerçekleşmesi için söylediklerini bizim de dilediğimizi ve arzuladığımızı ifade etmiş oluyoruz. Yani: Keşke olsa. Amin ile karşılık veren imanlılar bir yandan ruhbanın sözlerinin kapsadığı gerçeği kabul ediyor ve ilan ediyorlar diğer yandan ise Üç ve Bir olan Tanrı’nın Krallığının nimetlerine nail olamyı arzu ediyorlar. Cemaatin yürekten katılımıyla rahibin övgü sunması şimdi Göksel Sunağa doğru yükseliyor. Amin.
Pisidia Metropoliti Sotirios
Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un krallığı … mübârektir.