/ Pazar Vaazlarι / İlahi vaaz (21)

İlahi vaaz (21)

İlahi vaaz (21)

20/2/2022

İlahi Liturjinin ayrılmaz bir parçası, Elçisel dönemden beri kabul gören İlahi Vaazdır. Rab, Sinagog’da Eski Ahit’ten bölümler okuduktan sonra, söz alıyor ve insanlarla konuşuyordu. İncil yazarı Luka, İsa’nın Nasıra’daki ilk vaazını anlatır (Luka 4: 16-27). Kutsal Elçiler ayrıca inananların Efkaristiya Toplantılarında da vaaz veriyordu. Elçi Pavlus’un Troas’ta konuşmayı gece yarısına kadar uzatıp, genç Eftychos’un pencerede uyuyakaldığı ve üçüncü kattan düştüğü vaazı tipik bir durumdur (bkz. Elçilerin İşleri 20: 7-11). İnananların ibadet hizmetine başkanlık eden Episkoposların ve rahiplerin her gün ve özellikle Pazar günleri Tanrı’nın sözünü din adamlarına ve kiliselerde toplanan cemaate öğretmelerini gerektiren Kutsal Kanunlar vardır. 68. Elçisel Kanun şu şekildedir: “Din adamlarını ve diğer tüm insanları gözetmeyen ve onlara dindarlığın öğretilerini ve işlerini öğretmeyen herhangi bir Episkopos veya rahip, kendisini düzeltinceye kadar aforoz edilsin. Ama ihmalinde ve kayıtsızlığında ısrar ederse, bir Episkopos ve rahip olmaya layık olmadığı için tamamen görevden azledilsin”.

Kilisenin, özellikle Episkoposların halkın eğitimi konusundaki talepleri mutlaktır. Bu, bir Episkoposun Atamasında da belirgindir. Kilise, atanmak üzere olan Episkopos’un “körler için bir rehber, itaatsizliğin karanlığında kalanlar için bir ışık, aptalca bir yaşam tarzını izleyenler ve ruhsal olarak geri kalanlar için bir öğretmen olmasını” Tanrı’dan diler. Öyle ki, sürüsünün ruhlarını ruhsal yaşamda eğittikten sonra, tereddüt etmeden Tanrı’nın Sunağının huzuruna çıkabilsin ve İncil’in vaaz edilmesi hususunda mücadele edenler için Rab tarafından hazırlanan büyük karşılığı (manevi karşılığı-ecri) alsın”. (II. Dilek, Bir Episkoposun Atamasına dair).

Sırf bunlardan bile, Episkoposun insanları mânen beslemesi ve Mesih tarafından kendisine emanet edilen sürüyü Tanrı’nın sözüyle desteklemesi için günlük özenin ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkar.

Elbette her Episkopos tüm bunları bilir, ancak Kilisemiz için Vaazın İlahi Liturjide ne kadar gerekli olduğunu ve inananların basit kelimelerle bize ulaşan, Tanrı’nın sesi olan vaazı büyük bir dikkatle takip etmeleri gerektiğini anlamaları  için yazıyoruz.

Kutsal Efkaristiya (Şükran) Ayinindeki Vaazın etkileşimini anlamak için örnek olarak kumaşın görüntüsünü kullanabiliriz. Yani kumaşın çözgü ve atkı ile ayrılmaz bir bütünlük içinde dokunduğu gibi, Kutsal Efkaristiya ilahi vaazla sürdürülür ve tamamlanır. Kutsal Efkaristiya, inananları kutsallaştırır ve onları Mesih ile birleştirir, ayrıca ilahi Söz ile yakından bağlantılıdır. Kutsal Vaaz ve Kutsal Efkaristiya’nın uyumlu birleşimi, Kurtarıcı Mesih tarafından kurtuluşumuzun tamamlanmasını sağlar. Sonuçta hem Vaazda hem de kutsal Efkaristiya’da bilfiil olan Mesih’in Kendisidir.

Kutsal Okumalar ve İlahi Vaaz ile, İlahi Sözün Litürjisi olarak bilinen İlahi Litürjinin ilk bölümü esasen tamamlanır.

İlahi Liturjinin ilk bölümünün tamamı Elçi Yuhanna’nın şu ayetinde özetlenir: Söz insan olup aramızda yaşadı. Biz de O’nun yüceliğini, Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul’un yüceliğini gördük. (Yuhanna, 1:14). İlahi Liturji esnasında Mesih’in ilahi Sözü ve  ilahi Eylemleri’nin sunulmasıyla, Mesih’i işitmeye, Mesih’i görmeye ve O’nun kutsal yaşamını örnek alarak yaşamaya nail oluruz.

Burada akıllara bir soru gelir. Ortodoks müminin ilahi Vaazı dikkatle izlemesi ve çabasını bundan yalnızca kendisinin nasıl yararlanacağıyla sınırlaması yeterli midir? Yeni Ahit, Hıristiyanlara Tanrı’nın sözünü başkalarına aktarmaları için öğütlerle doludur. Hepimiz Rab’bin talantlar benzetmesini kesinlikle hatırlıyoruz (bkz. Matta 25: 24-30).

Aldığı talantı kullanmayıp toprağa saklayan köle, Rab tarafından kınanmıştır. Kilise, ilahilerinde toprağa gömülü bu talantı Tanrı’nın sözü olarak nitelendiriyor ve bizi teşvik ediyor: “Ruhum, talantını yerde saklayan adamın sitemini duyduğun gibi, Tanrı’nın bildiğin sözünü başkalarından saklamamaya dikkat et. Başkalarına Tanrı’nın harikalarını duyurarak, ve bu şekilde lütfu çoğaltarak Rabbinin sevincine erişebilirsin” (Büyük Salı Övgülerde okunan ilahi). Elçi Pavlus, öğrencisi Timoteos’a şu tavsiyede bulundu: “Birçok tanık önünde benden işittiğin sözleri, başkalarına da öğretmeye yeterli olacak güvenilir kişilere emanet et” (2 Tim. 2: 2).

Bu, ilk Hıristiyanlar tarafından uygulandı ve bugüne kadar devam ediyor. Roma Kilisesi vakası da etkileyicidir. Elçi Pavlus ya da elçi Petrus ya da başka bir elçi veya episkopos oraya gitmeden önce, imparatorluğun başkentinde, iş ya da diğer meseleler için Roma’ya giden sıradan Hıristiyanlar tarafından dinamik bir Kilise gelişmeye başlamıştı. Böylece, elçi Pavlus Roma’ya vardığında, oradaki Hıristiyanlar “bizi karşılamaya geldiler…” diye yazıyor Lukas. Pavlus onları görünce Tanrı’ya şükretti ve yüreklendi” (bkz. Elçilerin İşleri 28: 14-15). ).

Bunlardan, sevgili Kardeşlerim, umarım her birimiz, Tanrı’nın sözünü çevresine iletme görevinde kendi misyonumuzu idrak ederiz. Amin.

  1. VAAZ, İLAHİ LİTÜRJİNİN YORUMLANMASI

                                                                                      Pisidia Metropoliti Sotirios

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlahi vaaz (21)