/ Pazar Vaazlarι / İmanlının Kutsal Armağanların kutsanmasından (Anaphora’dan) önceki ruhsal hazırlanışı

İmanlının Kutsal Armağanların kutsanmasından (Anaphora’dan) önceki ruhsal hazırlanışı

İmanlının Kutsal Armağanların kutsanmasından (Anaphora’dan) önceki ruhsal hazırlanışı

(24.4.2022)

İlahi Litürji esnasında, hep birlikte okuduğumuz Büyük İman İkarı’ndan sonra diyakoz, şöyle bir çağrıda bulunur:

‘Doğru  duralım. Korkuyla duralım, Kutsal Kurbanı selametle sunmaya dikkat edelim”. Cemaat ise: ”Merhamet, selamet ve övgü kurbanıdır.” diye cevap verir.

Diyakozun bu noktadaki: ”Doğru duralım. Korkuyla duralım..” çağrısı tesadüfen zikredilmedi. Ζihnimizi kurcalayan her türlü dünyevi kuruntulardan arınmış olarak manen yükselmelmemize davet ediyor, öyle ki ömrün kaygıları yüzünden manevi değerlere karşı ilgisiz kalmadan, uyanık ve ruhumuzla dik bir şekilde Tanrı’nın huzuruna çıkabilelim.

Kutsal Pederlerimiz: ”Kardeşim kimin huzurunda durduğunu, kiminle beraber Tanrı’ya çağrıda  bulunacağını anlamaya çalış: Meleklerle,  Heruvimlerle… O anda hiç kimse maddi ihtiyaçların hesabıyla uğraşmamalı. Ancak tüm karşıt düşünceleri aklından çıkardıktan sonra, kendini Cennet’teki izzet Tahtı’nın yanında duruyormuş ve Serafimlerle uçuyormuş gibi hissetmeli. O halde, huşu ve İlahi korkuyla uyanık bir ruhla Tanrı’ya yakın olan insana nasıl yakışıyorsa öyle duralım.” diye öneriyorlar.

İlaveten, Kutsal Kurbanı (Anaphora’yı) selamet, iç huzur, başkalarına karşı esenlik duyarak sunalım, özellikle o kutsal anda diğer insanlarla aramızda geçen ve bizi üzen olayları, bize karşı işlenen haksızlıkları, bizi incitmiş olan sözleri; tüm bunları zihnimizden sileriz, affederiz, huzur duyarız, yüreklerimize gerçek ve sönmeyen esenliği ihsan eden Mesih İsa’dan güç kazanırız.

Ruhani’nin bu çağrısına Kilise cemaati: ”Merhamet, selamet ve övgü kurbanıdır” diye cevap veriyor.

Yani Mesih’in Kurban edilişine sadece  selametle katılmıyoruz, aynı zamanda selameti başka bir armağanın ve kurbanın yerine armağan olarak sunuyoruz. Nihayet merhamet ve şefkat saf selametin meyvesidir. Çünkü insanın ruhunu hiç bir tutku huzursuz etmediği süre, merhametle dolu olmasına hiç bir engel teşkil edilmez.

İmanlıların bu cevabına karşı Ruhani cemaat için en Kutsal ve en Yüce olan dileği niyaz ediyor: ”Rab’bimiz İsa Mesih’in lütfu, Peder Allah’ın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı  hepinizle birlikte olsun”.

Bu dilek elçi Pavlus’un Mektuplarından alınmıştır (2 Korintliler 13:13) ve bize : Oğul’dan Lütuf, Baba’dan sevgi ve Kutsal Ruh’tan paydaşlık ihsan ediyor. Kutsal Üçleme’nin her bir kişisi için acaba neden bu ayrılımlar yapılıyor?

Çünkü Oğul, İsa Mesih, hiç bir katkımız olmadan ve de günahın ve şeytanın tahakkümü altında bulunduğumuz zaman bile, bizim uğrumuza kendini kurban olarak feda etti. Elçi Pavlus: ”Biz daha çaresiz iken Mesih belirlenen zamanda biz Tanrısızlar için öldü’‘ (Romalılar 5:6), diye açıklamada bulunuyor. Demek ki Mesih İsa’nın bizim için Takdiri ihsan eylediği Lütuftur.

Baba Tanrı, Oğlu’nun çektiği Kutsal çileleriyle insan soyuyla uzlaştı ve Kendisinden uzaklaşan insanları bile sevdi, bu yüzden bize ihsan ettiği tüm nimetleri ”Sevgi” olarak niteliyoruz.

Kutsal Ruh Baba’nın zengin nimetlerini herkese sunmak ve tüm insanların başı Mesih İsa olan büyük ve manevi bir aile gibi birbirleriyle sımsıkı kenetlenmeleri için Kutsal Elçilerin ve Kutsal Kilise’nin üzerine nüzul etti. Bu yüzden Kutsal Ruh’un iyiliği paydaşlık olarak niteleniyor.

Birisi belki tüm bu nimetler, Mesih İsa’nın dünyaya gelişiyle tüm insanlara armağan edildiğini düşünebilir. O zaman bize çoktan ihsan edilmiş armağanlar için niyaz duasına ne gerek var! Ruhani, tüm bunların bize armağan edildiğine göre kaybetmememiz, özellikle Mesih’in Kurban edilişinin huşu dolu o kutsal dakikaları süresince sonuna kadar muhafaza edebilmemiz için niyaz ediyor. Bu yüzden Ruhani ”Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle birlikte olacak ” ifadesini kullanmıyor, ancak ”hepinizle birlikte olsun” diyor, yani, size ihsan edilen Lütuf hep sizinle birlikte olsun, sizden kopmasın. Her zaman Kutsal Üçleme’nin Lütfu, sevgisi ve paydaşlığı üstünüzde olsun.

Rahibin bu isteğini kabul eden müminler, onu Ruhani’ye iade ederler ve rahibe: ”ve senin ruhunla” diye karşılık verirler. Bu da birbirimiz için dua etmemizin emrolunmasından kaynaklanıyor. (bkz Yak: 5:16).

Ruhani bu niyazdan sonra, müminlerin ruhlarını hafifletiyor, yeryüzünden göğe doğru yüceltiyor ve yüreklerine ve duygularına yücelik kazandırarak ”Kalplerimizi yukarıya doğru yöneltelim” diye teşvik ediyor. İleride Kutsal Armağanları  kabul edecek olan yükselerdeki Göksel Sunak’a doğru davet ediyor. 

Cemaat ise: ”Rab’be yöneltik”  diye karşılık veriyor, yani yüreklerimiz semalara Mesih İsa’nın bulunduğu yerde, Baba’nın sağında bulunuyor. Bu noktaya hepimiz özen göstermeliyiz ki söylediklerimizin gerçeğe karşılık versin. Ne demek istediğimi umarım anlıyorsunuz. Bir yandan yüreğimi Mesih’e verdiğimi ama diğer taraftan şuursuzca o kutsal anda başka şeyler düşünemem doğru olmaz.

Ruhani ve cemaat arasındaki bu Kutsal diyalog Ruhani’nin şu teşvikiyle son buluyor: ”Rab’be şükredelim”. Müminler kendi taraflarından Kutsal Gizem’in anı yaklaştığını teyit ettiklerinde, Rab’be kutsal kurban aracılığıyla şükranlarını sunmaları ‘‘Layık ve haktır” sözleriyle ikrar ederler.

Herkes ve herşey o anda Mesih’in kendini kurban olarak sunması (Anafora) için hazır. Sunum boyunca en Yüksek ve en Kutsal Gizem olan İlahi Efharistiya icra edilecek. Tüm bunlara bilinçli olarak derinden katılalım. Amin.

 

İLAHİ LİTURJİ’NİN YORUMLANMASI  30. Konuşma

 

                                                              Pisidia Metropoliti Sotirios

 

 

 

 

 

 

 

İmanlının Kutsal Armağanların kutsanmasından (Anaphora’dan) önceki ruhsal hazırlanışı