/ Pazar Vaazlarι / Yırtıcı kurtlar

Yırtıcı kurtlar

Bugünkü Elçisel okuma, Elçi Pavlus’un Efes Kilisesi’nin ihtiyarlarıyla yaptığı buluşmayı konu alır. Pavlus, Tanrı’nın halkını gütme konusunda onlara dikkatli ve uyanık olmalarını öğütler. Onlara, gözlerini açık tutmalarını, ruhsal uyanıklık içinde olmalarını söyler. Çünkü Pavlus, bencil niyetlerle ortaya çıkacak bazı insanların varlığını önceden bildirir. Bu kişiler, Mesih’in yaşamından sürüyü koparmaya, Müjdenin (İncil’in) gerçeğini çarpıtmaya ve kendilerine yandaşlar edinmeye çalışacaklardır. Ulusların Elçisi Pavlus’un bu peygamberane uyarısı, tarih boyunca tekrar tekrar gerçekleşmiştir. Pavlus’un “ağır kurtlar” diye nitelediği bu kişiler zaman zaman ortaya çıkmış, kilise yaşamını derinden sarsan üç büyük bela ile inananları yaralamıştır.

Sapkınlıklar

Birinci bela sapkınlıklardır (hâresislerdir).

Bunlar Kilise’nin içinde doğar, imanı tahrif eder ve İsa Mesih’in kutsal Kitap’ta muhafaza edilen ve Kilise Babaları tarafından açıklanan öğretisini yanlış yorumlarlar. Ne zaman ortaya çıksalar, büyük kötülüklere yol açmış, tutkuları körüklemiş ve Kilise’nin birliğini parçalamışlardır. Kişisel düzeyde de, sapkınlık insanın başına gelebilecek en korkunç kötülüktür. Çünkü diğer tüm günahlardan daha büyük bir günahtır; zira kişiyi Kilise’nin yaşamından koparır, kutsal Gizemlerin (Sakramentlerin) takdis edici lütfundan mahrum eder ve kurtuluş umudunu elinden alır. Zira Kilise’nin dışında kurtuluş yoktur. Her ne kadar diğer tüm günahlar —ne kadar ağır olursa olsun— günahkârı kurtuluştan bütünüyle alıkoymaz, çünkü kişiyi Kilise Topluluğunun dışına atmaz. Ve bir kişi Kilise’nin içinde kaldığı sürece, tövbe yoluyla “Mesih’te” kurtuluşa ortak olabilir.

Bölünmeler

İkinci bela bölünmelerdir (şizmler). Bunlar, Kilise’nin tanıklığını bozar ve özünde iman birliğine saldırır. Kaynakları her zaman sadece teolojik olmayabilse de, Kilise’nin doğasını çarpıtır ve sevgiyi yaralar. Tipik bir örnek, Yunanistan’daki Eski Takvimci bölünmesidir. Bu bölünme, tarihlerin hesaplanması konusundaki farklı bir anlayıştan başlamış, ancak Kilise’nin birliğinin kısmi parçalanmasına ve bölünmeyi takip edenlerin arasındaki birliğin tamamen parçalanmasına yol açmıştır. Eski Takvimci taraftarlarının kendi arasında çeşitli fanatik gruplara bölündüğü ve her grubun diğerini aforoz ettiği bilinmektedir.

Bu durum, bölünmenin Kilise’de ve maalesef onu takip edenlerin düşüncelerinde yarattığı yanlışlık ve kargaşanın en büyük kanıtıdır. Gerçekten de, Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, bölünmenin ciddiyetini vurgulamak için şöyle öğretir: “Şehit kanı bile bu günahı silemez.”

Fanatikler

Üçüncüsü, aşırılık, fanatizmdir. Erdemlerin uygulanması ve İncil yaşamının sürdürülmesi için iyi bir şevk vardır. Ancak, kibirle, takipçi yaratma arzusu ile, yerel Kilise hayatından bağımsızlıkla, kilise çalışmalarına tepeden bakan eleştirilerle ve saf insanları çeken dışa yönelik dindarlık biçimlerinin öne çıkarılmasıyla karakterize edilen kötü bir şevk de vardır. Bu “bilgisiz şevk”, Tanrı’dan gelen doğruluğu bilmeyen ve kendi doğruluklarını kurmaya çalışan, Tanrı’nın doğruluğuna boyun eğmeyenler olarak Pavlus tarafından kınanmıştır. Çünkü “Yasa’nın sonu Mesih’tir, inanan herkes doğrulukla aklanabilsin diye” (Romalılar 10:2-4). Yanlış anlaşılan şevkatlıların özellikleri dinsel fanatizm, her şeyi aşırı eleştirmek ve Mesih’i çarmıha germeye ve insanları taşlamaya devam eden Ferisî dini şevkidir.

Sapmalar, ayrılıklar ve fanatizm Kilise hayatını tehdit eden, bölünmeye katkıda bulunan ve kurtuluşumuzu tehlikeye atan üç büyük bela olup, hayatımıza sızmalarına izin vermemeli; bunun yerine, “Mesih’teki tamamlanmamız” için en büyük görevi üstlenen ve Tanrı huzurunda korkunç bir itirafta bulunacak olan Çobanlarımıza güvenerek, kilise ortamımızda kendimizi güvence altına almalıyız.

 

Arhimandrit E. Oik. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 22 no’lu broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir 1 Haziran 2025

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yırtıcı kurtlar