Tanrısal Davet (İncil Açıklaması)
Luka’nın 11.Pazarı (Luka 14:16-24) Metropolit Pavlus Yazıcı
Daha önceleri, kiliseye gitme konusunda sizleri hararetli bir şekilde teşvik etmiştim. Özellikle de pazar ve bayram günleri kiliseye gitme konusundaki sözlerim Rabb’imiz İsa Mesih ve Azizler örneği çevresinde odaklanmaktadır. Gerçekten de bu tür teşvikler devamlı tevessül etmemek lazım, zira bu yol imandaki zayıflığı göstermektedir. Bunun için zamanımız yok. İsa Mesih, akşam yemeğine davet edilenler konusundaki örneği, bizim davete geç kalmama konusunda uyarmaktadır. Bir insan akşam yemeği düzenliyor ve herkesi davet ediyor ve her şey hazır olunca adamlarını gönderip davetlilere haber veriyor fakat sanki hepsi söz birliği etmişçesine gelmeyeceklerini bildiriyorlar ve birisi, bir tarla satın aldığını ve bu tarlayı görmeye gideceğini ve mazur görülmesini istedi. Bir diğeri ise beş çift öküz aldığını ve onları tarlada deneyeceğini bildirdi mazur görülmesini istedi ve üçüncüsü ise mazeret bildirmeden evlendiğini ve bu nedenle gelemeyeceğini bildirir. Yemeği düzenleyen efendi gazaba gelip öfkelendi ve uşaklarına şöyle dedi: Gidin şehrin sokaklarında ki bütün kimsesiz, kör, topal, hizmetçi kimi görürseniz evime davet ediniz. Ve evde hala boş bir yer vardı ve uşaklarına gidiniz sokaklarda kimi görürseniz çağırınız ki evim dolsun. Ve İsa Mesih bu örnek ile ilgili sözlerini şöyle bitiriyor: davet edilenler çok ama seçilenler az…
Bu örnekte kolaylıkla şunu anlıyoruz: Yemek davetini veren efendi Allah’ı simgeliyor, aynı zamanda Kiliseyi simgeliyor. Çünkü Kilise ve özellikle de eski ahitteki Kilise, Mesih’in kutsal yeni kilisesini simgeliyor. O kilise bizleri göksel kilise için layık olmaya hazırlar. Davet edilenler ise, bu yemeğe girmeyi hak etmeyen Yahudi milletini simgeler, en son davet edilenler ise Hıristiyanları simgeliyor. Eskiden Allah insanları davet etmek için birçok peygamber gönderdi. En sonunda ise, insan özünü alıp insan benzeyişinde doğmayı kabul eden biricik oğlunu gönderdi. (Filipliler:2:7) Ve görünüyor ki, Yeni İsrail olan Mesihiler, akılsızlıkları nedeniyle Tanrı egemenliğine seçilenler arasında değillerdir. Onların yerini ise sokaklardan çağrılan günahkârlar ve Tanrı’yı tanımayanlar aldı. Ve yemeğe davetli oldukları halde çeşitli nedenlerle mazeret beyan edip o Tanrısal sofrada bulunma şerefini kaçıran insanlara ne demeli. Onlara göre her birinin değişik bir mazereti olmasına rağmen, gerçekte hepsinin mazeretleri birdi. O da yersel olan şeylere karşı bağlılıklarıydı. Diğer bir değişle onlar, dünyevi özel çıkarlarını, semavi hedeflerin önüne koyuyorlar. Hâlbuki İsa Mesih şöyle dedi: Siz öncelikle Tanrı egemenliğini ve doğruluğunu isteyiniz o zaman size bütün bunlar verilecektir. (Matta 6:33) Oysa bizler buna tamamen aykırı olarak davranıyoruz. İlk önce dünyevi nimetlere önem veriyoruz, eğer zamanımız artarsa Tanrısal şeylere ayırıyoruz.
Birisi soruyor: Neden Pederler ısrarla kiliseye gelmeye davet ediyor? Halbuki gürültü ve fitneden uzak bir şekilde dua etmek imkanımız var ve üstelik de kiliseye gelmeden daha önemli yapılması gereken Hıristiyanlık işleri var. Eğer bizler bu küçük vasiyeti yerine getiremiyorsak, yüce işleri hayal etme fırsatı bize nasıl verilecek? Ve eğer biz merdivenin ilk basamağına çıkmaz isek, ikinci basamağa nasıl yükselebiliriz? Öncelikle az olanı yapmayı öğrenmeliyiz daha sonra çok olana geçebiliriz. Yoksa, dünyevi şeyler içinde kaybolursak, Tanrısal egemenliğin dışında kalma tehlikesine maruz kalacağız. O zaman yerimizi Tanrısal daveti alıp gitmekte acele edenler alacaklardır. Çünkü davetliler çok ama seçilenler az.