/ Pazarın Sesi / Yemin meselesi

Yemin meselesi

Yemin meselesiyle ilgili olarak Kutsal Kitap’ta iki farklı eğilim gözlemlenir. Eski Ahit’te, yani dünyanın henüz Kutsal Ruh’un lütfuyla kutsanmadığı bir dönemde, insanlar arasındaki güvensizlik nedeniyle yemin etmek kabul edilebilir bir şeydi. Elçi Pavlus da bu gerçeği kullanır. İsa Mesih’e karşı Yahudilerin duyduğu güvensizliği gidermek için Tanrı’nın ataları İbrahim’e ettiği yemine başvurur. Buna karşılık Yeni Ahit’te, Rab’bin lütfunun ruhu hâkim olduğundan, yemin etmekten kaçınmak açık ve kesin bir şekilde tavsiye edilir. Bizzat İsa Mesih bu konuda nettir: “Oysa ben size diyorum ki hiç ant içmeyin … Evetiniz evet, hayırınız hayır olsun” (Matta 5:34-37). Rab’bin kardeşi Yakup da bugün dinlediğimiz Elçisel Okuma’da Hristiyanlara ısrarla şöyle seslenir: “Kardeşlerim, ne gök üzerine, ne yer üzerine, ne de başka bir şey üzerine yemin etmeyin” (Yakup 5:12).

Günümüzde yeminle ilgili olarak, onun gerekliliği ve yargı pratiğinden ya da kamusal tören ve etkinliklerden kaldırılması olasılığı hakkında sık sık geniş çaplı tartışmalar yapılmaktadır. Eğer yemin kaldırılmasına dair bu “edebiyat” saf düşünceler ve samimi niyetlerle, insan onurunu zedeleyen yalancı yeminin ve yozlaşmanın kamusal hayattan arındırılması amacıyla yapılıyorsa, bu yerinde bir yaklaşımdır. Ancak eğer tüm bu tartışma, toplumu sistematik bir şekilde kutsaldan arındırma ve Hristiyanlıktan uzaklaştırma çabasına hizmet ediyorsa, o zaman bu tartışmanın altında kötü niyetli bir zemin yatmaktadır. Aşağıda, Kilise’nin kutsal Babaları aracılığıyla yemin meselesine dair görüşünü sunuyoruz. Amaç, Mesih’ten sonraki gerçeklikte bu konuya atfedilen ve gerçekte sahip olmadığı boyutlara ulaşan bir meseleyi aydınlatmaya çalışmaktır. Zira bu konu giderek bir “tabuya” dönüşme eğilimindedir.

Aziz Pederlerimizin görüşleri

Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, yemini “ruhsal bir hastalık” ve “en korkunç günah” olarak tanımlar. Başka bir yerde ise ifadelerinde daha sert ve ifşa edici bir dil kullanır: “Yemin korkunç ve zararlı bir şeydir; yıkıcı bir ilaç, dehşet verici bir zehir, şeytani bir ok, güçlü bir tuzak, boyna geçirilmiş bir ilmektir. Ve biz yemine sadık kalsak da, çiğnesek de, aynı şekilde günah işlemiş oluruz.” Büyük Basil (Aziz Vasilios) mahkemelerde tanıkların ifadelerinin güvenilir sayılması için başka bir yol bulunmasını önerir çünkü yemin “insan ruhlarına ölüm getirir; zira yemin eden kişi çoğu zaman yalancı yemin (epiyorkia) etmeye yönelir. Bu nedenle, yemin uygulamasının kaldırılması gerekir…” Kendi açısından Aziz Gregorios Teologos ise yemin etme alışkanlığını şöyle kınar: “Yemin vermek de, yemin almak da çok büyük bir kötülüktür çünkü her ikisiyle de insan cezaya layık hâle gelebilir.”

Yukarıda anlatılanlardan açıkça anlaşılmaktadır ki, yemin, ne Kilise tarafından ne de onun öğreti sistemi tarafından benimsenmektedir. Aksine, yemin insan ilişkilerini her çağda belirleyen güvensizlik ve kuşkuculuğun bir meyvesidir. Özellikle çağımızda bu olgu daha da keskin boyutlar kazanmıştır çünkü güven, doğruluk sevgisi ve sevgi, artık insanlar arası ilişkilerde birer lüks hâline gelmiştir. Bu durum, Tanrı’nın suretinde yaratılmış olan insan için ve bu sureti bizzat kuşanmış, hakikatin ve adaletin kişileşmiş hâli olan İsa Mesih için, onur kırıcı bir görüntüdür.

Bu nedenle, insanlar arası ilişkilerimizde yemin etme cazibesinden uzak durmalı, ilişkilerimizi içtenlik ve hakikat üzerine inşa etmeye çalışmalı, kişisel yaşamımızı da bu temeller üzerine kurmalıyız. Ve eğer yasaların harfî gerekçesiyle yemin etme zorunluluğuyla karşı karşıya kalırsak, o zaman devlet otoriteleri karşısında cesaret ve basiretle hareket ederek yeminden kaçınmayı talep etmeli, onun yerine kişisel onurumuz ve saygınlığımız üzerine söz vermeyi tercih etmeliyiz. Bu tutum, devlete, bu sonuçsuz ve etkisiz uygulamayı nihayet kaldırana kadar rehberlik edecektir. Çünkü bu uygulama, dürüst insanları Tanrı’nın emrine karşı gelmeye zorlamakta, vicdansızları ise bu aracı kullanarak gizli ve yasa dışı planlarını gerçekleştirmeye teşvik etmektedir. Âmin!

 

Arhimandrit E. Oik. Foni Kiriou (Rabbin Sesi) 30 no’lu broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir  20 Temmuz 2025 Pazar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yemin meselesi