Tiran, Duraç ve tüm Arnavutluk Başepiskoposu
Anastasios’un Noel mesajı
2022 Doğuş Bayramı
Barış yakarışı ve önkoşulları
Selâmet Allah’ı ve merhamet Peder’i olduğun için bizlere selâmet bağışlayanı, büyük iradenin Habercisini gönderdin.[1]
Milyonlarca insanın günlük acısı, çığlığı ve yakarışı son zamanlarda daha güçlü bir şekilde yükselen barış arzusuna dönüştü.
Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü bu tehlikeli ve kabul edilemez savaş ortamında bitmeyen acılar hüküm sürüyor.
Eş zamanlı olarak, Suriye, Yemen, Asya ve Afrika coğrafyasında askeri çatışmalar devam ederken, batı ülkelerinin kalabalık kent merkezlerinde yaşanan terör eylemleri de sıklıkla gündeme düşmekte.
Ekonomik, diplomatik, ideolojik kimliklere bürünen savaşlar insanlığa acı çektirmeye devam ediyor. Şiddet ve insan egosunun sebep olduğu keyfi hareketler, kutsal mekanlara saygısızlık göstermekten en ufak bir çekince bile duymuyor.
Çeşitli isimlerle etkisini ve varlığını gösteren güçlüler, farklı ölçekteki çıkarları, insanların düşüncesini ve bilincini köleleştirmek için dezenformasyonu savaş malzemesi olarak kullanıyor.
Noel Bayramı, sadece insanlığın barış talebine olan özlemini vurgulamaz, ama aynı zamanda bunun nasıl gerçeğe dönüşebileceğine dair toplumlara güzel örnekler de sunar. Meleklerin “En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kaldığı insanlara
esenlik olsun!” (Luka 2:14) ilahisiyle karşılanan dünyanın Kurtarıcısı İsa Mesih’in gelişi, O’nun doğumundan tam sekiz yüzyıl önce kehanette bulunan Yeşeya’nın peygamberlik sözünün gerçekleşmesidir: “Çünkü bize bir çocuk doğacak … O’nun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak … Egemenliğinin ve esenliğinin büyümesi son bulmayacak. Egemenliğini adaletle, doğrulukla kuracak ve sonsuza dek sürdürecek” (Yeşeya 9:6-7).
Barış, basit bir dilek olmayıp ilahi bir armağan ve insanın Tanrı ile iş birliğinin başarısıdır. İlahi lütfun ışığı elbette insana verilecek ama insanın buna karşılık vermesi, çaba göstermesi beklenmektedir.
Ortodoks Hristiyanlığın yaşam tecrübesi, kendimizle, komşularımızla, Tanrıyla ve yaratılışla çok yönlü bir barıştan söz eder.
Noel, tamamen Mesih’in yaşamında kendisini gösteren, Kutsal Çilerlri ve Dirilişi ile zirveye çıkan, Kilise tarafından büyük bayramlarda odak noktası haline gelen büyük gerçekleri peygamberlik bağlamında bir tohumda bir araya getirir.
Savaş dediğimiz olgu ilk bakışta barış halinin karşıtı olarak görünür. Özünde çeşitli biçimleri olan kibir, gurur, bencillik ve megalomaninin, insanların ve halkların ilişkilerini mahveden, toplumlar arasındaki küçük ölçekli ya da büyük çaplı uyumsuzluğu ve çatışmayı da körükleyen egoizmin, insanların barış içinde yaşama isteğine düşmanlık beslediğinden eminim.
Mesih’in Doğuşu ışığında, barışın yeryüzünde inşa edilmesi için önkoşul olan sevgi ve alçakgönüllülük ile benmerkezciliğin örmüş olduğu duvarlar, sınırlar da aşılmış olur.
Hristiyan mesajının özü bir bakıma şu sözlerde temellenir: “Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi. Öyle ki, O’na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun” (Yuhanna 3:16).
Hristiyan inancı tarafından tanımlanan sevgi ifadeleri, İsa Mesih’in ve O’nu daima sadakatle takip edenlerin yüzünde sonsuza dek parlayacaktır.
İman İkrarcısı Aziz Maksimus’un vurguladığı gibi: “Birçokları sevgi hakkında çok şey söylediler ama onu gerçek anlamda Mesih’in öğrencilerinde göreceksiniz çünkü sadece onlar, sevgi öğretmeninin Gerçek Sevgisine sahiptirler” (Sevgi Üzerine 4, Hecatontas, 100).
Tanrı Oğlu ve Sözü, bizlere sevgi hakkında soyut ve genel bir teori vermek için değil ama aramızda yaşayarak onu bizlere öğretmek için insan oldu.
Tanrı bilgeliğinin ışığıyla gerçeğe ışık tutmak için şu sözlere mutlaka kulak verelim: “Tanrı’nın bize olan sevgisini tanımış ve buna inanmışızdır. Tanrı sevgidir. Sevgide yaşayan, Tanrı’da yaşar, Tanrı da onda yaşar” (1. Yuhanna 4:16).
Sevgiden gelen parıltı tüm erdemleri içinde barındırır.
Adalet, lütuf, nezaket, doğruluk, barışın pekişmesi ve yeryüzünde inşa edilmesi, için temel ön koşullardır.
Her şeye gücü yeten ve Anlaşılmaz Oğul ve Tanrı Sözü olan İsa Mesih’e göre, sonsuz merhametine göre, insan zihninin hayal dahi edemeyeceği bir lütufla tanrılaştırmaya yüceltmek için insan doğasını üstlenir.
Tüm yaşamı ve kendini feda etmesiyle bizlere öğütler veren Tanrı-İnsan, bir bebek, masum bir çocuk olarak dünyamıza geldi: “Ben yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm. Boyunduruğuma girin ve benden öğrenin, böylece canlarınız huzur bulur” (Matta 11:29).
“Ve biz, Tanrı bilgisinin ışığına götürüldük…”
Rabbimiz İsa Mesih’in Doğumuyla bizlere armağan ettiği Tanrı bilgisinin mükemmel ışığına minnettarlık duyarak, kendimizle, komşularımızla, Tanrı’yla barışı geliştirerek O’nu yüceltelim ve O’nun paydaşları olmak için buyruğuna göre mücadele edelim: “Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek” (Matta 5:9).
Mutlu Noeller! Sağlıklı, umut dolu Yeni Yıllar diliyorum!
[1] Selâmet Allah’ı ve merhamet Peder’i olduğun için bizlere selâmet bağışlayanı, büyük irâdenin Habercisini gönderdin. Bu yüzden Allah bilgisi rehberliğinde geceden (seherden önce) uyanarak, seni yüceltiriz, ey insansever. (Doğuş Bayramı’na mahsus Katavasies ilahilerinden)