/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / İlk Ekümenik Sinodu Kutsal Babaları’nın Pazarı vaazı

İlk Ekümenik Sinodu Kutsal Babaları’nın Pazarı vaazı

İlk Ekümenik Sinodu Kutsal Babaları’nın Pazarı vaazı

 (Yuhanna 17:1-13)

Bugün, Hamsin (Pentikost) öncesi bu pazar günü, 325 yılında Bitinya’da bulunan Nikaia (İznik)’da bir araya gelen ilk Ekümenik Sinod’un 318 Kutsal Baba’nın hatırasını onurlandırıyoruz. Bu Kutsal Sinod, İsa Mesih’i gerçek Tanrı olarak kabul etmeyen Arius’un sapkınlığını kınadı ve “Nikaia (İznik) Sembolü” olarak da bilinen inanç sembolünü kaleme aldı. (iman ikrarı veya inanç evetlenmesi de denir). Her Kutsal Ayin’de, diğer Kutsal Merasimler’de olduğu gibi, Ortodoks İmanı’nın ana inançlarının özetini okuyoruz. Ertesi pazar, Hamsin (Pentikost)’de , Kilise’nin kuruluşunu kutluyoruz. Fakat “Kilise’nin başı Mesih’tir” (Efesliler 5:23), Allah’ın Tek Oğlu ve gerçek Allah’tır. Bu inanç olmadan Kilise olamaz. Ve İlk Ekümenik Sinod Babaları, bu dogmatik gerçeği doğruladığından, onları Hamsin (Pentikost)’den önceki pazar günü onurlandırıyoruz.

Ortodoks inancının yanı sıra, Kutsal Babalar da Kilisenin ve inananların birliğini korudular. Çünkü her sapkın öğreti, Kilise’nin kendisi olan Mesih’in Bedeni’ni kırar ve Hristiyanların birbirleriyle olan ilişkisini bozar. Kilise’nin bütünlüğünün bir önkoşulu, Allah’ın her Kutsal Ayin’de bize vermesini istediğimiz “iman birliğini ve Kutsal Ruh’un Paydaşlığı”dir. Bu önemli meseleye devam eden İsa Mesih, tutuklanmadan önceki gece (bugünün Müjde’sinde duyduğumuz gibi), öğrencilerini ve buna bağlı olarak O’na iman eden ya da gelecekte O’na iman edecekleri bir arada tutması için Baba Tanrı’ya yalvardı. Bu dua onun öğrencilerinin de ötesine geçip aynı zamanda onları vaazlarıyla O’na inanacak olanlar için de oldu: “Kutsal Baba, bana verdiğin kişilere, bana verdiğin kişileri adın aracılığıyla koru ki bizim bir olduğumuz gibi onlar da bir olabilsinler” (ayet 11). Şöyle devam ediyor: “Sadece bunlar için dua etmiyorum, aynı zamanda bana onların sözleriyle inanacak olanlar için de dua ediyorum ki hepsi bir olsunlar; Baba, senin bende ve benim sende bir olduğumuz gibi” (Yuhanna 17:20-21).

İsa’yı böyle bir coşkuyla, Çile’sinden önceki bu akşamda, Baba Tanrı’ya hem kendi aramızda hem Allah’la birleşebilmemiz için yalvardığını duyduğumuzda, bundan nasıl etkilenemezdik? Toplumumuzda bölünme, rekabet ve bencillik eğilimi güçlü olsa da, biz Hristiyanların birlik temsilcisi olmamız gerekir. Bu, aynı bedenin üyeleri olan, Kilise’nin bedeni olan, İsa’nın bedeni anlamına gelir. Havarı Pavlus, acı ile Hristiyanlara sesleniyor ve birbirleriyle çatışmaya girmemelerini aksine barış ve birlik sağlanmasını istiyor: “Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih’in adıyla yalvarıyorum: Hepiniz uyum içinde olun, aranızda bölünmeler olmadan aynı düşünce ve görüşte birleşin” (1. Korintliler 1:10). Galatyalılara, Büyük Havari aralarındaki birlik konusunda sertlikle yazıyor: “Ama birbirinizi ısırıp yiyorsanız, dikkat edin, birbirinizi yok etmeyesiniz” (Galatyalılar 5:15). Roma’daki hapishanesinden bile, Havari Pavlus Hristiyanların birliği ile ilgileniyor: “Birbiriyle sevgi içinde bir araya gelip, barış bağıyla Ruh’un birliğini korumaya gayret ederek tüm alçakgönüllülük ve nezaketle yürümenizi rica ediyorum” (Efesliler 4:2-3).

Bu nedenle, Kilise Bedeni’nin üyeleri (Kilise Cemaati’nin üyekeri) olarak aramızda barışı ve birliği sürdürmek için sürekli çaba göstermek bizim görevimizdir. Ve bunu mümkün kılmak için, inancımızın hakikatlerinin daha fazla farkında olalım, Allah’ın sözünü okuyalım ve Kutsal Ruh’un ışığı, kutsallaştırıcı ve birleştirici gücü ile bizi güçlendirmesi için Allah’a dua edelim.

20/5/2018

İlk Ekümenik Sinodu Kutsal Babaları’nın Pazarı vaazı