/ Kutsalların Kutsalı / Meryem

Meryem

‘‘İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak.’’ (Luka 1:48)

Kilise iki bin yıl boyunca Meryem Ana’nın anısını tüm Hristiyanların ilk örneği – Mesih’te nasıl olmamız gerektiğinin örneği – olarak korumuştur. Meryem gerçekten saf ve Tanrı’ya kayıtsız şartsız itaatkârdı. Kilise geleneğine göre Meryem hayatı boyunca bakire kalmıştır (bkz. Matta 12:46-50 notu). Yaşam boyu bakirelik tüm Mesih İmanlılarının izlemesi gereken bir örnek olmasa da, Meryem’in ruhsal saflığı, Tanrı’ya gönülden bağlılığı kesinlikle örnek alınmalıdır.

Meryem, İsa Mesih’i kabul eden ilk insan olması bakımından da bizim için örnektir. Meryem Mesih’i fiziksel olarak karnında taşıdığı gibi, şimdi de tüm Hristiyanlar Tanrı’yı ruhsal olarak içlerinde taşıma ayrıcalığına sahiptirler. Tanrı’nın lütfu ve merhameti sayesinde arınır ve O’na benzememiz için güçlendiriliriz.

Meryem’e verdiğimiz onur aynı zamanda İsa’nın kim olduğuna ilişkin görüşümüzü de ifade eder. İlk zamanlardan beri kilise onu Tanrı’nın Annesi (Grekçe Theotokos, sözcük anlamıyla “Tanrı Doğuran”) olarak adlandırmıştır ki bu da Oğlunun hem tamamen insan hem de tamamen Tanrı olduğunu gösteren bir unvandır. Annesi olarak Meryem, İsa’nın insan doğasının kaynağıydı; hem de rahminde taşıdığı Kişi aynı zamanda ebedi Tanrı’ydı.

Bu nedenle, karakteri ve özellikle Tanrı’nın kurtuluş planındaki rolü nedeniyle, Hristiyanlar Meryem’i azizlerin ilki olarak uygun bir şekilde onurlandırırlar. Başmelek Cebrail ona hitaben yaptığı konuşmada bu onuru dile getirmiştir: “Selam, ey Tanrı’nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir” (Luka 1:28). Bu selamlama, Meryem’i onurlandırmak için Tanrı’nın Kendisinin seçtiğini açıkça gösterir. O sırada Vaftizci Yahya’ya altı aylık hamile olan akrabası Elizabet’i ziyarete gittiğinde, Meryem’in ayrıcalıklı konumu bir kez daha onaylanmış oldu. Elizabet Meryem’i şu sözlerle karşıladı: “Kadınlar arasında kutsanmış bulunuyorsun, rahminin ürünü de kutsanmıştır! Nasıl oldu da Rabbim’in annesi yanıma geldi?”. (Luka 1:42-43). Ve Meryem’in kendisi, Kutsal Ruh’un esinlemesiyle, tarih boyunca kendisine verilecek onuru önceden bildirmiştir:‘‘İşte, bundan böyle bütün kuşaklar beni mutlu sayacak.’’  (Luka 1:48)

Bu nedenle Ortodoks Kilisesi, Tanrı’nın açık niyetine itaat ederek Meryem’i ikonalarla, ilahilerle ve özel yortu günleriyle onurlandırır. Yeryüzünde Mesih’e en yakın olan insan olarak, bizim adımıza Oğlu’na aracılık etmesi için ona yalvarıyoruz. İlk inanan ve Kilise’nin Annesi olduğundan, ondan rehberlik ve koruma dileriz. Ona hürmet ederiz – ama ona tapınmayız, çünkü tapınma yalnızca Tanrı’ya aittir.

Sabah, Akşam ve tüm dua saatlerinde, Meryem’in yaratılıştaki eşsiz yerini ifade eden bu ilahiyi söyleriz:

Yerindedir seni övmek, her zaman övülmeye layık ve lekesiz olan Tanrımızın annesi. Sen ki Heruvimlerden daha saygın ve Serafimlerden kıyaslanmaz ölçüde yücesin, sen ki Tanrı sözünü eksiksiz doğurdun. Yüceltiriz seni gerçek Tanrıdoğuran.

Meryem