/ Makaleler / Hristiyanlıkta Sünnet Var Mıdır?

Hristiyanlıkta Sünnet Var Mıdır?

 

Sünnet, çok eski çağlardan beri çeşitli toplumlarda var olan bir uygulamadır. Bu uygulama hâlen devam etmektedir. Samiler, İbraniler, Araplar, Moablılar, Amoriler, Edomlular ve Mısırlılar sünneti uygulamıştır. Babil, Asur, Kenan ve Filistinlilerde de bu uygulamalara rastlanmıştır. Sünnetin yapılması hakkında birçok teori olmasına karşın, bütün bu toplumlarda esas amaç din olarak karşımıza çıkmaktadır. Sünnetin İbrani halkı için anlamına baktığımızda ise, Allah tarafından İbrahim ile Allah’ın yaptığı antlaşmanın bir işareti olduğunu görüyoruz.

Kutsal Kitap, Yaratılış (17:9) bölümüne baktığımızda, “ve Allah İbrahim’e dedi: ve sen ise, sen ve senden sonra zürriyetin, nesillerince ahdimi tutacaksınız. Sizinle ve senden sonra zürriyetinle benim aramda tutacağınız ahdim şudur, aranızda her erkek sünnet olunacaktır.”

Buradan da anladığımız gibi Allah, İbrahim ile arasındaki antlaşmaya bir sadakat işareti olarak, diğer toplumlarda da mevcut bulunan sünnet olayını seçmiştir.

Yürekteki sünneti anlatan ayetlere Kutsal Kitap’ta çokça rastlayabilirsiniz. Yasanın Tekrarı 30:6 şöyle yazıyor: “ve Allahın RABBİ  bütün yüreğinle ve bütün canınla sevmek için yaşayasın diye, Allahın RAB senin yüreğini ve zürriyetinin yüreğini sünnet edecektir.”

Yeremya Peygamber de yazılarında yürekte sünnetsizliğin putperest olmakta aynı şey olduğu belirtilmektedir. Yeni Ahit’e bakacak olursak Pavlus Romalılara olan mektubunda şöyle demektir: “görünen bedende olan sünnetlilik gerçek sünnetlilik değildir… asıl olan ruhta yüreğindeki sünnetliliktir.” (Romalılar 2:28)

Kısacası Allah bir takım anma taşlarını nasıl manaları için verdi ise, sünnetliği de yine kendisi ile olan ahdin manası belirginleşsin diye vermiştir. Bu bağlamda gelenek sünneti artık dinsel anlamda dışsal bir ifadeden öteye gitmemektedir.

Koloseliler 2:11 de şöyle yazmaktadır: “Ayrıca Mesih’in gerçekleştirdiği sünnet sayesinde günahlı benliğinizden soyunarak elle yapılmayan sünnetle onda sünnet edildiniz.”

İsa Mesih’in ailesi de Luka 2:27’de dendiği gibi şeriata uygun şekilde Mesih’i sünnet etmişlerdi. Sekizince günde adet üzerine sünnet edilmiş ve meleğin bildirdiği ad ona verilmişti. Ama kendisi vahiy olarak gelen kişi, yürekteki esas sünneti gerçekleştiren kişiydi. İsa Mesih geleneksel anlatımın çok üstünde şeyler vaaz etti.

Hristiyanlıkta Havarisel Konsil’in kararıyla, İsa’nın gönüllü olarak kendini Çarmıh’ta feda etmesiyle sünnetin gerekli olmadığı ve onun vaftiz ile değiştirilmesi sonucuna varılmasından sonra, sünnet geleneğinin sürdürülmemesine karar verildi. Kilisenin yeni fertleri, sünnet aracılığıyla değil, Mesih’e iman, sadakat ve sevgiyle bağlanarak O’nunla birleşiyorlar ve Kilise topluluğunun üyeleri oluyorlar. Havari  Aziz  Pavlus mektuplarında bu konu hakkında şöyle yazıyor: “Bana gelince, kardeşler, eğer hâlâ sünneti savunuyor olsaydım, bugüne dek baskı görür müydüm? Öyle olsaydı, çarmıhın engeli ortadan kalkardı.” (5:11). “Bütün kutsal yasa tek bir sözde özetlenmiştir:Komşunu kendin gibi seveceksin.”(5:14).

İsa Mesih “gerçek bir Allah tarafından gelen gerçek bir Allah” olduğuna göre (kendisinin bir Allah olduğunu göstermesi için) sünnete ihtiyaç duyduğu için değil, ancak O’na inananları ve Kanunun standart hükümlerine uyma yükümlülüğünden serbest kılmak için sünnet  edildi. 

İsa hiçbir günah işlememiş olarak, Yahya tarafından vaftiz edildiği (günahkâr insanlar için uygulanan tövbe vaftizi) ve yine hiçbir ağır suç işlemediği, aksine birçok insana yardımı dokunduğu hâlde bir cani gibi Çarmıh’a gerildiği gibi aynı şekilde bizim uğrumuza sünneti de kabul etti. O sünnet edildi. O, bizim günahtan ve onun tüm sonuçlarından azad edilmemiz için, bir insan gibi, bizden biri olarak sünnet edildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hristiyanlıkta Sünnet Var Mıdır?