/ Makaleler / Önemli Arkeolojik Bulgular

Önemli Arkeolojik Bulgular

Önemli Arkeolojik Bulgular

M.Ö. 1400denkalmave Soleb ’dekeşfedilen  “YAHVE ’nin Şaşuları” (Yahvenin göçebeleri) yazıtı Şaşuları, Edom’un çöllerine yani günümüzün Ürdün’üneyerleştirme ktedirki,  bu İbranilerin 40 seneçöldege çirdikler inemedenk gelmektedir.  

BERLİN “İSRAİL” YAZITI M.Ö. 1360-1400 senelerine ait ve “Aşkelon, Kenan, ve İsrail” isimlerini taşır. Yani İsrail halkından Kenan’a yerleşmiş bir ulus olarak bahseder. Bu bahis M.Ö. 1260 tarihli II.Rameses çıkışı tezini çürütmektedir

SOLEB “YAHVE” YAZITI 

Soleb, Sudan yakınlarında bulunan antik bir Mısır yerleşkesidir. Buradaki bir tapınakta ilginç bir hiyeroglif yazıtı bulunmakta: Kenan/Edom yakınlarında bulunan “YHV’nin Şaşuları”.  Eski Mısır dilinde “Şaşu” göçebeler için kullanılan bir terimdir. Bu göçebelerin “YHV” adında bir ilahla bağdaştırılmaları son derece ilginçtir. Burada belirtilen YHV’nin Yahudilerin ilahı Yahve olduğu düşünülmektedir. Hiyeroglif yazıtının tarihi M.Ö. 1400 seneleri… Kutsal Kitap’taki kronolojiyi izleyecek olursak Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 olarak hesaplanmaktadır. Bunu nereden mi biliyoruz? 1.Krallar 6:1’deki bir referanstan: “İsrail halkı Mısır’dan çıktıktan dört yüz seksen yıl sonra, Süleyman, krallığının dördüncü yılının ikinci ayı olan Ziv ayında RAB’bin Tapınağı’nın yapımına başladı.” Bu ayette verilen tarih Süleyman’nın krallığının 4. senesi yani M.Ö. 966 yılıdır. Basit bir matematik hesabıyla Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 yılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Mısır kronolojilerine göre bu tarih ya III. Tutmosis’e ya da II. Amenhotep’e denk gelmektedir.

Soleb’de ki yazıt M.Ö. 1400 seneleri civarı, yani III. Amenhotep dönemindendir. Bu şunu gösteriyor: III. Amenhotep’in kendisi veya katipleri bu ilahın ismini bir şekilde duymuşlardı ki, böylece bunu yazıta geçirmişlerdi. Çıkış 5:22’de ilginç bir detay keşfediyoruz: “Firavun, ‘RAB (YHV) kim oluyor ki, O’nun sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim? RAB’bi (YHV’yi) tanımıyorum. İsrailliler’in gitmesine izin vermeyeceğim” diyor. Çıkış kitabında bahsi geçen firavun YHV ismini işiten ilk firavun oluyorsa bu demek ki M.Ö. 1400’e ait “YHV’nin Şaşuları” bu tarihten sonra yazıya alınmıştır. Özetçe bu hiyeroglifte hem M.Ö. 15. yüzyıla dayanan bir Mısır’dan çıkış ve Yahudilerin o dönemde sosyal açıdan göçebe bir toplum olmalarının birer teyidini görmekteyiz.

****   SOLEB “YAHVE” YAZITI  Soleb, Sudan yakınlarında bulunan antik bir Mısır yerleşkesidir. Buradaki bir tapınakta ilginç bir hiyeroglif yazıtı bulunmakta: Kenan/Edom yakınlarında bulunan “YHV’nin Şaşuları”.  Eski Mısır dilinde “Şaşu” göçebeler için kullanılan bir terimdir. Bu göçebelerin “YHV” adında bir ilahla bağdaştırılmaları son derece ilginçtir. Burada belirtilen YHV’nin Yahudilerin ilahı Yahve olduğu düşünülmektedir. Hiyeroglif yazıtının tarihi M.Ö. 1400 seneleri… Kutsal Kitap’taki kronolojiyi izleyecek olursak Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 olarak hesaplanmaktadır. Bunu nereden mi biliyoruz? 1.Krallar 6:1’deki bir referanstan: “İsrail halkı Mısır’dan çıktıktan dört yüz seksen yıl sonra, Süleyman, krallığının dördüncü yılının ikinci ayı olan Ziv ayında RAB’bin Tapınağı’nın yapımına başladı.” Bu ayette verilen tarih Süleyman’nın krallığının 4. senesi yani M.Ö. 966 yılıdır. Basit bir matematik hesabıyla Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 yılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Mısır kronolojilerine göre bu tarih ya III. Tutmosis’e ya da II. Amenhotep’e denk gelmektedir. Soleb’de ki yazıt M.Ö. 1400 seneleri civarı, yani III. Amenhotep dönemindendir. Bu şunu gösteriyor: III. Amenhotep’in kendisi veya katipleri bu ilahın ismini bir şekilde duymuşlardı ki, böylece bunu yazıta geçirmişlerdi. Çıkış 5:22’de ilginç bir detay keşfediyoruz: “Firavun, ‘RAB (YHV) kim oluyor ki, O’nun sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim? RAB’bi (YHV’yi) tanımıyorum. İsrailliler’in gitmesine izin vermeyeceğim” diyor. Çıkış kitabında bahsi geçen firavun YHV ismini işiten ilk firavun oluyorsa bu demek ki M.Ö. 1400’e ait “YHV’nin Şaşuları” bu tarihten sonra yazıya alınmıştır. Özetçe bu hiyeroglifte hem M.Ö. 15. yüzyıla dayanan bir Mısır’dan çıkış ve Yahudilerin o dönemde sosyal açıdan göçebe bir toplum olmalarının birer teyidini görmekteyiz. **** BERLİN “İSRAİL” YAZITI  Berlin’deki İsrail yazıtı bir kırık heykel kaidesi üzerinde üç kabartma sembolden oluşmaktadır. Yazı Berlin Müzesi’ne yaklaşık 100 sene önce Mısır’dan getirilmesine rağmen, ilk başta kimse sembolleri dikkate almamış ve yaklaşık 100 sene boyunca müze deposunda muhafaza edilmiştir. 2010 senesinde Alman Mısırolog Manfred Görg müze deposunda bu kırık heykel kaidesini tekrar keşfeder ve hiyeroglifleri deşifre eder etmez büyük bir şaşkınlık yaşar. Meslek arkadaşları Peter Van der Veen ve Christoffer Theis ile birlikte sembolleri analiz eder ve hepsi de üçüncü kabartmanın okunuşunu “İsrail” olarak yorumlar. Paleograflar tarafından yazıya verilen tarih M.Ö. 1360-1400 arasıdır. Bu tarih İsrail’in bahsi geçtiği diğer bir yazıt olan Mernepta Steli’ne göre yaklaşık 200 sene daha eskidir. Paleograflar tarafından belirlenen tarih fevkalade önemlidir. “İsrail” çıkış öncesi bir “ulus” olarak ortaya çıkamayacağına göre bu tasvir çıkışın M.Ö. 1360-1400 senesinden önce gerçekleşmiş olduğunu işaret eden güçlü bir delildir. Tabii ki bu yoruma itiraz edenler de var; çünkü yazıtın tam okunuşu Mernepta Stelin’deki gibi “Yśr’l” (İsrail) değil, “Y-šr-il”dir (Yişrail). Fakat Görg, Van der Veen ve Theis’in bu itirazlara cevapları oldukça kesindir. Bir kere Mısır katipleri “s” ve “ş” seslerini oldukça değişken vaziyette kullanmaktadırlar. Buna ilaveten, kaide’deki İsrail yazısı Mernepta yazıtında olduğu gibi Aşkelon ve Kenan isimlerine eşlik etmektedir. Son olarak Berlin yazıtındaki Aşkelon ve Kenan isimleri, Mernepta yazıtına göre daha fazla ünsüz ses içermektedir. Bu da bu isimlerin arkaik bir kullanımını işaret etmektedir. Yani “Yişrail” isminin “İsrail”in arkaik bir varyasyonu olması durumuna kesin gözüyle bakılmaktadır Özetle, bu üç Mısırolog Berlin heykel kaidesi üzerindeki yazıtın on sekizinci hanedanlıkta yazılmış bir isim listesi olduğunu ve bu listede İsrail isminin yazıldığına inanmaktadırlar. Bu da İsrailliler’in M.Ö. 1360-1400 senesi öncelerinde Mısır’dan Kenan’a göç ettiğini göstermektedir. ****  REKHMİRE’NİN MEZARI  III.Tutmosis’in vezir’i olan Rekhmire’nin mezarında Samilerin ve Nübyelilerin kiremit yaptığı görülen bir resim var. Bu resmi özel kılan husus kiremit karışımına saman eklenmesidir. Bu, Mısır arkeolojisinde bu tekniğin geçtiği ilk ve tek resimdir. Bu tablo aklımıza hemen Firavun’un tepkisini akla getiriyor: “Firavun o gün angaryacılara ve halkın başındaki görevlilere buyruk verdi: ‘Kerpiç yapmak için artık halka saman vermeyeceksiniz. Gitsinler, kendi samanlarını kendileri toplasınlar.” (Mısır’dan Çıkış 5:6-7) Kiremitlere saman eklemek, kiremitleri yüksek bir nem oranına sahip olan Nil deltasındaki yapılara daha fazla dayanıklılık verip kiremitin daha iyi kurumasına yardımcı olurdu. Samansız kiremitlerse kolayca kırılabiliyorlardı ve daha yavaş kuruyorlardı. Böylece İbranileri samansız bırakmak işlerini zorlaştıracak bir unsurdu.  Yine aynı mezar resminde bir Sami’nin kiremitleri bir boyunduruk ile taşıdığı görünür. İbraniler gün boyunca bu boyunduruklar altında büyük yükler taşıyıp yorulurlardı. Bu görüntü akla Levililier 26:13’teki ayeti getirmektedir: “Ben sizi Mısır’da köle olmaktan kurtaran Tanrınız RAB’bim. Boyunduruğunuzu kırdım. Sizi başı dik yaşattım.” **** BEOR OĞLU BALAM YAZITI  Eski Ahit’in en gizemli karakterlerinden biri kuşkusuz Balam’dır. Balam ile ilgili ilk bahis İsrail halkının vaat edilmiş toprağa girmeden Moav düzlüklerinde dinlenmesi sırasında geçer. Tevrat’ın Çölde Sayım bölümünde okuduğumuz kadarıyla Moav kralını korku sarmıştır ve Balam’ı İsral’i lanetlemesi için kiralamıştır. Balam her lanet okumaya çalıştığında ağzından bir kutsama çıkıyor ve böylece Moav kralı amacına ulaşamıyordu. 1967′de Leiden Üniversitesi Profesörü Henk Franken, Deir Alla’da (Ürdün) kazı çalışması yaparken üzerinde yazılar bulunan antik bir sıva işi ortaya çıkarır. Yazıları okurken inanılmaz bir şaşkınlık geçirir. Yazıt şunları der:  “Beor oğlu Balam’ın yazısı, peygamber ve tanrıların adamıdır kendisi. Bakın, tanrılar geceleyin o’nu ziyaret etti ve Beor oğlu Balam’a seslendi: ‘Işık son defa göründü, yargı alevleri yaklaştı.’ Balam uyandı… Yemek yiyemedi ve yas tuttu. Kendisine: ‘Neden oruç tutup ağlıyorsun?’ diye soruldu. Tanrıların bana söylediklerini açıklayayım. Tanrılar (Şadayyim) toplandılar ve ‘Bulutlarla gökyüzünü kapatın’ dediler, ‘karanlıkla kaplansın her yer, aydınlıkla değil. Evet dehşete uğratalım ve bulutları kaldırmayalım…” Bu yazıdan anladığımız kadarıyla yüzlerce sene öncesinde Balam Moav’ın yıkılmasıyla ilgili bir peygamberlikte bulunmuş. Yazıt MÖ. 7. yüzyıla aittir ve hasar görmüştür. Büyük ihtimalle bir depremde zarar görmüştür. İlginç olan detay şudur: Bu yazıya hasar veren deprem aynı zamanda İsrail’de de hissedilmiştir ve Eski Ahit’te Amos 1:1 ve Zekerya 14:5′te bahsi geçmektedir. Depremin yılı 645 senesi civarıdır. Yani aynı keşifte hem Balam’ın tarihselliğini hem de Eski Ahit’te geçen bir depremin teyitini görmekteyiz. ****  KAYNAKÇA: * Bill, Arnold T. ve Bryan, Bryan E. “Readings From The Ancient Near East.” Baker Academic. Grans Rapids, 2002, sf. 160-161. * Hoerth, Alfred J. “Archaeology & The Old Testament.” Baker Academic. Grand Rapids, 2009, sf. 228-230. * Meskell, Lynn. “Private Life in New Kingdom Egypt.” Princeton University Press, 2002, sf. 46. * Millard, Alan. “Authors, Books and Readers in the Ancient World”. In J. W. Rogerson , Judith M. Lieu. The Oxford Handbook of Biblical Studies. Oxford University Press, 2006, sf 554. * McCarter Jr., P. Kyle. “The Balaam Texts from Deir ‘Alla: The First Combination”,Bulletin of the Schools of Oriental Research 237, 1980, sf. 49–60. * Redford, Donald B. “Egypt, Canaan, and Israel in Ancient Times” Princeton University Press, 1993, sf. 272. * Veen, Peter van der, Christoffer Theis, and Manfred Görg. “Israel in Canaan (Long) Before Pharaoh Merenptah? A Fresh Look at Berlin Statue Pedestal Relief 21687.” Journal of Ancient Egyptian Interconnections 2.4, 2010, sf. 15–25. * Werner Ahlström, Gösta. “The History of Ancient Palestine.” Fortress Press, 1993. sf. 277–278. * Wood, Bryant G. “The Rise and Fall of the 13th Century Exodus-Conquest Theory.” Journal of the Evangelical Theological Society 48/3, Eylül, 2005, sf. 489.  * Türkçe Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi & Yeni Yaşam Yayınları, Eski ve Yeni Çevirisi.

BERLİN “İSRAİL” YAZITI

 Berlin’deki İsrail yazıtı bir kırık heykel kaidesi üzerinde üç kabartma sembolden oluşmaktadır. Yazı Berlin Müzesi’ne yaklaşık 100 sene önce Mısır’dan getirilmesine rağmen, ilk başta kimse sembolleri dikkate almamış ve yaklaşık 100 sene boyunca müze deposunda muhafaza edilmiştir.

2010 senesinde Alman Mısırolog Manfred Görg müze deposunda bu kırık heykel kaidesini tekrar keşfeder ve hiyeroglifleri deşifre eder etmez büyük bir şaşkınlık yaşar. Meslek arkadaşları Peter Van der Veen ve Christoffer Theis ile birlikte sembolleri analiz eder ve hepsi de üçüncü kabartmanın okunuşunu “İsrail” olarak yorumlar. Paleograflar tarafından yazıya verilen tarih M.Ö. 1360-1400 arasıdır. Bu tarih İsrail’in bahsi geçtiği diğer bir yazıt olan Mernepta Steli’ne göre yaklaşık 200 sene daha eskidir. Paleograflar tarafından belirlenen tarih fevkalade önemlidir. “İsrail” çıkış öncesi bir “ulus” olarak ortaya çıkamayacağına göre bu tasvir çıkışın M.Ö. 1360-1400 senesinden önce gerçekleşmiş olduğunu işaret eden güçlü bir delildir.

Tabii ki bu yoruma itiraz edenler de var; çünkü yazıtın tam okunuşu Mernepta Stelin’deki gibi “Yśr’l” (İsrail) değil, “Y-šr-il”dir (Yişrail). Fakat Görg, Van der Veen ve Theis’in bu itirazlara cevapları oldukça kesindir. Bir kere Mısır katipleri “s” ve “ş” seslerini oldukça değişken vaziyette kullanmaktadırlar. Buna ilaveten, kaide’deki İsrail yazısı Mernepta yazıtında olduğu gibi Aşkelon ve Kenan isimlerine eşlik etmektedir. Son olarak Berlin yazıtındaki Aşkelon ve Kenan isimleri, Mernepta yazıtına göre daha fazla ünsüz ses içermektedir. Bu da bu isimlerin arkaik bir kullanımını işaret etmektedir. Yani “Yişrail” isminin “İsrail”in arkaik bir varyasyonu olması durumuna kesin gözüyle bakılmaktadır

Özetle, bu üç Mısırolog Berlin heykel kaidesi üzerindeki yazıtın on sekizinci hanedanlıkta yazılmış bir isim listesi olduğunu ve bu listede İsrail isminin yazıldığına inanmaktadırlar. Bu da İsrailliler’in M.Ö. 1360-1400 senesi öncelerinde Mısır’dan Kenan’a göç ettiğini göstermektedir.

****

 REKHMİRE’NİN MEZARI

 III.Tutmosis’in vezir’i olan Rekhmire’nin mezarında Samilerin ve Nübyelilerin kiremit yaptığı görülen bir resim var. Bu resmi özel kılan husus kiremit karışımına saman eklenmesidir. Bu, Mısır arkeolojisinde bu tekniğin geçtiği ilk ve tek resimdir. Bu tablo aklımıza hemen Firavun’un tepkisini akla getiriyor: “Firavun o gün angaryacılara ve halkın başındaki görevlilere buyruk verdi: ‘Kerpiç yapmak için artık halka saman vermeyeceksiniz. Gitsinler, kendi samanlarını kendileri toplasınlar.” (Mısır’dan Çıkış 5:6-7) Kiremitlere saman eklemek, kiremitleri yüksek bir nem oranına sahip olan Nil deltasındaki yapılara daha fazla dayanıklılık verip kiremitin daha iyi kurumasına yardımcı olurdu. Samansız kiremitlerse kolayca kırılabiliyorlardı ve daha yavaş kuruyorlardı. Böylece İbranileri samansız bırakmak işlerini zorlaştıracak bir unsurdu.

Yine aynı mezar resminde bir Sami’nin kiremitleri bir boyunduruk ile taşıdığı görünür. İbraniler gün boyunca bu boyunduruklar altında büyük yükler taşıyıp yorulurlardı. Bu görüntü akla Levililier 26:13’teki ayeti getirmektedir: “Ben sizi Mısır’da köle olmaktan kurtaran Tanrınız RAB’bim. Boyunduruğunuzu kırdım. Sizi başı dik yaşattım.”

**** SOLEB “YAHVE” YAZITI  Soleb, Sudan yakınlarında bulunan antik bir Mısır yerleşkesidir. Buradaki bir tapınakta ilginç bir hiyeroglif yazıtı bulunmakta: Kenan/Edom yakınlarında bulunan “YHV’nin Şaşuları”.  Eski Mısır dilinde “Şaşu” göçebeler için kullanılan bir terimdir. Bu göçebelerin “YHV” adında bir ilahla bağdaştırılmaları son derece ilginçtir. Burada belirtilen YHV’nin Yahudilerin ilahı Yahve olduğu düşünülmektedir. Hiyeroglif yazıtının tarihi M.Ö. 1400 seneleri… Kutsal Kitap’taki kronolojiyi izleyecek olursak Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 olarak hesaplanmaktadır. Bunu nereden mi biliyoruz? 1.Krallar 6:1’deki bir referanstan: “İsrail halkı Mısır’dan çıktıktan dört yüz seksen yıl sonra, Süleyman, krallığının dördüncü yılının ikinci ayı olan Ziv ayında RAB’bin Tapınağı’nın yapımına başladı.” Bu ayette verilen tarih Süleyman’nın krallığının 4. senesi yani M.Ö. 966 yılıdır. Basit bir matematik hesabıyla Mısır’dan çıkış tarihi M.Ö. 1446 yılı olarak karşımıza çıkmaktadır. Mısır kronolojilerine göre bu tarih ya III. Tutmosis’e ya da II. Amenhotep’e denk gelmektedir. Soleb’de ki yazıt M.Ö. 1400 seneleri civarı, yani III. Amenhotep dönemindendir. Bu şunu gösteriyor: III. Amenhotep’in kendisi veya katipleri bu ilahın ismini bir şekilde duymuşlardı ki, böylece bunu yazıta geçirmişlerdi. Çıkış 5:22’de ilginç bir detay keşfediyoruz: “Firavun, ‘RAB (YHV) kim oluyor ki, O’nun sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim? RAB’bi (YHV’yi) tanımıyorum. İsrailliler’in gitmesine izin vermeyeceğim” diyor. Çıkış kitabında bahsi geçen firavun YHV ismini işiten ilk firavun oluyorsa bu demek ki M.Ö. 1400’e ait “YHV’nin Şaşuları” bu tarihten sonra yazıya alınmıştır. Özetçe bu hiyeroglifte hem M.Ö. 15. yüzyıla dayanan bir Mısır’dan çıkış ve Yahudilerin o dönemde sosyal açıdan göçebe bir toplum olmalarının birer teyidini görmekteyiz. **** BERLİN “İSRAİL” YAZITI  Berlin’deki İsrail yazıtı bir kırık heykel kaidesi üzerinde üç kabartma sembolden oluşmaktadır. Yazı Berlin Müzesi’ne yaklaşık 100 sene önce Mısır’dan getirilmesine rağmen, ilk başta kimse sembolleri dikkate almamış ve yaklaşık 100 sene boyunca müze deposunda muhafaza edilmiştir. 2010 senesinde Alman Mısırolog Manfred Görg müze deposunda bu kırık heykel kaidesini tekrar keşfeder ve hiyeroglifleri deşifre eder etmez büyük bir şaşkınlık yaşar. Meslek arkadaşları Peter Van der Veen ve Christoffer Theis ile birlikte sembolleri analiz eder ve hepsi de üçüncü kabartmanın okunuşunu “İsrail” olarak yorumlar. Paleograflar tarafından yazıya verilen tarih M.Ö. 1360-1400 arasıdır. Bu tarih İsrail’in bahsi geçtiği diğer bir yazıt olan Mernepta Steli’ne göre yaklaşık 200 sene daha eskidir. Paleograflar tarafından belirlenen tarih fevkalade önemlidir. “İsrail” çıkış öncesi bir “ulus” olarak ortaya çıkamayacağına göre bu tasvir çıkışın M.Ö. 1360-1400 senesinden önce gerçekleşmiş olduğunu işaret eden güçlü bir delildir. Tabii ki bu yoruma itiraz edenler de var; çünkü yazıtın tam okunuşu Mernepta Stelin’deki gibi “Yśr’l” (İsrail) değil, “Y-šr-il”dir (Yişrail). Fakat Görg, Van der Veen ve Theis’in bu itirazlara cevapları oldukça kesindir. Bir kere Mısır katipleri “s” ve “ş” seslerini oldukça değişken vaziyette kullanmaktadırlar. Buna ilaveten, kaide’deki İsrail yazısı Mernepta yazıtında olduğu gibi Aşkelon ve Kenan isimlerine eşlik etmektedir. Son olarak Berlin yazıtındaki Aşkelon ve Kenan isimleri, Mernepta yazıtına göre daha fazla ünsüz ses içermektedir. Bu da bu isimlerin arkaik bir kullanımını işaret etmektedir. Yani “Yişrail” isminin “İsrail”in arkaik bir varyasyonu olması durumuna kesin gözüyle bakılmaktadır Özetle, bu üç Mısırolog Berlin heykel kaidesi üzerindeki yazıtın on sekizinci hanedanlıkta yazılmış bir isim listesi olduğunu ve bu listede İsrail isminin yazıldığına inanmaktadırlar. Bu da İsrailliler’in M.Ö. 1360-1400 senesi öncelerinde Mısır’dan Kenan’a göç ettiğini göstermektedir. ****  REKHMİRE’NİN MEZARI  III.Tutmosis’in vezir’i olan Rekhmire’nin mezarında Samilerin ve Nübyelilerin kiremit yaptığı görülen bir resim var. Bu resmi özel kılan husus kiremit karışımına saman eklenmesidir. Bu, Mısır arkeolojisinde bu tekniğin geçtiği ilk ve tek resimdir. Bu tablo aklımıza hemen Firavun’un tepkisini akla getiriyor: “Firavun o gün angaryacılara ve halkın başındaki görevlilere buyruk verdi: ‘Kerpiç yapmak için artık halka saman vermeyeceksiniz. Gitsinler, kendi samanlarını kendileri toplasınlar.” (Mısır’dan Çıkış 5:6-7) Kiremitlere saman eklemek, kiremitleri yüksek bir nem oranına sahip olan Nil deltasındaki yapılara daha fazla dayanıklılık verip kiremitin daha iyi kurumasına yardımcı olurdu. Samansız kiremitlerse kolayca kırılabiliyorlardı ve daha yavaş kuruyorlardı. Böylece İbranileri samansız bırakmak işlerini zorlaştıracak bir unsurdu.  Yine aynı mezar resminde bir Sami’nin kiremitleri bir boyunduruk ile taşıdığı görünür. İbraniler gün boyunca bu boyunduruklar altında büyük yükler taşıyıp yorulurlardı. Bu görüntü akla Levililier 26:13’teki ayeti getirmektedir: “Ben sizi Mısır’da köle olmaktan kurtaran Tanrınız RAB’bim. Boyunduruğunuzu kırdım. Sizi başı dik yaşattım.” **** BEOR OĞLU BALAM YAZITI  Eski Ahit’in en gizemli karakterlerinden biri kuşkusuz Balam’dır. Balam ile ilgili ilk bahis İsrail halkının vaat edilmiş toprağa girmeden Moav düzlüklerinde dinlenmesi sırasında geçer. Tevrat’ın Çölde Sayım bölümünde okuduğumuz kadarıyla Moav kralını korku sarmıştır ve Balam’ı İsral’i lanetlemesi için kiralamıştır. Balam her lanet okumaya çalıştığında ağzından bir kutsama çıkıyor ve böylece Moav kralı amacına ulaşamıyordu. 1967′de Leiden Üniversitesi Profesörü Henk Franken, Deir Alla’da (Ürdün) kazı çalışması yaparken üzerinde yazılar bulunan antik bir sıva işi ortaya çıkarır. Yazıları okurken inanılmaz bir şaşkınlık geçirir. Yazıt şunları der:  “Beor oğlu Balam’ın yazısı, peygamber ve tanrıların adamıdır kendisi. Bakın, tanrılar geceleyin o’nu ziyaret etti ve Beor oğlu Balam’a seslendi: ‘Işık son defa göründü, yargı alevleri yaklaştı.’ Balam uyandı… Yemek yiyemedi ve yas tuttu. Kendisine: ‘Neden oruç tutup ağlıyorsun?’ diye soruldu. Tanrıların bana söylediklerini açıklayayım. Tanrılar (Şadayyim) toplandılar ve ‘Bulutlarla gökyüzünü kapatın’ dediler, ‘karanlıkla kaplansın her yer, aydınlıkla değil. Evet dehşete uğratalım ve bulutları kaldırmayalım…” Bu yazıdan anladığımız kadarıyla yüzlerce sene öncesinde Balam Moav’ın yıkılmasıyla ilgili bir peygamberlikte bulunmuş. Yazıt MÖ. 7. yüzyıla aittir ve hasar görmüştür. Büyük ihtimalle bir depremde zarar görmüştür. İlginç olan detay şudur: Bu yazıya hasar veren deprem aynı zamanda İsrail’de de hissedilmiştir ve Eski Ahit’te Amos 1:1 ve Zekerya 14:5′te bahsi geçmektedir. Depremin yılı 645 senesi civarıdır. Yani aynı keşifte hem Balam’ın tarihselliğini hem de Eski Ahit’te geçen bir depremin teyitini görmekteyiz. ****  KAYNAKÇA: * Bill, Arnold T. ve Bryan, Bryan E. “Readings From The Ancient Near East.” Baker Academic. Grans Rapids, 2002, sf. 160-161. * Hoerth, Alfred J. “Archaeology & The Old Testament.” Baker Academic. Grand Rapids, 2009, sf. 228-230. * Meskell, Lynn. “Private Life in New Kingdom Egypt.” Princeton University Press, 2002, sf. 46. * Millard, Alan. “Authors, Books and Readers in the Ancient World”. In J. W. Rogerson , Judith M. Lieu. The Oxford Handbook of Biblical Studies. Oxford University Press, 2006, sf 554. * McCarter Jr., P. Kyle. “The Balaam Texts from Deir ‘Alla: The First Combination”,Bulletin of the Schools of Oriental Research 237, 1980, sf. 49–60. * Redford, Donald B. “Egypt, Canaan, and Israel in Ancient Times” Princeton University Press, 1993, sf. 272. * Veen, Peter van der, Christoffer Theis, and Manfred Görg. “Israel in Canaan (Long) Before Pharaoh Merenptah? A Fresh Look at Berlin Statue Pedestal Relief 21687.” Journal of Ancient Egyptian Interconnections 2.4, 2010, sf. 15–25. * Werner Ahlström, Gösta. “The History of Ancient Palestine.” Fortress Press, 1993. sf. 277–278. * Wood, Bryant G. “The Rise and Fall of the 13th Century Exodus-Conquest Theory.” Journal of the Evangelical Theological Society 48/3, Eylül, 2005, sf. 489.  * Türkçe Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi & Yeni Yaşam Yayınları, Eski ve Yeni Çevirisi.

BEOR OĞLU BALAM YAZITI

 Eski Ahit’in en gizemli karakterlerinden biri kuşkusuz Balam’dır. Balam ile ilgili ilk bahis İsrail halkının vaat edilmiş toprağa girmeden Moav düzlüklerinde dinlenmesi sırasında geçer. Tevrat’ın Çölde Sayım bölümünde okuduğumuz kadarıyla Moav kralını korku sarmıştır ve Balam’ı İsral’i lanetlemesi için kiralamıştır. Balam her lanet okumaya çalıştığında ağzından bir kutsama çıkıyor ve böylece Moav kralı amacına ulaşamıyordu.

1967′de Leiden Üniversitesi Profesörü Henk Franken, Deir Alla’da (Ürdün) kazı çalışması yaparken üzerinde yazılar bulunan antik bir sıva işi ortaya çıkarır. Yazıları okurken inanılmaz bir şaşkınlık geçirir. Yazıt şunları der:

“Beor oğlu Balam’ın yazısı, peygamber ve tanrıların adamıdır kendisi. Bakın, tanrılar geceleyin o’nu ziyaret etti ve Beor oğlu Balam’a seslendi: ‘Işık son defa göründü, yargı alevleri yaklaştı.’ Balam uyandı… Yemek yiyemedi ve yas tuttu. Kendisine: ‘Neden oruç tutup ağlıyorsun?’ diye soruldu. Tanrıların bana söylediklerini açıklayayım. Tanrılar (Şadayyim) toplandılar ve ‘Bulutlarla gökyüzünü kapatın’ dediler, ‘karanlıkla kaplansın her yer, aydınlıkla değil. Evet dehşete uğratalım ve bulutları kaldırmayalım…”

Bu yazıdan anladığımız kadarıyla yüzlerce sene öncesinde Balam Moav’ın yıkılmasıyla ilgili bir peygamberlikte bulunmuş. Yazıt MÖ. 7. yüzyıla aittir ve hasar görmüştür. Büyük ihtimalle bir depremde zarar görmüştür. İlginç olan detay şudur: Bu yazıya hasar veren deprem aynı zamanda İsrail’de de hissedilmiştir ve Eski Ahit’te Amos 1:1 ve Zekerya 14:5′te bahsi geçmektedir. Depremin yılı 645 senesi civarıdır. Yani aynı keşifte hem Balam’ın tarihselliğini hem de Eski Ahit’te geçen bir depremin teyitini görmekteyiz.

****

 KAYNAKÇA:

* Bill, Arnold T. ve Bryan, Bryan E. “Readings From The Ancient Near East.” Baker Academic. Grans Rapids, 2002, sf. 160-161.

* Hoerth, Alfred J. “Archaeology & The Old Testament.” Baker Academic. Grand Rapids, 2009, sf. 228-230.

* Meskell, Lynn. “Private Life in New Kingdom Egypt.” Princeton University Press, 2002, sf. 46.

* Millard, Alan. “Authors, Books and Readers in the Ancient World”. In J. W. Rogerson , Judith M. Lieu. The Oxford Handbook of Biblical Studies. Oxford University Press, 2006, sf 554.

* McCarter Jr., P. Kyle. “The Balaam Texts from Deir ‘Alla: The First Combination”,Bulletin of the Schools of Oriental Research 237, 1980, sf. 49–60.

* Redford, Donald B. “Egypt, Canaan, and Israel in Ancient Times” Princeton University Press, 1993, sf. 272.

* Veen, Peter van der, Christoffer Theis, and Manfred Görg. “Israel in Canaan (Long) Before Pharaoh Merenptah? A Fresh Look at Berlin Statue Pedestal Relief 21687.” Journal of Ancient Egyptian Interconnections 2.4, 2010, sf. 15–25.

* Werner Ahlström, Gösta. “The History of Ancient Palestine.” Fortress Press, 1993. sf. 277–278. * Wood, Bryant G. “The Rise and Fall of the 13th Century Exodus-Conquest Theory.” Journal of the Evangelical Theological Society 48/3, Eylül, 2005, sf. 489.

* Türkçe Kutsal Kitap, Kitabı Mukaddes Şirketi & Yeni Yaşam Yayınları, Eski ve Yeni Çevirisi.

*  http://inciltarihi.com/tevrat-arkeolojisi/misirdan-cikis