Roma’nın Hristiyanlık’ı Kabul edişi
Roma’nın Hristiyanlık’ı Kabul edişi
M.S dördüncü yüzyılın başlarında, Roma İmparatorluğu tarihindeki en büyük krizlerden biriyle yüzleşti. İmparatorluğu, ikisi batıda ve ikisi doğuda olmak üzere dört parçaya ayrımıştı. Dört tarafta birbiriyle savaş içindeydiler. Bunlardan Konstantin imparatorluğu birleştirmeye çalışacaktı. Bu savaşların sonunda Konstantin galip gelecek ve imparatorluğa yeni bir din miras bırakacaktı; Hristiyanlık.
Konstantin ve Labarum
M.S 312 yılının sonbaharında batıdaki iki imparatordan biri olan Konstantin Roma’daki düşmanı Maxentius ile karşılaşmak üzere Roma’ya doğru yürüdü. Konstantin ve ordusu Roma’ya doğru ilerlerken ilginç bir olaya şahit oldular. Bir teoriye göre Konstantin’in ordusunun o gün gördüğü şey gök taşıydı. Konstantin ile yolculuk edenler arasında büyüyen yeni bir dinin müridleri de vardı. Bu olayı Hristiyan müridler tanrıdan bir işaret olduğunu söylediler. Konstantin ani bir kararla askerlerine kalkanlarının üzerine hristiyanlığın sembolü olan Labarum‘u (Grek alfabesindeki Chi (X) ve Rho (P) harflerinin içiçe geçmesiyle oluşturulan ve erken dönem Hıristiyanlığın sembollerinden) çizmeleri emrini verdi. Askerleri için çok sarsıcı bir karar olmuştu. Çünkü Roma henüz hristiyanlığı kabul etmemişti.
Tarihte Ponte Milvio Savaşı (Milvian Köprüsü Savaşı) olarak geçen bu kanlı savaşı Konstantin kazanmıştır. Maxentius ise kaçmaya çalışırken Tiber nehrinde boğularak ölmüştür. Konstantin ise artık tüm batı dünyasının kontrolünü eline geçirmişti. Batı imparatorluğunun ele geçirilmesiyle, Konstantin’in hedefi doğuya barışı getirmekti. Doğu imparatorları Daia ve Licinius savaş içindeydiler. Konstantin kendine dost olarak Licinius’u seçti ve kız kardeşini Licinius ile evlendirdi. Daha sonra ise iki taraf arasında anlaşmalar imzalandı. Hristiyan katip Lactantius‘un yazılarında Milan Bildirgesi hristiyanlık tarihinin dönüm noktası olarak geçer. Yıllarca süren zulmün ardından ilk kez bu yeni dine imparatorluğun her yerinden müsade edildi.
İmparator Konstantin’in hristiyanlığa ilgisi giderek artıyordu. O artık hristiyan olmuştu. Kendisi için yapılan Savaş Anıtı’nın merasiminde Roma’nın geleneksel tanrılarına kurban bağışlaması gerekiyordu. Fakat o bunu reddetti. Roma geleneklerine karşı koyuyordu. Bununla kalmayıp Pagan tapınaklarına bağışlanan parayı Roma’da Elçi Petrus Tapınak’ını da içeren, hristiyan yapılarına aktardı. Bunun üzerine seneto tabiki boş durmadı. Doğu imparatoru Licinius ile anlaşıp Konstantin’i öldüreceklerdi. Fakat bunu başaramadılar. Böylece Konstantin ve Licinius arasında savaş başladı. Bu savaş dönemi uzun sürdü. Bu savaş aynı zamanda geleneksel Roma tanrılarıyla yeni hristiyan dini arasındaki mücadeleydi. Bir yanda Roma ordusu tek tanrı adına yürü diyen Konstantin, diğer yanda ise Roma’ya onu ihtişamlı yaratan tanrılarını geri vereceğim diyen Licinius.
M.S 316‘daki ilk savaş beraberlikle sonuçlandı. Rahatsız edici bir barış 7 yıl sürdü. Ardından Licinius hristiyanlara saldırdı ve papazlarını katletti. İkinci bir savaş kaçınılmazdı. İkinci savaş bugünkü Üsküdar‘da gerçekleşti. Savaş berabere devam ederken Konstantin hiristiyan sancağını açtırdı. Zamanın tarihçileri, Konstantin’in hristiyan sancağının sihirli güçleri olduğundan korkan Licinius’un ordusunda nasıl karmaşaya neden olduğunu anlattı. Savaştan galip çıkan taraf Konstantin’di. Licinius ise esir alındı. Konstantin her ne kadar Licinius’u affetse de 6 ay sonra onu öldürtmüştür. Konstantin 12 yıl daha hüküm sürecekti.
Konstantin artık bütün Roma topraklarına hükmediyordu. Hristiyanlık’ı Roma’nın resmi dini yapmadı sadece Milano fermanıyla zulüm dönemini bitirdi. Konstantin’den sonra gelen imparatorların çoğu Arisçu; bir tanesi Pagandı (Julian). Bu imparatorlarda Hristiyanlara (ortodoks/teslisçilere) saldırdı ve katletti. Hristiyanlık İmparator Theodosius döneminde resmi din yapıldı (M.S. 379-380 civarı), ve yine imparator Theodosius döneminde paganizim tümüyle yasaklandı.
Konstantin spiritüel bir tecrübe yaşamasına rağmen yeni dinini benimsemesi kolay olmadı. İmparator olduktan sonra 20 sene boyunca birçok pagan sıfatı kullanmaya devam etti; demir paralarında kendini Apollo gibi tasvir etti; İznik konsili sonrası Ariusçuları bir dönem destekledi ve Athanasius’u sürgüne gönderdi. Sonuçta ölüm döşeğinde Nikomedli Eusebius tarafından vaftiz oldu.
Konstantin’e çok şey borçluyuz. Kendisi Roma’nın ilk hristiyan imparatoru oldu. Onun mirası en uzun süre ve en geniş alana yayılandır. Hristiyanlık Mesih’in bizde olan sevgisiyle en yaygın inanç olmuştur.
Konstantin bütün hataları için tövbe edip Hristiyan olarak ölmüştür ve Ortodoks Kilisesi tarafından aziz olarak ilan edilmiştir. Isim günü 21 Mayıs’ta annesi Imparatoriçe ve azize Elana ile birlikte kutlanıyor.
Kaynak: Hristiyanforum