Aziz Pantaleon Hakkında Vaaz
27 Temmuz
Aziz Pantaleon, tedavi edilemez hastalıkları olan insanları mucizevi bir şekilde şifaya kavuşturan Aziz olarak tanınmaktadır Küçük Asya’da bulunan Bithinia’daki Nikomedia (bugünkü İzmit) şehrihdendi. Burada, acımasız Roma imparatoru Diokletian, İmparatorluğun Doğu bölümünü yönetmek amacıyla tahtını kurmuştu; ayrıca emriyle sayısız Hıristiyanın korkunç şekilde şehit edildiği yer burasıydı. Zulüm sırasında yakılan 20.000 Nikomedialı Kutsal Şehidi (28 Aralık) de hatırlamaktayız.
Aziz Pantaleon’un annesi, Evvuli adında dindar bir Hıristiyandı. Erken yaşlardan itibaren, doğum adı Pantaleon olan çocuğuna bir Hristiyan eğitimi vermeye büyük özen gösterdi. Ama ne var ki çok erken vefat etti. Kilisemiz onu 30 Martta anmaktadır.
Pantoleon’un babası, bir pagan, senatör ve Diokletian’ın danışmanı Eustorgios’du. Oğlunun tıbba eğilimini gören Eustorgios, yerel tıp öğretmeni olan saray hekimi Efrosynos’a Pantoleon’a tıp bilimini öğretme talimatı verdi.
Pantoleon, diğer öğrenciler arasında fark yarattı ve hekim olarak kariyerine büyük bir başarıyla başladı. Hıristiyan doktor Pantaleon’un hizmetinin iki özelliği vardı: Birincisi: Hastalardan ücret istemediğinden dolayı Aziz, “Anargyri” (gönüllü şifacılar) yani hastalarını “gümüş”(para) ödenmeden tedavi edenlerden biri olarak kabul edildi. Onu tıptaki pratiğinin bir başka kilit özelliği de dua gücüydü. Zamanın bilimi ile iyileştirilemeyen bir hasta Pantaleon’a geldiğinde, Aziz yüzünü hiçbir şeyin imkansız olmadığı Büyük Doktor, İsa Mesih’e döndürürdü. Aziz doktorun duasıyla birçok mucize meydana gelirdi, bu yüzden mucize gösteren olarak da adlandırılmaktadır. Doğal olarak, bu mucizelere, İsa Mesih adına tanık olan birçok kişi iman etti ve vaftiz edildi. Bu elbette Pantaleon’un tutuklanmasını ve önüne getirilmesini emreten imparatoru kızdırdı. Sorgulama sırasında Aziz, gerçek Tanrı olarak İsa Mesih’e imanını ikrar etti.
İmparator, Mesih’i inkar etmeye zorlamak için Pantaleon’u işkencecilere teslim etti. Aziz’in katlandığı korkunç zulümleri tanımlamak uzun zaman alacaktır. Birçok pagan, şehidin Mesih’e olan derin inancını ve insanlık dışı vahşete katlandığı sakinliği ve Tanrı’nın ona güç verme konusundaki mucizevi müdahalesini gördü. Bu insanlar da Mesih’e inandılar. Tanrı’nın bir vahisiyle, Pantaleon’un adı, insanlar arasındaki iyilikleri nedeniyle Panteleimon (herkese merhametlice davranan) olarak değiştirildi. Mesih’in bu Büyük Şehidi, 27 Temmuz’da ruhunu Tanrı’ya teslim etti.
Panteleimon ve diğer Azizlerin şefaatiyle ciddi hastalıkların Mucizevi bir şekilde iyileşmesi devam etmektedir. Tanrı, Azizlere bu armağanı verdiğinden dolayı imanlı Hıristiyanlar tıp bilimi başarısız olduğunda onlara yardım için başvurmaktalar. Bilindiği üzere günümüzde de birçok mücize gerçekleşmektedir.
Şefkatlı Tanrı müdahale etmesi gerektiğine karar verdiğinde Azizlerin aracılığıyla, mücizeler yaşanır. Rabbimiz’in mucizesiyle Bethesda havuzundaki felçli adamın iyileştirilmesini hatırlayalım. Şifa bekleyen “çok sayıda hasta, kör, topal ve felçli vardı”, ama Rab, sadece otuz sekiz yıl boyunca havuza girmeyi denemekte olan ancak kimse ona yardım etmediği için girmeyi başaramayan felçli adamı iyileştirdi.(Yuhanna 5: 3’e bakınız). Tanrı’nın müdahalesi, genellikle tüm insan çabaları tükendiğinde gelir. Hıristiyanlar olarak biz de hasta olduğumuzda, Tanrı’nın sözünün bizi çağırdığı gibi doktorlara gidiyoruz ve onların talimatlarını izliyoruz: “Doktoru onurlandırın… Rab onu yarattığı için” (Bilgelik Sirach 38: 1). Doktorların verdiği ilaçları da alıyoruz, çünkü “Tanrı yeryüzünde ilaçları var etmiştir, akıllı adam bu ilaçları küçümsemez.” (Bilgelik Sirach 38: 4). Bir salgın durumunda, uzmanlıklarına güvenir ve. onlara itaat ederiz. Bu, kendimizi ve etrafımızdakileri, yakın zamanda milyonlarca kişiyi enfekte eden ve yüz binlerce insanı öldüren Kovid19 gibi ölümcül hastalıklardan korumak içindir.
Tıbbi yöntemlerden vazgeçmek Hıristiyanlığa uygun değildir. Mesih’in bizi koruyacağını ve Onun “Korona virüsünden daha güçlü” olduğunu söyleyenler vardır. Ne yazık ki, bu tutum bazı insanların hastalanmasına ve hastalığı başkalarına yaymasına neden olarak ölümlere sebep vermiştir. Elçi Aziz Pavlus’un yazdığı gibi, bu insanlar “Onlara ilişkin tanıklık ederim ki, Tanrı için gayretlidirler; ama bu bilinçli bir gayret değildir” (Romalılar 10: 2).
İblisin O’nu tapınağın tepesine çıkarıp “Tanrı’nın Oğlu’ysan, kendini aşağı at” dediğinde İsa’nın verdiği cevabı hatırlayalım, Rab, Tesniye 6: 16’dan alıntı yaparak şöyle cevap verdi: Tanrın Rab’bi denemeyeceksin’(Matta 4: 5-7). Başka bir deyişle, bir kişi, Rab Tanrı’nın onları koruyacağı varsayımı üzerine, inançlarını “kanıtlamak” için kendini veya başkalarını tehlikeye atmamalıdır. Bu “bilgi eksikliği” ve sezme, sadece bu şekilde düşünen ve davranan kişi için değil, aynı zamanda genel olarak toplum için de çok tehlikelidir. Ne yazık ki, bu nedenle son zamanda birçok ölü için yas tuttuk.
Kardeşlerim, Büyük Şehit Aziz Pantaleon’u andığımız gibi, her türlü hastalıkla karşılaştığımızda onun şifa şefaatini de dileyebiliriz. Ondan doktorların doğru tanı koymalarına yardım etmesini ve her seferinde etkili tedavilerde bulunmalarını istemeliyiz. Rabbimize mutlak bir güvenle, yapabileceğimiz her şeyi yaptıktan sonra, “kendimizi, birbirimizi ve tüm hayatımızı Tanrımız Mesih’e adayalım” Amin.