/ Pazarın Sesi / Kilise üyelerinin birliği hakkında

Kilise üyelerinin birliği hakkında

Elçi Pavlus, bugünkü Elçisel okuma pasajında, imanında istikrarlı olan Hristiyanların imanlarında zayıf ve istikrarsız olan kardeşlerine karşı geliştirmeleri gereken davranış tarzına dikkat çekiyor. Romalılara yazdığı mektubunda “İmanı güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil, güçsüz olanların zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz” (Romalılar 15:1) diyor.

Nihai olarak Kilise üyelerinin gerçek birliğine ilişkin bu konu, günlük yaşamlarında imanlı insanları dahi karakterize eden olağan toplumsal koşulların ve geleneksel ilişkilerin ötesine geçer. Bundan dolayı Elçi imanlıların bilincini Mesih’in kişiliğine ve örneğine hazırlamaya gayret eder.   O, Mesih’in olmaksızın, mantıksal gerekçelerin onları bir ömür boyu sürecek ruhani örnek sevgi insanına dönüştürmesi ve Mesih benzeri birliğin sağlanabilmesi için komşularının zayıflıklarını üstlenmeye ikna etmeye yeterli olmadığını bilir.

Bu sebeple şu figürü karşılaştırır: Mesih dahi “kendini tatmin etmeye çalışmadı” yani, kendisinin hoşuna gideni istemezken, bu aynı örnekten yola çıkarak imanlının iyi ve manevi terbiyesi için komşusunu memnun etmeye özen göstermesi gerektiğini vurgular.

Güçlüler ve güçsüzler

Mevcut okuma pasajında kullanıldıkları haliyle güçlü ve güçsüz kavramlarının anlamlarına yaklaşmaya çalışırken, burada güçlünün elbette fiziksel yönden güçlü bir bedene sahip olan değil, ama güçlü bir imana sahip ve Mesih’te yaşamaya kendisini adamış kişiden bahsettiğini not edebiliriz. Güçlü insan, Mesih’in tanrılığını ve sonsuz gücünü kesin olarak beyan eden, kendi zayıflığını, iman, umut ve sevgideki kaçınılmaz eksiklerini tamamlayan kişidir. Güçlü insan, Tanrı’nın sevgisine güvenerek kendisini emanet eden ve Pavlus gibi “çektiği sıkıntılardan eksik kalanları tamamlamaktan” (Koloseliler 1:24), yani Mesih uğruna zorluklardan ve bitkinliklerden sevinç duyan, “ne zaman güçsüzsem o zaman güçlüyüm” (2. Korintliler 12:10), diye haykıran kişidir.

Bu nedenle, güçlü bir imana sahip ve manevi yaşamda ilerleyen Hristiyanlar “güçsüz olanların zayıflıklarını üstlenmeye borçludur” (Romalılar 15:1). Zayıflıklardan bahsederken imanları kolayca sarsılan veya Hristiyan yaşamından uzaklaşan “güçsüz” Hristiyanların zayıf ve istikrarsız imanlarından kaynaklanan yanlış algıları ve yanılgıları kastetmeliyiz. 

İmanı zayıf olanlara faydalı olmak

Mesele, zararlı eylemlerini onaylayarak ya da karanlık arayışlara boyun eğerek imanda zayıf olanı yaralamak ve zarar vermek değildir ama ona faydalı olmaktır. Eğer sevgiyi öne sürerek insanlara hoş görünmeyi seçiyorsak, o zaman Tanrı’nın gerçek kulları değiliz demektir. “Sevgiyle gerçeğe uyarak” (Efesliler 4:15) hatayı, günahı, yanılgıyı belirtmekle yükümlü olduğumuz için gerçeği sevgiyle göstermeliyiz. Bu sayede kardeşlerimizin Mesih’e göre inşa olmalarında ve onların yararına iş birliği içinde olduğumuzu gösteriyoruz. Aynı zamanda Kilise’nin yaşayan üyeleri olarak komşumuzun doğru çalışmasıyla Hristiyan topluluğunun inşa edilmesine de katkıda bulunuyoruz.

Elçi Pavlus, sevginin insanın bazı ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçlayan ahlaki veya dini gerçeğe dönüştürülmesini istemiyor ama inananların sevgideki birliğini kurtuluşla ilişkilendiriyor. Bu nedenle, Mesih’in kişiliğinde tezahür eden sevginin içsel karakterinin altını çiziyor. İnsanın sevgiyi kabul etmesi, sevginin diğer insanlar aracılığıyla kaynağına, yani Tanrı’ya karşılık vermesiyle kanıtlanır.

Ancak Mesih’in lütfu insanı güçlendirdiği kadar kendi güçsüzlüğünü de hisseder ve kendisini tüm ruhuyla Tanrı’nın sevgisine teslim eder. Böyle bir ilerleyişte insan, komşusunu merhamet ve anlayışla değerlendirmesine yardımcı olan manevi olgunluk ve alçakgönüllülüğü kazanır. Böylece, insanı kurtarmak için ilahi yeterliliğinden ve ihtiyaç duymaksızın yaşamaktan vazgeçen, insanın günahlarının yükünü omuzlarına alan Rab’bin örneğinden olduğu gibi, başkalarının zayıflıklarına yaklaşmaya ve bunları telafi etmeye çalışır.

Arhimandrit N. K. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 30 numaralı broşüründen tercüme edilmiştir. 23 Temmuz 2023  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kilise üyelerinin birliği hakkında