Kutsal Melekler ve Tanrı’ya ilahi ibadet
Başmelekler, Melekler, Heruvimler, Serafimler ve bütün bedensiz semavi Güçler Bayramını değerlendirerek hayatımızın; özellikle de ilahi ibadetin aziz meleklerle bağlantısını inceleyelim.
Kilisemizde okunan bir ilâhîde “Ey Mesih, senin Haçın aracılığıyla, melekler ve insanlar bir manevi sürü ve tek Kilise Topluluğu haline geldiler; bundan dolayı gökyüzü ve yeryüzü coşmaktadır” ifadelerini buluyoruz. (Tomas’ın Pazarından sonraki Cuma okunan ilâhîden alıntıdır)
İnsanları sevdiği için Kendini çarmıhta feda eden Mesih, bizleri aziz Meleklerle birleştirip tek sürü haline getirdi. Bu demek oluyor ki, Mesih’in ruhani sürüsünün içine yani Kutsal Kilise Topluluğu’na insanlar ve Melekler dahildir. Haliyle, Kilisemizin ilahi ibadetinde Meleklerin de katılması çok doğaldır.
Melekler, gökyüzünde Tanrı’ya durmaksızın terennüm ettikleri gibi, İlahi Efharistia’nın (Litürji) icra edildiği her Kilisenin Kutsal Altarı’nda İsa Mesih’in kendisiyle birlikte hazır bulunurlar. Nitekim, ayini icra eden ruhani, İlahi Litürji’nin “Küçük Giriş” denilen kısmında, Kutsal İncil’i elinde tutarak, birlikte hizmette bulunmak ve birlikte Tanrı’nin iyiliğini hamdetmek üzere Kutsal Altar’a aziz Meleklerin de girmesi için niyaz eder. Şüphesiz Melekler gelip Kutsal Altarın etrafında dururlar ve Ruhanilerle birlikte hizmette bulunurlar.
Meleklerin ruhi varlıklar olduklarından onları fiziksel gözlerimizle göremememiz doğaldır. Ancak onlar bizi görürler ve ibadete katılırlar ve hizmette bulunurlar. Lakin, Aziz Spiridon, 4.yy da İstanbul Patriği olarak hizmet eden Aziz Nifon, 18.yy da yaşamış olan Saroflu Serafim, hatta günümüz azizi olan Aziz Yakup Çalikis ve başka azizler gibi, Kilisemizin birçok aziz ruhani ve Episkoposları, Kutsal Altar etrafında bulunan Meleklerle birlikte hizmette bulunmaya ve onları gözleriyle görmeye nail oldular.
Kilisemizin Kutsal Geleneği sayesinde bize kadar ulaşan veya Mukaddes Kitap’ta yer alan Meleklerin ezgileri, Kutsal Litürji Metnine dahil edilmiştir. Örneğin “Rabbi övün” anlamına gelen İlahiyatçı Aziz Yuhanna’nın duyduğu “Alleluya” ezgisi gibi: “Bundan sonra gökte, büyük bir kalabalığın sesini andıran yüksek bir ses işittim. «Haleluya!» diyorlardı.(Esinleme 19.1)
Peygamber Yeşaya Tanrı’nın görkemli tahtı etrafında Serafimlerin “Kutsal, kutsal, kutsal, Rab-ül Sabaut. Gök ve yer izzetinle doludur.” ilahisini terennüm ettiklerini duydu. (Yeşaya 6,3) Bu sözleri, Rab’bin Yeruşalim’e girişinde, çokukların “Osanna en yücelerdekine. Rab’bin adına gelen mübârek olsun. Osanna en yücelerdekine” söyledikleriyle birleştirerek, İlahi Litürji’de kutsal armağanların sunulmasından (Kurban Duası’ndan) önce terennüm ederiz.
Buna benzer bir ilahi ise; İstanbul Patriği Aziz Proklos’a (434-446) bir Melek tarafından emanet edilen, her İlahi Litürji’de, ilaveten giriş duası olarak her ayinde sıkça okunan ve herkesçe bilinen “Kutsal Allah, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet eyle.” ilahisidir. Kutsal Üçleme İlahisi olarak bilinir ve Kutsal Teslis’in üç Kişisine işaret eder.
İlahi Litürji ve diğer Kutsal Ayinler süresince terennüm edilen Meleklerin ilahilerine, Rabbin doğduğu gece Beytlehem’de göksel orduların söylediklerini de ekleyelim: «En yücelerde Tanrı’ya yücelik ve yeryüzünde selâmet, insanlar arasında hoşnutluk» dediler.
Yani, İlahi Litürji’de Üç ve Bir Olan Tanrı’yı yüceltmek amacıyla, seslerimiz sayısız meleklerin sesleriyle birleşiyor ve Aziz Meleklerle birlikte ayin icra ediliyor!
Acaba biz Ortodoks Ahalisi olarak İlahi Litürji’de yaşanan bu muhteşem anların bilincinde miyiz? Kurban Duası’nın doğruladığı gibi, hiç şüphe etmeyelim. İlahici “Kutsal, kutsal, kutsal, Rab-ül Sabaut…” terennüm ederken, Efharistia’yı icra eden ruhani veya Episkopos şöyle devam eder: “Ey insansever Efendi, bu mübârek kuvvetlerle birlikte biz de haykırır ve söyleriz: Sen kutsal, tamâmen kutsalsın, sen ve senin biricik Oğlun ve Kutsal Ruhun…” Gerçekten de Melekler bizimle birlikte Tanrı’yı övmektedirler.
O an muhteşem olaylar yaşanıyor! Tanrı’nın halkı, Semaların bedensiz ve mânevî kuvvetleriyle eşdeğer hale geliyor. Kiliselerimizdeki Kutsal Altarların etrafında aziz Melekler diz çöker ve hep birlikte kansız kurban ayinini sunarız.
Kutsal Kilisede yaşanan bu eşsiz anları kavrayarak “Senin görkemli Kilisende bulunmak, semalarda bulunmakla eşittir” diye haykırırız. Dolayısıyla Heruvim ilahisi bizi Tanrı’nın Huzurunda bulunan Heruvimler kadar saygılı olmamızı teşvik ediyor: şimdi ömrün her kaygısını bir yana bırakalım ki, her varlığın kralını karşılayalım. O ki melek alaylarıyla görünmez bir şekilde çevrelenmektedir.
Sevgili kardeşlerim, bu gerçekleri derinlemesine yaşamak ve ruhen hissetmek için imanlı, Mesih’e karşı sevgi dolu, manen hazırlanmış, temiz kalpli ve Efharistiya’ya konsantre olmalıyız. Bu nedene, ruhaniler, Litürjinin kritik noktalarında, cemaate hitaben “Bilgelik, ayağa kalkalım”, “Doğru duralım, korku ile duralım, “Dikkat edelim” gibi önerilerde bulunurlar.
İlahi Litürji’de Aziz Meleklerin bizimle beraber olduklarını hissederek, onların Tanrı’ya karşı sergiledikleri saygı dolu duruşlarından ilham alalım öyle ki olup bitenlere dikkatlice katılarak müteşekkir duygularla, samimi sevgi ve kusursuz sadakatle, Meleklerle birlikte insansever Rab ve Tanrı’mıza ibadet edelim. Amin.
Kutsal Melekler ve Tanrı’ya ilahi ibadet