/ Pazarın Sesi / Ebediyen bakire Tanrı doğuran ve insanların siperi

Ebediyen bakire Tanrı doğuran ve insanların siperi

 

Bugünkü yortu Pek Kutsal Tanrıdoğuranın eşarpı ile ilgili. Kilise, Elçilerin yıllardan beri inananların dindarlığının merkezinde yer alan Pek Kutsal Tanrı Doğuran’ı, beden alan Tanrı’nın Oğlu’nu doğurduğu için onurlandırıyor.

Söz konusu bayramın tarihsel temeli, Bakire Meryem’in giysisinin (maforio, bir tür eşarp) saklandığı Filistin’den 473 yılında alınıp, günümüzde korunduğu yer olan Konstantinopolis’e taşınması ile ilgilidir.

Orada ve özellikle Vlahernon İbadethanesi’nde, İmparator Birinci Leo, kutsal emaneti çevreleyen bir kutu-çerçeve inşa etti.

O zamandan itibaren Vlahernon Meryem Ana Kilisesi, büyük tarihi olayların yer aldığı ve birçok harika mucizenin gerçekleştirildiği, Kraliçe’nin en önemli ibadet yerlerinden biri haline geldi.

Orada, örneğin, Mesih Divanesi Aziz Andreas (9. yüzyılın sonu – 10. yüzyılın başı), Tanrı Doğuran’ı anne sevgisinin, korumasının ve sonsuz şefkatinin bir sembolü olan kutsal eşarpıyla Tanrı’nın halkını örttüğünü görmeye layık kılındı.

Bu açıdan bakıldığında, Kilise’nin en başından beri Azizlere ve onların kutsal emanetlerine verdiği özel şeref de anlaşılmaktadır.

Bunlar, dünyadaki varlıklarının somut işaretleri olarak, inananların Mesih ile birleşmesine hizmet eder ve Diriliş’in “umutla beklenişini” ifade eder.

Onlarla ilişkili nesneler de benzer şekilde onurlandırılır.

Elçilerin İşleri’nde, inananların, elçi Pavlus’un kullandığı baş veya boyun mendillerini bile alıp hastaların üzerine koyduklarını, bu sayede hastalıklarından kurtulduklarını ve kötü ruhların onları terk ettiğini okuruz. (Elçilerin İşleri 19:12).

Selam Tanrı’nın Meskeni ve Söz’ü”

Yortunun elçisel okumasının Pekkutsal Tanrı Doğuran’ın kişiliğiyle doğrudan bir ilişkisi ve ilgisi vardır.

“Birinci çadır”da, yani Kudüs mabedi inşa edilmeden önce İsrailoğullarının Tanrı’ya tapındıkları Buluşma Çadırında sözü edilen şeyler orada bulunan sunak ve mukaddes objeler, Meryem Ana’nın simgesi ve ön görüntüsüdür.

Belirtilene atıfta bulunan semboller, “Heruvimler’den daha itibarlı ve Serafimlerden kıyaslanamayacak kadar şanlı” anlamına gelir.

Daha spesifik olarak, buluşma çadırı, dıştaki “Kutsal”, içteki ve daha kutsal olan “Kutsalların Kutsalı” olarak adlandırılan iki bölüme ayrıldı.

Orada, Kutsalların Kutsalında, altın tütsü sunağı ve içinde altın manna küpü, Harun’un mucizevi bir şekilde filizlenmiş olan değneği ve antlaşma kurallarını içeren iki levha bulunan Antlaşma Sandığı vardı.

Ve tüm bunlar, Yeni Ahit dönemini takip edecek olanların gölgesi ve Meryem Annemize özel yazılmış olan Selam Beyitlerinde yer alan sözlere göre Tanrı’nın yaşayan gemisi Tanrı Doğuran’ın habercisiydi. Ona “ Azizlerin Azizi” denir, çünkü beden almış Tanrı Sözü’nün annesi olarak buluşma çadırının Azizlerinden daha kutsaldır.  Tanrı Doğuran ayrıca İsa Mesih’in yaşadığı gerçek çadır ve dolayısıyla O’nun beden almasının ve insanın lütufla Tanrı’nın Oğlu olma olasılığini belirtir.

Bu nedenle Meryem Ana, Kilise’nin en büyük teologları olan kutsal ilahi yazarları tarafından canlı bir sunak, altın bir buhurdan, hoş kokulu bir tütsü, değerli bir mür, Kutsal Ruh tarafından yaldızlanmış bir sandık, yaşam Ekmeğini taşıyan desti, Rab’bin filizlediği gizli çubuk, “ ebedi çiçek” olarak anılır.

Tüm Akatist Ilahi Tanrı Doğuran’a atfedilen benzer özel sözlerle doludur.  Bu nedenle Meryem Ana, Eski Ahit’in doruk noktası ve sonlanması, tamamlanmasıdır.  Çünkü Eski Ahit’in tüm dünyası, Kurtarıcı’nın dünyaya gelişi için Tanrı ile isteyerek işbirliği yapacak olan o kişiyi, yani Meryem Ana’yı bulmak için Tanrı tarafından eğitilerek hazırlanıyordu.  Böylece her imanlının “doğruluk, kutsallaştırma ve kurtuluş” (1. Korintliler 1:30) olan İnsan bedeni Söz ile kişisel buluşması ve birliği gerçekleşecektir.

Arhimandrit N. K.  Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 27 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir. 02 Temmuz 2023

Ebediyen bakire Tanrı doğuran ve insanların siperi