/ Pazarın Sesi / Ruhumuzun değeri

Ruhumuzun değeri

  1. KENDİNİ FEDA ETMEK

Rab kalabalakları çağırıp şöyle dedi: Beni izlemek isteyen, günahkâr benliğini reddedip özveriyle çarmıhını yüklenip beni izlesin. Benim için sadece keder ve sıkıntılara değil, çarmıhta ölüme de katlanmaya kararlı olmalıdır. Çünkü geçici hayatını kurtarmak isteyen, sonsuz hayatı kaybedecektir. Ancak benim ve benim müjdem için hayatını feda eden, ruhunu kurtaracaktır.

Tüm bu büyük ve yüce anlamların arasında, Rab’bin zor yoluna girmesinin ön koşulu olan bir sözü öne çıkıyor. Ve bu ön koşul, imanlının kendini feda etmektir. Peki, kendini feda etmek ne demektir? Elbette kavramsal olarak anlıyoruz. Kendimizi inkar etmek, özverili olmak. Ama pratikte tam olarak ne anlama geliyor? Ve neden Mesih bunu ruhani yaşamın ön koşulu olarak belirliyor?

Mesih bizden özverili olmayı istediğinde, aslında bizden çok büyük bir şey istiyor. Onu o kadar çok sevmemizi istiyor ki, onun uğruna dünyadaki her şeyden vazgeçelim. Onu o kadar çok sevmemizi istiyor ki, günahkâr olan her şeyi hor görüp nefret etmemizi istiyor; içimizde sakladığımız eski insanı yani günahlı varlığımızı[1] her gün öldürerek ve hırslarımızı ve zayıflıklarımızı kökünden söküp atarak. Kendini feda etmek, her türlü kişisel isteğimizi değil Tanrı’nın isteğini yerine getirmek  anlamına da gelir. Ne pahasına olursa olsun. Kendimiz için hiçbir talep, hiçbir arzu! Her şeyi Mesih belirlesin. Bizi çağırdığı yere onu takip edelim. Koyunların çobanını takip ettiği gibi onu takip edelim. Ve bu özveriyi tüm hayatımız boyunca sürdürelim. Sadece Mesih ile ve Mesih için yaşayalım. Elçi Pavlus’un yaşadığı ve söylediği şeyi yaşayalım: “Artık ben yaşamıyorum, Mesih benim içimde yaşıyor.” (Gal 2,20)

Yani, özünde özveri ölüm anlamına gelir. Her an, çarmıhta ölümüne götürülen ölümcüllerin deneyimini yaşamamız gerekir; her birimiz, en utanç verici ve acı verici ölümün çarmıhını taşıyarak. Her an, sözlerimizle, örneklerimizle ve hatta hayatlarımızla Mesih için tanıklık etmeye hazır olmalıyız. Ve eğer hiçbir zaman hayatımızı feda etmek zorunda kalmasak bile, en azından kederleri ve sınavları, hastalıkları ve haksızlıkları, sınavları ve zorlukları sabırla göğüsleyelim.

Ve tüm bunları sızlanmadan, kalbimizi sıkmadan, sabır, inanç ve umutla yapalım. Bunun bize fayda sağladığına ve bizi erdemli kıldığına dair kesin bir inançla. Asla şöyle dememeliyiz: Ne yapayım, başka türlü yapamam. Ama çarmıhımızı isteyerek yüklenelim. Rab’bin örneğini izleyerek, ne kadar zorluk çekmek gerekirse kabul edelim. Tıpkı kilisemizin sayısız azizleri ve yüzyıllar boyunca birçok imanlının yaptığı gibi.

  1. İNSANIN RUHU NE KADAR DEĞERLİDİR!

Rab sözlerine şöyle devam ediyor:

İnsan, tüm maddi dünyayı kazansa da, ama sonunda, dünyadaki hiçbir şeyle kıyaslanamayacak olan ebedi ruhunu kaybederse? Ve eğer onu kaybederse, onu sonsuz kayıptan kurtarmak için ne verebilir?  Hiçbir şey.

Ve tam da burada ruhumuzun paha biçilmez değeri ortaya çıkıyor. Tüm dünyadan, zenginlikten, şöhretten, onurdan ve zevklerden daha değerlidir. Tanrı tarafından yaratılmış ve sonsuz olan ruhumuz, her şeyden daha değerlidir. Bir şey hariç. Ruhumuzdan daha değerli olan tek şey, çarmıha gerilen Rab’bin ruhumuzu satın almak için ödediği Mesih’in kutsal kanıdır. Eğer Mesih onu satın almak için bu kadar değerli bir bedel ödedi ise, ruhumuzun ne kadar değerli olduğunu anlıyoruz. Tanrı onun için insan oldu, onun için Kendini feda etti, kurban edildi ve çarmıhta kanını döktü, onun için öldü.

Eğer dünyayı kazanmak için bu değerli ruhumuzu ihmal edersek, sonuçları yıkıcı ve telafisi imkansız olacaktır. Onu sonsuza kadar kaybedeceğiz. Onu asla geri kazanamayacağız. Ve sonsuza kadar korkunç cehennemde dayanılmaz acılar çekeceğiz. Kişinin ruhunu kaybetmesi o kadar korkunç bir şeydir ki, Büyük Vasilios bunu düşünürken şöyle sorar: Acaba birini dünyaya vermek üzere iki ruhun mu var? Para veya evleri başka bir şeyle takas edebilirsin. Ama ruhunu kaybedersen, onu hiçbir şeyle takas edemezsin.”

Öyleyse, yaşadığımız sürece ruhumuzu kirlenmemiş, temiz, saf ve kutsal tutalım. O, sahip olduğumuz en değerli şeydir. O bizim paha biçilmez hazinemizdir. Kimse onu bizden çalmasın.

«Sotir» dergisi, sayı 1940  Mesih’in Değerli Haçının Yükselişi Bayramından sonraki Pazar vaazı

[1] Artık günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski yaradılışımızın Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. (Rom,6,6)

Ruhumuzun değeri