/ Azizler ve din adamlarımız hakkında tanıklıklar / 13.Filipi’den Selanik yoluna

13.Filipi’den Selanik yoluna

13.Filipi’den Selanik yoluna

 

 

                                “Rab İsa`ya iman et,

                                                      sen de ev halkın da kurtulursunuz”

                                                                                                             (Elç.İşl.16:30)

 

    Filipi şehrinde vaftiz olmak için ırmağın kıyısına inen veya ”Ev Kilisesi’ne” dönen Lidya’nın evine güçlü imanla toplanan Hristiyanlar’ın sayısı artıyordu. Cesur kadınlar başkalarınının da Hristiyan dinine iman etmesi için çok iyi çalıştılar.

   Bu başarıları, dinin düşmanlarını rahatsız etti ve şeytan Havari’nin işine engel olmaya başladı. İblis kendi oyuncağına çevirdiği zavallı bir hizmetçinin ağzı vasıtasıyla havarisel çalışmaları, ”Bu insanlar Büyük Tanrı’nın kulları” (Elç.İşl.16:17) diye bağırıyordu. Havari Pavlos, insanlara şeytani büyü, büyücülük ve Hristiyanlık arasında bir bağlantı bulunduğu izlemini yaratmak için zavallı kızı alet eden iblisin oyununu fark etmişti. Havari Aziz Pavlos imanın gücü ve hikmetinin iblisin hakimiyetinden üstün olduğunu kanıtlamak için atik davrandı. İblisin esiri olan genç kızı kötü ruhun etkisinden özgür kılmak için hemen işe koyuldu, “İsa Mesih`in adıyla, bu kızın içinden çıkmanı buyuruyorum” (Elç.İşl.16:18). Aynı anda kötü ruh dışarı çıktı ve genç kız Mesih’in gücünün hoş bir şekilde tüm benliğini sardığını hissetti. Kendisini karanlık bir gücün pençesinden kurtardıklarını ve tekrar sükünete kavuştuğunu hissediyordu. Fakat o andan itibaren geleceği görme yeteğini de kaybetmişti. Bununla, geleceği görme becerisinin her dönemde, günümüzde bile her ne şekilde olursa olsun iblisin katkısıyla geliştiği ortaya çıkmış oldu. Hristiyanlar’ın geleceği öğrenmeleri için kahinlere veya bazı hastalıklarından tedavi olmaları ve problemlerini çözmeleri için büyücülere başvurmaları hiç de akıl karı değil. Pavlus’un bu tutumu çağlar boyunca, Hristiyanlığın güçlü ve istikrarlı bir emsalini oluşturmuştur. Toplumun, Mesih ile ve şeytani dünya arasındaki ayırımı net bir şekilde belirlenmiştir. Kilise bunu aldığı belli kararlarla ifade etmiştir. Mesela, Kilise’nin ikiye bölünmesinden önceki Ekümenik Konseylerinde, kâhinlere ve büyücülere başvuran birine kutsal komünyon yasak edilmiştir, “Hem Rab’bin, hem cinlerin kâsesinden içemezsiniz; hem Rab’bin, hem cinlerin sofrasına ortak olamazsınız.” (I.Kor.10:21).

   Tabii ki Havari Aziz Pavlos’un aldığı bu karar, bazı sonuçlar doğurmuştur. Kötülük her zaman tetikte bekliyordu. Hizmetçinin kehanetleri sayesinde para kazanan sahipleri artık ekomik ve sosyal açıdan kendilerine bir yarar gelmediğini gördükleri zaman, Pavlos ve Silas’ı, “Kentimizi altüst ettiler, biz Romalılar için benimsenmesi ve uygulanması yasak birtakım töreler yayıyorlar.” (Elç.İşl.16:20) diye suçluyorlardı. Bu her zaman uyguladıkları taktikti. Bu suçlamalar asılsız olmasına rağmen halkı ayaklandırmaya yetmişti. Ardından Havarileri şehrin yöneticilerine götürdüler. Onlar kalabalığı tatmin etmek için Havariler’in kırbaçlanmalarını ve hapse atılmalarını emrettiler. Her detayıyla ”Elçilerin İşlerinde” (16:25-39) bize açıklandığı gibi, gerçeğin kanıtlanması için mucize orada gerçekleşti. Gece yarısı şiddetli bir deprem oldu ve mahkûmların zincirleri çözüldü. Meydana gelen olaylardan hayrete düşen ve Rab’bin Ruhu tarafından yönlendirilen Başgardiyan Pavlos’tan kendisiyle beraber tüm ailesini vaftiz etmesini istedi. Aynı zamanda, yöneticilere Havari Aziz Pavlos’un Roma vatandaşı olduğu açıklandı ve onun kırbaçlanması kanun dışıydı, çünkü Roma vatandaşlarının kırbaçlanmaları yasak edilmişti. Bu yüzden kendileri onları görmek için hapse gittiler ve onlardan hapisten çıkmalarını ve şehri terketmelerini rica ettiler.

Havariler hapishaneden çıktıktan sonra tüm kardeşlerimizin toplandığı yere, Lidya’nın evine gittiler. Havari Aziz Pavlos, orada Kilise’nin yürütülmesi ve idare edilmesi için gerekli talimatları verdi.

Havari Pavlos’un yol arkadaşı, İncil yazarı Luka gerekli makamlar tarafından suçlu bulunmadığından Kilise’nin temellerini atmaya devam etmesi için Filipi’de kaldı. Havari Aziz Pavlos, 3. misyon gezisinden geri döndüğü zaman tekrar onunla buluşacaktı.

 

Makedonya’nın merkezinde

M.S 50 yılının ilkbaharında, Pavlos, Silas ve Timoteus Filipi’den Selanik’e doğru ilerlemeye karar vermişlerdi. Makedonya’nın tüm çevresinde İncil’i kısa zamanda duyurmak maksadıyla, yol boyunca Kiliseler kuracaklardı.

Biz de onların takip ettikleri yoldan gidelim. Biz günümüzde, Filipi Selanik arasındaki yolu arabayla 1,5 saatte katediyoruz. Fakat Havariler’in hedeflerine yaya ulaşmaları için altı gün gerekiyordu. Havari Aziz Pavlos ve Silas kendilerini kırbaçlayan ellerden açılan ağır yaralar ve derin kesikler yüzünden yürüyüşleri boyunca ne kadar da acı çekmişlerdi. Roma’yı İmparatorluğun doğu yakasıyla birleştiren Egnatia yolunu geçerek altı günde ”Thermaikos” körfezinin doğu kıyısına çıktılar. Oradan şehre geçebileceklerdi. Makedonya’nın merkezi olan Selanik kısa zamanda Kuzey Yunanistan’ın havarisel çalışmalarının merkez üssü haline gelmişti. Pavlos, şehirde ikamet eden Yason diye çağırılan Hellenleşmiş bir Yahudi’nin tavsiye mektuplarını elinde tutuyordu. Anlaşıldığı gibi, Yason küçük bir dokuma atölyesini işletiyordu. Oraya vardıkları zaman, Havari Pavlos’u ve iki arkadaşını candan karşıladılar ve onlara barınak, gıda ve iş verdiler. Kendilerini misafir eden kişiye yük olmak istemiyorlardı çünkü Selanik’te uzun süre kalmayı tasarlıyorlardı, ”Kardeşler, bizim zahmet ve sıkıntılarımızı aklınıza getirin çünkü biz size yük olmamak için gece gündüz çalışıyoruz” (I.Sel.2:9). Hangimiz günlerce süren bir yolculuktan sonra, sırtı yara ve bere dolu olduğu halde, havarisel ve dinsel çalışmalarının dışında ekmeğini kazanmak için çadırların yapımında kullanılan sert yün kumaşı dokuyabilecekti?

  Pavlus, bu şehirde birçok Yahudiyle karşılaştı. Büyük Sinagog Makedonya Yahudiler’inin dini merkeziydi. İlk üç Cumartesi günü, Pavlos Eski Ahit’in temelleri üstüne, peygamberler tarafından sözü edilen Rab İsa’nın beklenen Mesih olduğunu söyleyerek Sinagog’a gidip ders veriyordu. Bazı Yahudiler, Pavlos’un sözleriyle ikna oldu fakat imana gelenlerin çoğunu ”genelde” etnik gruplar teşkil ediyordu. Her zaman olduğu gibi yeni dine iman edenlerin büyük bir bölümünü kadınlar, özellikle burada da yüksek sosyete sınıfından gelenler oluşturuyordu.

  Böyle şahane olayların oluştuğu sırada, her zaman olduğu gibi karşı tepkilerin de tanığı olmamız çok şaşırtıcı değildir. Selanik şehrinde de aynısı oldu. Fanatik Yahudiler kargaşa çıkardılar ve Havarileri Yason’un evinde tutuklamaya kalkıştılar. Onları bulamadıkları için, Yason’u, ülkenin kanunlarına karşı çıkan insanları evine misafir etmekle suçlayarak onu ve bir kaç kişiyi kent yetkililerinin önüne kadar sürüklediler. Dini yöneticiler tarafından Sezar’a itaat etmemekle suçlanan Rab İsa’nın durumunda olduğu gibi, Yahudiler’in yine aynı taktiğine şahit oluyoruz. Prensler, Yason’dan Havariler’in pek yakında şehri terkedeceklerinin teyidini aldıktan sonra onu kefaletle serbest bıraktılar.

  Pavlos şehri terketmeden önce Kilise’nin doğru bir şekilde organize edilebilmesini sağlayacak gerekli talimatları vermek için Yason’un evine Kilise’nin İleri gelenlerini davet etti. Havari Aziz Pavlos bu alanda yarattığı eserin kalıcı nitelikte ve istikrarlı olması için özen gösteriyordu. Hiç bir zaman şahsi gösterilere gerek duymadı. Havari Aziz Pavlos’a, kurdukları Kilise’yi geride bırakarak oradan ayrıldı fakat Kilisenin yeşeren şahane meyvelerini görmeden her zaman böyle ayrılmak zorunda kalmak ona büyük acı veriyordu. Tekrar geri dönmeyi umut ediyordu fakat bu sekiz sene sonra gerçekleşti. Geri döndüğü zaman yine aynı durumla karşılaştı.

Kesintisiz ve sonu gelmeyen bu zulümler, Kilise’nin sarsılmaz bağlarla bir birlik oluşturmasına ve Havariler’in daha büyük bir hırsla hizmet etmelerine yol açtı. Selanik Kilisesi dünyanın sonuna kadar bu göreve devam etme çağrısına yanıt olarak, Aristarhus ile Sekundus adında iki yakın yardımcısını Pavlos’un hizmetine sundu (Elç.İşl.20:4). Bu Pavlos’un büyük tatmin duymasına yol açmıştı.

 

Ses kaydιnι dinleyiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=jOAfdy3NfDM

Havari Aziz Pavlus’un Hayatı – Bölüm 13

 

SOTİRİOS TRAMPAS, PSİDYA METROPOLİTİ,  AZİZ PAVLOS, DÜNYA ULUSLARINA GÖNDERİLEN ELÇİ

 

13.Filipi’den Selanik yoluna