/ Azizler ve din adamlarımız hakkında tanıklıklar / Azize Theodora’nın 17 Ağaçlı Kilisesi

Azize Theodora’nın 17 Ağaçlı Kilisesi

Azize Theodora'nın 17 Ağaçlı Kilisesi

 

Ortodoks kilisemiz, 11 Eylül’de, Yunanistan’ın Vasta köyünde yaşamış Azize Theodora’yı anıyor.

Çatısında 17 ağaç bulunan bir şapelin ithaf edildiği Azize Theodora, 10. yüzyılda Yunanistan’ın Pelonponisos (Mora) bölgesinin Megalopoli şehrine yakın Vasta köyünde büyümüştür. Azize, yoksul ama Hristiyanlığa çok bağlı, geniş bir ailenin çocuklarından biridir. İman konusunda diğer kardeşlerine benzemiyor, küçük yaşında, Tanrı’nın buyruklarını yerine getirerek yaşıyordu.

Biraz büyüyünce, her şeyi bırakıp bir manastırda yaşamaya karar verir. Hiç kimse onu bulmasın, rahatsız etmesin ve herkesten uzak; rahiplik hayatını dolu dolu yaşasın istiyordu. Bunun için, kadınların değil, erkeklerin manastırına gider. Hiç kimseye gerçek kimliğini belli etmez. Kendine, erkek ismi olarak, Theodoros ismini seçer ve herkese Theodoros olduğunu söyler.

Manastırda, kendisine verilen her görevi, alçak gönüllük ve sevgi ile yerine getirerek pak bir rahiplik hayatı yaşamaya başlar. Başkeşişin buyruklarını yerine getiren ve diğer Rahiplerin yardımına koşan Azize, herkesin güvenini ve sevgisini kazanır.

Azize, manastırın dışındaki işleri yapar, yoksul ve kimsesizlere yardım eder; evden eve koşarak herkesin imdadına yetişir ve sevgisini kimseden esirgemezdi.

Bir gün, kadının biri, Theodoros tarafından gebe bırakıldığını söyler. Kadının akrabaları, manastıra gider, Rahip Theodoros’u alır ve onu yargılamak üzere yerel hükümdara götürürler.

Azize, hiç konuşmadan ve gerçek kimliğini ifşa etmeden yargılanmaya razı olur. Ölüm cezası alır. Başının kesilmesine karar verilir ve karar uygulanır.

Başı kesilen azizenin kim olduğu ortaya çıkınca, kararı uygulayanlar pişman olur ve bağışlanmaları için Tanrı’ya dua ederler.

Manastırda haber duyulunca; rahipler, azizenin bedenini almaya gider. Bilmedikleri halde, böyle bir azizenin, aralarında yaşamış olmasından dolayı Tanrı’ya şükrederler.

Azize ölmeden önce; “Tanrım, ne yaptıklarını bilmiyorlar. Onları bağışla. Öldükten sonra bedenim tapınak, saçlarım ağaç ve kanım nehir olsun!” diye dua eder…

Daha sonra, bölgenin imanlıları tarafından, azizeye ithaf edilmiş bir kilise inşa edilir. Kilisenin altından bir nehir akar. Bu nehrin suyu, içilir sudur. Çatısında ise tam 17 ağaç yetişir. Ağaçlar, kilisenin damında, toprak olmadan ve taşların üzerinde yetişir.

Şapelin çatısında ağaçlar, aradan yüzyıllar geçmesine ve kötü hava şartlarına rağmen, ayakta olmaya devam ediyor. Kökleri hiç bir yere bağlı olmadan, tamamen havada duruyor.

1986 yılında, bir çok bilim adamı, ağaçların köklerinin havada nasıl durduğunu ve bugüne kadar nasıl dayanabildiklerini araştırıp çalışmalar yaptılar. Mühendislerin de katıldığı bu araştırmada bilimadamları eski bir tapınağın üstünde, ağaçların yüzyıllarca dayanmasının imkansız olduğu bu olayı gördüklerinde şaşırdılar. Bunu, bir mucize olarak kabul ettiler.

Dünyanın her yerinden insanlar, Guinness Dünya Rekorları Kitabına da giren bu eşsiz mucizeyi görmeye geliyor.

Sadece Ortodoks Hristiyanlar değil; diğer din ve mezheplerden de insanlar geliyor.

(Benzer şekilde; aynı isme sahip olan ve kilisemiz tarafından Azize Theodora ile aynı gün anılan İskenderiyeli Azize Theodora da, erkekler manastırına gider. O da, gerçek kimliğini gizler ve manastırda bir rahip olarak ölümüne kadar orada hayatını sürdürür.)

 

Azize Theodora'nın 17 Ağaçlı Kilisesi

Azize Theodora’nın 17 Ağaçlı Kilisesi