/ Kutsal Kitap / Sonsuz Εgemenlik

Sonsuz Εgemenlik

 

 

Çok az sayıda aziz henüz bu hayattayken cenneti görerek kutsanmıştır. Yeşaya cenneti gördü (Yeşaya 6:1-8), Hezekiel de öyle (Hezekiel 1:1-28) ve elçi Yuhanna yeni bir gökyüzü gördü- Tanrı’nın sonsuz Egemenliği bir kent olarak göründü (Vahiy 21:1–22:5).

Bu bölümleri okuduğumuzda, bol miktarda gizemli, kıyamet imgesine dikkat ederiz. Ancak bu bölümler arasındaki güçlü benzerlikler, görümlerin bildirilmesinde esinlenmiş bir tutarlılık olduğunu göstermektedir. Diri yaratıklar, Işık, Heruvimler, Taht ve Rab’bin görkemi, hep birlikte göksel bir görkem ve ihtişam egemenliğini ortaya çıkarmak için etkindir.

 

Peygamber Yeşaya ve Elçi Pavlus birlikte “Tanrı’nın kendisini sevenler için hazırladıklarını Hiçbir göz görmedi, Hiçbir kulak duymadı, Hiçbir insan yüreği kavramadı” şeklinde ikrar etmesine rağmen (1.Korintliler 2:9) Kutsal Yazılar’ı bir bütün olarak ele aldığımızda, sonsuz Egemenlik hakkında bazı şeylerin söylenebileceğini görürüz.

 

1 Tanrı’nın Egemenliği’nde yaşayan kutsallar, O’nun ebedi tasarısının etkin bir şekilde gerçekleşmesinde yaşarlar. Egemenlikt’te insanlık olması gerektiği gibi olur. Kutsal Yazılar’da sonsuz yaşamın, insanların devasa beyaz bulutlar üzerinde pasif bir şekilde ebetler ebedince arp tıngırdatması anlamına geldiğini gösteren hiçbir şey yoktur.

 

Başlangıçta cennette yaşamak üzere yaratılan ilk ebeveynlerimiz Tanrı’ya karşı günah işlemeyi seçtiler ve cennetten kovuldular. Tanrı’nın Egemenliği insanlığa kapatıldı (Yaratılış 3:24). Ancak Tanrı sevgisiyle, yasa ve peygamberler aracılığıyla ve nihayetinde beden almış Oğlu aracılığıyla bizimle konuşarak, yarattıklarını Kendisine geri çağırdı.İsa Mesih’teki yeni yaşam sayesinde, Tanrı’nın merhametiyle yeni yaratılışa, O’nun sonsuz Egemenliğine geri getirildik. Krallar ve kâhinler olarak O’nunla birlikte sonsuza dek hüküm süreceğiz (Vahiy 1:6).

 

2 Kilise’de Egemenliğin ön deneyimini yaşarız. İlahi Liturji’nin papaz tarafından söylenen ilk sözleri şu şekildedir “Peder’in, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un krallığı şimdi ve daima ve ebetler ebedince mübarektir. ‘’ Tapınma sırasında Kilise göksel egemenliğe katılır, yükselir. Çünkü Kilise’de “Mesih İsa’da göksel yerlerde birlikte” (Efesliler 2:6) otururuz ve “Tanrı’nın sağında oturan Mesih’in bulunduğu yere” (Koloseliler 3:1) yükseltiliriz.

 

Tapınmada, Tanrımıza övgüler sunarken göksel ordulara- kutsallara ve meleklere- katılırız. Mesih’in bedeni olarak, “Tanrı’nın tahtına” (İbraniler 12:2) gelirken bizi çevreleyen “büyük tanıklar bulutu” na (İbraniler 12:1) katılırız. Litürjik olarak “yaşayan Tanrı’nın kentine, göksel Yeruşalim’e, sayısız melek topluluğuna, adları göklerde yazılmış olan ilk doğanların topluluğuna ve kilisesine, her şeyin yargıcı Tanrı’ya” (İbraniler 12:22-23) geliriz. Bu göksel görüyle Ortodoks Kilisesi her Pazar sadece toplulukta bulunanları değil, “bizden önce rahata erişip burada dindarlıkla defnedilmiş olanları” da hatırlar.

 

3 Egemenliği tanımak bizi Mesih’e tam bir bağlılık içinde yaşamaya teşvik eder. Bu yaşamda, Egemenliğin doluluğunu aramak için bize ilham veren bir ön deneyime sahibiz. Pavlus’un sözleriyle, “Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz. (1.Korintliler 13:12). Tapınma tek başına yapılan bir eylem değildir. Daha ziyade Mesih’in Gelini, tek Kilise – yeryüzündekiler cennettekilerle birleşiyor – bizi muhteşem egemenliğinin vatandaşları yapan Tanrımız ve Kralımıza şükrediyor.

Elçi Yuhanna şöyle yazar: ‘’’Sevgili kardeşlerim, daha şimdiden Tanrı’nın çocuklarıyız, ama ne olacağımız henüz bize gösterilmedi. Ancak, Mesih’in göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih’te bu umuda sahip olan, Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.” (1.Yuhanna 3:2-3).

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sonsuz Εgemenlik