/ Manevi yaşam / Dua

Dua

Dua

 

İstanbul Başepiskopos’u Aziz İoannis Hrisostomos’un

Duâya Dâir 2. Nutku’ndan.

Duâ, iyi niyetle yapılırsa ve sâdece Allah dilediklerimizi bize verdiğinde değil vermediğinde de O’na şükranlarımızı sunarsak –çünkü her ikisini de bizim faydamız için yapar– büyük bir nîmettir. Böylece menfaatimize olmayan dilediklerimizi almadığımız zaman, onları almamakla aslında almış gibi oluruz. Bâzı hallerde, dileğimizin kabul edilmemesi daha faydalı olup başarısızlık aslında başarı sayılır.

Allah duâmızı kabul etmekte geciktiği zaman üzülmeyelim. Sabrımızı kaybetmeyelim. Biz bir şey dilemeden önce de Allah onu bize veremez mi? Tabiî ki verebilir, ancak bize adâletli olarak yardım etmesi için bizden bir vesîle bekler. Bu yüzden duâmızla O’na bu vesîleyi verelim ve sonsuz hikmetini ve şefkatini îman, ümit ve güvenle bekleyelim. Her istediğimizi bize verdiğinde O’na şükranlarımızı sunalım, vermediğinde yine şükranlarımızı sunalım, çünkü bizim için neyin iyi olduğunu O’nun bildiği gibi bilemeyiz. …

Kısaca duâmızın başarısı:

1) Dilediğimizi almaya lâyık olmamıza,

2) Allah’ın irâdesine göre duâ etmemize,

3) Durmadan duâ etmemize,

4) Her şey için Allah’a sığınmamıza,

5) Bizim faydamıza olan şeyleri dilememize,

bağlıdır.

Bunların yanı sıra, tövbe etmemek de duâmızı geçersiz kılar. Duâ edip ısrarla günah işlemeye devam ediyoruz. Allah’ın Eski Ahit’te Peygamber Yeremya’ya dediği gibi, “Ve sen bu kavim için yalvarma, ve onlar için niyaz ve duâda bulunma, ve nezdimde şefâat etme; çünkü seni dinlemeyeceğim.”1 «Günahtan uzaklaşmadılar ve sen onlar için mi yalvarıyorsun? Seni dinlemiyorum», diyor Allah.

Yine düşmanlarımız için kötü bir şey dilediğimizde de Allah onu yerine getirmeyip aksine öfkelenir. Çünkü duâ ilâçtır. Bir ilâcı nasıl kullanacağımızı bilmediğimizde onun gücünden hiçbir zaman istifâde edemeyiz. …

Eğer Allah’ı günahlarınla üzdünse ümitsizliğe kapılma. Bir adamı üzdükten sonra, onun karşısına geçip sabah, öğlen ve akşam ondan af dilersen onun muhabbetini kazanmaz mısın? Aynı şekilde eğer sabah, öğlen, akşam ve her saatte hoşgörülü Allah’ın merhametini duâ vâsıtasıyla dilersen O’nun muhabbetini çok daha fazla kazanırsın. …

Eğer âdil, fazîletli, yardımsever ve şefkatliysek, o zaman Azizlerin bizim için olan şefâatleri ve kendi duâlarımız Allah tarafından kabul edilir. Aksine, ellerimiz, ayaklarımız, dilimiz, düşüncelerimiz ve kalbimizle ilâhî kanuna uymayarak günah işlersek, ne cüretle Allah’a mürâcaat edip O’nun yardımını ve iyiliğini veya Azizlerin şefâatlerini dileyebiliriz?

Ellerimizi niyaz etmek için gökyüzüne kaldırmadan önce tövbeye niyet edelim. Ellerle pek çok kötü amel işlediğimiz için duâ ederken ellerimizi kaldırma âdeti vardır2, böylece duâ için sağladıkları hizmetle kötülüğe mâni olup günahtan uzaklaşırlar. Bir şeyi çalmaya gidersen veya birine vurmaya kalkışırsan, bu elleri kendine müdâfi olarak Allah’a kaldıracağını ve aynı ellerle O’na mânevî kurban olan duâyı sunacağını hatırla. Bu sebeple, işleyeceğin herhangi bir günahla onları kirletme, utandırma ve lâyık kılmadan Allah’ın huzûruna getirme. Ellerini merhamet, yardımseverlik ve iyilikle arındırıp, böyle temiz bir halde duâya kaldır. Çamurlu ellerle duâ etmediğine göre, günahtan kirlenmiş ellerle de bunu hiç ama hiç yapma. Çünkü yıkanmamış elleri Rab’be kaldırmak günah olmayıp, sayısız günahla kirlenmiş elleri kaldırmak korkunçtur ve Allah’ın gazabına sebep olur. …

Duâmızın makbul olması ve Göklerdeki Krallığa nâil olmamız için Rab’bin emirlerine göre yaşayıp hareket etmeye çalışalım.

1 Yeremya 7:16.

2Mezmur 28:2, 44:20, 63:4, 141:2.

 

Dua