/ Pazarın Sesi / Elçi Pavlus’un kendi haklarından vazgeçmesinin özgünlüğü

Elçi Pavlus’un kendi haklarından vazgeçmesinin özgünlüğü

Elçi Pavlus’un kendi haklarından vazgeçmesinin özgünlüğü

Korintlilere yazdığı 1. Mektubun 9. Bölümünde Elçi, kendisini Mesih’in örneğini takip eden, O’nu taklit eden birisi olarak sunar. Kendini beğenmişliğin herhangi bir izi olmaksızın konuyu işlerken, pasajda da ifade ettiği gibi hakkı olduğu halde hizmet ettiği topluluklardan beslenmediğini söylüyor. Tüm yaşamını ve manevi gücünü İncil’in yayılmasına ve inancın sabitlenmesine adadığı halde en ufak bir şekilde bile kimseye yük olarak yaşamak istemedi. Başka bir deyişle, elçilik görevinden kaynaklanan ve açıkça kendisine ekstradan mal olan bu hakkı, eserine kötü niyetli herhangi bir imada bulunulmaması için feda etti. 

Pavlus, daha önceden de yazdığımız gibi Korint Kilisesini kurdu ve o topluluğu çok sevdi. Korint’teki havarisel hizmeti büyük bir etkiye ve verime sahipti ancak bu durumun etik ve ruhsal nitelikte pek çok sorunun ortaya çıkmadığı anlamına gelmiyordu. Pavlus’un kutsallığı ve özverisi, orada faal bir şekilde bulunan yalancı kardeşleri ve sözde elçileri rahatsız ediyordu ve kendi ruhsal dengesizliklerini haklı çıkarmak için tehlikeli bir şekilde Elçi’yi suçluyorlardı.

İftiralardan etkilenen birkaç imanlı Pavlus’un elçilik görevini sorgulamaya başladı. Yani, onun özverili ve fedakâr duruşuna hayran olmak yerine diğer elçiler gibi yardım alıp Kiliselere yük olmadığı için onun aralarında yer almaması gerektiğini düşündüler. Pavlus kendini savunmak için değil ama hatalarını anlaması ve Kilise’nin birliğinin bölünmesi tehlikesinden korumak için imanlılara yardım eder, üzüntü duyar ve savunma yapar.  

Pavlus’un havarisel görevinin kanıtı olarak imanlılar

Bu nedenle Elçi, Korintlilere hitap ederken, onların havarisel görevinin mührü olduklarını söyler. Ve gerçek şu ki, imanlılar kendisini Elçi olmamakla itham edenlere karşı bir savunmadır. Yani, Kilise’deki eserleri, kozmopolit Korint’in inançsızlık ve putperestlik denizinde pek çok insanın  Mesih’e inanması, tehlikeler, zahmetler, Mesih ve Söz’ün yayılması uğruna maruz kalınan ölüm tehdidi, her birisi Elçinin görevinin özgünlüğü için tanıklık oluşturur. Çünkü Elçisel yetki dünyevi gücün aksine kendini başkalarına kabul ettirmeyi amaçlayan dışsal bir güç değildir.

Kilise’de “görev” ve “yetki” insanın Mesih sevgisi ve ruhuyla diğer insanlara, kendi bedeninin üyelerine, Mesih’in bedenine hizmet etme armağanıdır. Bu gerçeğin örneği Rab’bin kişiliğinde bulunur. İsa Mesih Rabdir. Sevgisi, iyiliği ve merhametiyle egemenliğini, ilahi kudretini ve enerjisini her insana sunar. 

Elçisel eserlerin maddi karşılığı

Elçi Pavlus’un Rab’bin Müjde vaizleriyle alakalı “işçi kendi ücretini hak eder” (Luka 10:7) emrini tanımaması veya görmezden gelmesi mümkün değildi. Bu nedenle, somut üç örneğe atıfta bulunarak Elçi’nin hizmet ettiği kişilerden beslenmesinin doğal olduğunu göstermektedir. Başlangıçta, hiçbir askerin kendi masraflarıyla savaşta yer almaması gibi Müjde işçisinin de yürüttüğü Elçisel çalışmadan geçimini sağlama hakkı olduğunu yazar.

Ayrıca bağ diken ve yetiştiren bağcının meyvesinden yemeye hakkı olduğu gibi, Elçinin de özveriyle hizmet ettiği Kilise tarafından desteklenme hakkı vardır. Ve son olarak, koyunlarını gütmek için gece gündüz çalışan çoban nasıl onların sütüyle beslenirse, akıllı sürünün manevi çobanı da, çobanlık yaptığı müminlerden hayatı için gerekli ihtiyaçları almaya hak kazanır. Aziz Altın Ağızlı Yuhanna’nın da vurguladığı üzere, kilise çobanı sadece gerekli yiyecekler ve bedeninin ihtiyaçlarını ufaktan giderenlerle yetinmeli. Aslında, yukarıdakilerin Kutsal Kitap’a uygun olduğunu desteklemek için Eski Ahit’ten argümanlar da sunar.

Pavlus’un özel tutumu

Pavlus, kendisinin kullanmak istemediği yasal haklarını kayıt altına alır. Eski Ahit yasasını hor görmez, mantığını küçümsemez ne de kendisini diğer elçilerden üstün görür. Onun tutumu Mesih’teki sevgisinin üstünlüğünü bir kez daha ortaya koyar. Genellikle başkalarına olan sorumlulukların – her şeyden önce sevginin – unutularak insanların sürekli hak talep ettiği bir dünyada, Mesih’in Müjdesinin yayılmasını engellememek için her şeye katlanan Elçinin ahlakı, herkes için tükenmez bir ilham kaynağıdır.

 

Arhimandrit N. K. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 34 numaralı broşüründen tercüme edilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

Elçi Pavlus’un kendi haklarından vazgeçmesinin özgünlüğü