14 Haziran Aziz Justin Popoviç
Chelije’li Aziz Justin Popoviç (1894-1979) Sırbistan’ın batısında yer alan Valjevo’daki Chelije Manastırı başrahibiydi. 1984 yılının baharında, ikisi de birbirinden dindar ebeveyni Spiridon ile Anastasia’nın oğlu olarak Sırbistan’ın güneyindeki Vranje kentinde Müjde Bayramı’nda (Evangelismos, yani Meleğin Doğum Müjdesi Yortusu) dünyaya geldi. Popoviç ailesi (Sırpça popoviç, pederin oğlu anlamına gelir) yedi kuşaktır ruhbanlık yaptığından, küçük Justin dünyayı ilk ruhban bir çevrede tanıdı. Vaftizinde ona Blagoje adı verildi (Blagovest, müjde veya iyi haber anlamına gelir). Dindar bir Hristiyan olarak yetiştirilen genç Blagoje, Tanrı’nın Kutsal Kilisesi’ne hizmet etmeye adanmış olarak Mesih’in önderliğindeki ruhsal yaşamı oldukça erken deneyimledi. Çocukken ailesiyle birlikte Aziz Prohor Pchinjski Manastırı’nı sıkça ziyaret etti. Yine o manastırı ziyaret ettikleri bir gün annesi Anastasia orada şefaat lütfuyla ölümcül bir hastalıktan iyileşti ve Justin, Rab’bin Aziz Prohor aracılığıyla tezahür eden mucizevi gücüne ilk elden tanık oldu.
Blagoje ilkokulda çok çalışkan ve başarılı bir öğrenciydi. En büyük tutkusu olan Kutsal Kitap’ı on dört yaşında ayrıntılı olarak okumaya ve üzerinde derinlemesine düşünmeye başladı. Hayatının geri kalanında her gün üç bölümü yeniden okuyacak biçimde Yeni Ahit’i defalarca pekiştirdi ve hayatına yedirdi. 1905’te ailesinin geleneğini takip ederek Belgrad’daki Aziz Sava Ruhbanlık Fakültesi’nde dokuz yıl süren dinî eğitim programına başladi. 20. yüzyılın başlarında Belgrad’daki Aziz Sava Okulu, Ortodoks dünyasında asetizmin kutsal merkezi ve aynı zamanda eğitim kalitesi yüksek bir kurum olarak epey tanınmaktaydı. Orada eğitim veren birçok ünlü profesörlerin arasında Aziz Nikolay Velimiroviç de vardı ve Blagoje’nin hayatındaki en etkili tek kişi olacaktı. Blagoje, öğretmeni Aziz Nikolay’dan Rab Mesih’teki rusal yaşamın erdemlerini, Kilise’nin büyük pederlerinin eğitsel dehasını ve ömemli felsefi ve teolojik sorunlarını araştırmak için gereken ruhsal ve entelektüel çabayı öğrendi. Sonunda, Rab’be yürekten bağlı bu iki ruhani deha birlikte gerçek bir Ortodoks yaşam bakışı sağladı ve bu da onları modern zamanlarda Sırp Ortodoks Kilisesi’nin en büyük iki ismi hâline getirdi.
1914’te, yirmi yaşındaki Blagoje, Belgrad’daki dokuz yıllık eğitimini tamamladı. O günlerde tek bir arzusu vardı: Ömrünün geri kalan günlerinde Rab’bin hakikatine daha yakın olmak ve bunun için de O’nun kutsal tapınağını ziyaret etmek (Mezmurlar 26:4). Doğruluğa duyduğu bu açlık onu derhâl harekete geçirirken, Blagoje hayatını radikal bir kararla manastır hayatına adamak istedi. Ancak 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ve ebeveyninin hastalanması nedeniyle bu kararını gerçekleştirmeyi ertelemek durumunda kaldı. Birinci Dünya Savaşı’nın başlarında gönüllü sağlık görevlisi olarak hizmet etti. Ne yazık ki bu görevdeyken 1914 kışında tifüse yakalandı ve Nish’teki bir hastanede bir aydan fazla yattı. Derken ruhunda savaşın bıraktığı derin izlerle nihayet keşiş oldu. Çok geçmeden Rusya’nın Petrograd kentine gitti. Burada genç Keşiş Justin kendini Ortodoksluğa ve manastır hayatına daha fazla adadı. Rus maneviyatına ve dindarlığına, özellikle de kırsal kesimin sıradan halkının saf imanına hayran kaldı. Daha sonra, ruhani pederi Nikolay’ın teşvikiyle Oxford’daki İlahiyat Okulu’na girdi. Orada 1916’dan 1919’a kadar yedi dönem okudu, fakat “Dostoyevski’nin Felsefesi ve Dini” başlıklı doktora tezi kabul edilmediğinden diploma alamadı. Nihayetinde, Justin savaş bittikten sonra Belgrad’a döndü ve Srem Karlovac’taki ilahiyat okulunda öğretmen oldu. Ortodoks Kilisesi azizlerinin tüm yaşamlarını modern Sırpçaya çevirmeye başladı. 1919 Eylül’ünde Atina’daki Rum Ortodoks İlahiyat Okulu’na girdi ve doktorasını tamamlamak için orada iki yıl eğitim aldı. Rum Ortodoks kültür mirasından manevi olarak yararlanmak için Yunanistan’ın kırsal bölgelerini dolaştı. 1920’de diyakoz olarak atandı ve Kilise’nin litürjik yaşamının başka bir yönünü, ibadet hizmetinde liderliği deneyimledi. Ruhsal olarak olgunlaştıkça ünü tüm Yunanistan’a yayıldı.
Mayıs 1921’de Karlovac’a döndü ve öğretmenlik görevine Ruhban Okulu’nda devam etti. Bir yıl sonra, 1922’de Vaftizci Yahya’nın Başının Kesilmesi Bayramı’nda, Patrik Hazretleri Dimitrije tarafından rahip olarak atandı. Giderek artan ününe rağmen alçakgönüllülüğünü koruması insanları cezbetti. Sadece öğrenciler değil, aynı zamanda farklı mesleklerden birçok insan itiraf, tavsiye ve ruhsal şifa için onu ziyaret etmeye başladı.
1923 yılında Peder Justin bir Ortodoks dergisi olan Christian Life’ın editörü oldu ve Oxford’da haksızlık edilen ilk doktora tezi “Dostoyevski’nin Felsefesi ve Dini” bu dergide yayınlandı. Üç yıl sonra, 1926’da, ikinci doktora tezi, “Mısırlı Aziz Makarios’ta Kişi ve Bilgi Sorunu” Atina’da Yunanca yayınlandı. Peder Justin artık kendini modern bir Kilise Babası olarak geliştirme yolundaydı.
1931’de, Prizren’deki İlahiyat Akademisi’nde profesör olarak görev yaptı. Sırpların, ana dillerinde Ortodoks inancının tam ve eksiksiz bir anlatımına sahip olmasına yardımcı oldu. Bu çabaları sonucu Sava İlahiyat Fakültesi’nde Dogmatik Profesör olarak onurlandırıldı. Kitaplarında insanlığın düşkün durumu ve özellikle Batı Avrupa’nın dini ve laik yaşamının budalalıkları hakkında gerçeği söylemekten asla korkmadı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Belgrad’da Dogmatik Profesör unvanını taşıdı. Ne var ki yeni kurulan komünist ve ateist rejimin nezdinde artık aydınları İsa Mesih’e yaklaştıran Peder Justin gibi gayretli bir Hıristiyana yer yoktu. Peder Justin diğer birkaç öğretmenle birlikte Belgrad’daki üniversiteden atıldı ve onlara bir daha geri dönmemeleri söylendi. Böylece, büyük rahip Dr. Justin Popoviç’in Belgrad’daki üniversite öğretim kariyeri sona ermiş oldu.
Belgrad’dan sürgün edildikten sonra iki yıl boyunca, münzevi Justin, Sırbistan’daki çeşitli manastırlarda yaşadı ve 14 Mayıs 1948’de Lelich Köyü yakınlarındaki Chelije Manastırı’na girdi.
Aziz Justin, 25 Mart 1979’da, doğum günü olan Müjde Bayramı’nda Rab’bin huzurunda dünyaya gözlerini yumdu. Dünyanın birçok yerinden gelen yüzlerce dindar insanın katıldığı büyük bir cenaze töreninden sonra, Chelije Manastırı’nın ana kilisesinin arkasına defnedildi. Şefaatleri üzerimizde olsun…