Atanasius, Korint Episkoposu Epiktet’ e Mektup, 5-9
Meryem’de Allah gerçekten kendini insan yaptı.
Kelam, İbrahim’in soyunun yükümlülüğünü üzerine aldı, bu nedenle kendisini her noktadan kardeşlerine benzer yapması ve bizimki gibi bir beden alması gerekiyordu. Bu nedenle, onda bu bedeni alması ve bunu kendisininki olarak bizim uğrumuza sunması için Meryem gerçekten lüzumludur. Kutsal Kitap onun doğumunu hatırlatıyor; şöyle diyor O çocuğunu kundakladı, ona süt veren anne mutlu ilan edildi ve onun, bir kurban sunma içinmiş gibi, ondan doğduğu kabul edildi. Cebrail onu, dikkatle seçilmiş sözlerle ona bildirmişti. Bunun dışardan içeri sokulmuş yabancı bir beden olacağı inancını vermemek için, alışılmış şekilde: “Sende doğacak olan kimse” demedi; doğacak olanın ondan çıkacağına inanmaya davet için: “Senden doğacak olan kimse” dedi.
Bütün bunlar Kelam’ın, bizim tabiatımızı yüklenerek ve onu kurban olarak sunarak, onu tamamıyla kendisine ait yapması için, böyle oldu. Daha sonra bizi, kendi tabiatıyla donatmak istedi, ki Aziz Pavlus’ un şöyle söylemesine imkan veren budur Bu çürüyebilen varlığın çürümezliğe bürünmesi, bu ölümlü varlığın ölümsüzlüğe bürünmesi gerekir. Bu, bazı heretiklerin tahayyül etmiş oldukları gibi, fiktif bir şekilde olmamıştır: Asla! Kurtarıcı gerçekten insan olmuştur ve insanın kurtuluşu tümüyle buradan gelmiştir. Kurtuluşumuz bir görüntü değildir, o sadece beden için değildir, ruh ve bedenle birlikte, tüm insan içindir ve bu selamet, Kelam’ın kendisinden gelmiştir.
O halde Meryem’den gelen, Kutsal Yazılara göre, tabiaten insani idi ve Rabbin bedeni gerçek bir bedendir, evet, gerçek bir beden, çünkü bizim bedenimizle aynı idi. Çünkü hepimiz Adem’den geldiğimize göre, Meryem bizim kız kardeşimizdir.
Kuşkusuz, Kelam et haline dönüşmedi, yalnızca bizim tabiatımızı aldı; aziz Yuhanna’ nın: Kelam vücut buldu sözü başka bir anlama gelmemektedir, bunu benzeri ifadelerde de görmek mümkündür, örneğin aziz Pavlus’ ta: Mesih bizim için kendini lanetli yaptı.
Kelam’ın insani tabiatla birleşmesi, Üçlük-Birlik’ e hiçbir şey ilave etmez, oysa insani beden, Kelam’la komünyonu ve onunla birliği dolayısıyla büyük bir avantaj elde etmiştir: ölümlü iken ölümsüz olmuştur, tamamen insani iken, tinsel olmuştur ve topraktan gelen O, göğün kapılarından geçmektedir.
Kuşkusuz, Kelam’ın Meryem’de bir beden almasından sonra bile, Üçlük-Birlik olarak kalmaktadır, ne bir fazla, ne bir eksik. O her zaman mükemmeldir: Üçlük-Birlik’ te tek uluhiyeti tanıyoruz ve Kilise’de, Kelam’ın Peder’i, tek bir Allah’ın ilan edilmesi böyle olmaktadır.
Kaynak:www.meryemana.net