/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Kibir

Kibir

 

Kibirli kişi, içsel olarak huzursuz ve dışarıdan gürültülü, içi boş cevizlerini gürültü çıkarmak için sürekli sözleri boşaltmak isteyen birisidir. Eğer sağlam bir şeyi varsa, bu da sanki çatlamış bir ceviz gibi bencillikle doludur ve onun bencilliğine dokunursanız, sanki bir ceviz ağacının boş kabuğuna dokunduğunuzda ortaya çıkan karıncalar misali tüm hırsları da ortaya çıkar. 

Alçakgönüllülükle bir tokadı ya da azarlamayı kabul etmeyen kişi, (ki bu kişi ya hiçbir şey yapmamış ve daha önce günah işleyip bu tokatla bedelini ödemiş ya da hiç günah işlememiş olup, Tanrı, onun sonsuz hazinesinde birşeyler biriktirmesine izin vermiş de olabilir) o kişi sürekli olarak eziyet çekecektir. Bencilliği yüzünden başkaları tarafından eziyet görecek, onu kızdırmak ve soğukkanlılığını kaybetmesi için ayartmadan ayartmaya fırlatılacak, “zorbanın” (şeytanın) eziyetine maruz kalmaya devam edecektir. 

Kendi içinin derinliklerine inen ve ruhsal yapısının mütevazı temellerini açığa çıkaran kişi, aynı zamanda bencilliğinin köklerini de keser ve yapısı sonsuza kadar zarar görmeden kalır.

Kim Tanrı’ya güvenmeyip, kendine güvenerek dünyevi hayallerle inşa ederse, bu binayı çöp yığını üzerine inşa etmiş demektir ve er ya da geç, hem kendisi hem de evleri çökecek ve yerle bir olacaktır.

Kim kafasına güvenip büyük bir işe girişirse, kafası yoksa iflas eder. Aynı şekilde ruhsal yaşamda da, eğer Tanrı’nın lütfunu ön plana çıkarmazsak, sadece lütuf hakim olursa, fiziksel yetenekler ve akıl yeterli olmaz.

(Aziz Paisios’un öğütlerinden)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kibir