Beş bin kişinin doyurulması mucizesi
Matta’nın 8.Pazar günü, kilisemizde okunan İncil pasajında hastalığından kurtulup şifa bulmaya ihtiyacı olan birçok insanın, Mesih’i dinlemek üzere civar köylerden yürüyerek geldikleri, O’nun ise ıssız bir yere çekilmiş olduğu anlatılır. Akşama doğru öğrencileri O’nun yanına gelip dediler ki, “Burası ıssız bir yer, vakit de artık geç oldu. Halkı salıver de köylere gidip kendilerine yiyecek alsınlar” (Matta 14:15).
Mesih’in tutumu
Ancak, Mesih’in tutumu öğrencilerinkinden farklıdır: “Gitmelerine gerek yok, onlara siz yiyecek verin” (Matta 14:16) der onlara. Böylece, düşüncelerinin temelini alt üst eder. Sorunun çözümüne onları dâhil etmek ister. Genel olarak ne yapılması gerektiğini değil, kendilerinin ne yapması gerektiğini düşünmelerini ister. Kişisel olarak katıldıkları çözümleri aramalarını ister. Öğrencilerin bu aktif katılımı, Efharistiya Sakrametinde yaşananlarla yorumlanabilir, bunu daha sonra detaylandıracağız.
Bizler Mesih’in öğrencileri olarak, çağımızda muadil sorunları sıklıkla yaşıyoruz. Ancak, başkalarının ne yapması gerektiğini sadece tarif etmek yeterli değildir. Aynı zamanda kendimizi durumlardan dışarıda bırakmak yerine bizlerin ne katkıda bulunabileceğini ciddi şekilde düşünmeliyiz.
Büyük Mucize
Büyük mucize, tam olarak Mesih’in öğrencilerine verdiği “Onlara siz bir şeyler verin” emriyle başlar. Mesih ekmekleri ve balıkları alır, dua eder, onları dilimler ve öğrencilerine herkese dağıtmaları için verir. Kadınlar ve çocuklar hariç, beş bin erkek, doyar ve geriye on iki sepet dolusu yiyecek artar.
Kilisemizin Kutsal Sakramentleri sayesinde, ekmeklerin çoğaltılması ve binlerce ruhun doyurulması mucizesi devam etmektedir. İlk olarak büyük ve paha biçilmez hediyeleri sunan, Mesih’tir. O, “Yaşam Ekmeği” olarak kendisini verir ve müminlerin Kiliseye sundukları ekmek ve şarabı kendi değerli ve kutsal Bedeni ve Kanına dönüştürerek, onları kutsar.
İzinden kendilerini bir sevgi kurbanı olarak sunan sayısız Azizlerimiz ve Mesih’in sıradan ve bilinmeyen diğer öğrencileri gider. Bunlar, Kilise’nin manevi büyümesi ve “tüm dünya için” sahip olduklarını O’na isteyerek sunar ve bırakır.
Bu, bugünkü mucizenin Efharistiya ile bağlantılı olması anlamlıdır. Yuhanna İncilinde ekmeklerin çoğaltılması anlatısının ardından, Mesih’in Yaşam Ekmeği hakkındaki söyleminin (6:22-71) gelmesi ve olayın Fısıh Bayramı’nın arifesinde yer alması tesadüf değildir. Ayrıca, beş bin kişinin doyurulması mucizesinin Efharistiya Gizemi ile bağlantılı olması Kilise’nin ikonografisinde, yeraltı mezarlarındaki İlahi Efharistiyanın sembolik tasvirlerinde balıkların resmedilmesiyle yansıtıldığını da belirtmek gerekir.
Şükrederek yaşamak
İsa Mesih’in beş bin kişiyi doyurma mucizesinin gerçekleştiği dönemden bu yana yıllar geçti. Medeniyet gelişti, ancak “çöl” varlığını koruyor. Modern yaşamın bu “çölü” içinde, sürekli olarak acil bir şekilde ele alınması gereken karmaşık problemler ortaya çıkıyor. Çözümler ararken, kişisel katılımımızı ve sorumluluğumuzu ihmal etmemeliyiz. Her şeyin ötesinde, halkın tüm manevi ve maddi ihtiyaçlarına sürekli olarak ilgi gösteren, sevgi ve mutlak gücü aracılığıyla beklenmedik çözümler sunabilen Mesih’in sonsuz varlığını unutmamalıyız.
Bunu başarmak için, İlahi Efharistiyanın gizeminde, ilahi merhametin doymak bilmeyen tatminini deneyimlediğimizi kabul etmeliyiz. Tanrı’ya sunduğumuz ekmek ve şarap, tüm hayatımızı ve tüm dünyamızı kapsar ve özetler. Ayrıca, tövbekârlık ruhuyla Efharistiya’ya katılan kişi, evrensel Gerçek ve Hayat’a katılım yoluyla bölünmeyi ve kısıtlamayı aşan evrensel bir insan haline gelir. Bu, dünyanın gerçek bir yenilenmesinin tek yoludur. Zira sadece İlahi Efharistiya sayesinde değişen bir topluluk dünyayı gerçek anlamda değiştirebilir. “Sana kendi olanı, kendi olanından sunuyoruz…”
† Ὁ Φ. Ἀ. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 33 numaralı broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir 18 Ağustos Pazar