Neden Ortodoksum?
“1.Neden Roman Katolik (Papa’ya bağlı) ya da Protestan değil de Ortodoksum?
Günümüzde kişinin şu soruyu sorması çok mantıklıdır: Hristiyanlığın içinde sadece Ortodoks Kilisesi yok ki! Sayıları dört yüzü geçen Protestan “Kiliseleri” ve Papa’ya bağlı Roman Katolik “Kilisesi” olmak üzere başka “Kiliseler” de var!
O halde neden Roman Katolik (Papa’ya bağlı) ya da Protestan değil de Ortodoks olayım?
Neden tek gerçek Kilise Ortodoks Kilisesidir?
a.İsa Mesih sadece tek bir Kilise kurdu
Bu soruya vermemiz gereken ilk cevap, İsa Mesih’in sadece tek bir Kilise kurduğu ve bu Kilisenin ebediyen ve sonsuza kadar var olacağını önceden bildirdiğidir: “…ve ben topluluğumu (Kiliseyi) bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek” (Matta 16,18) . Kimse bu Kiliseyi alt edemeyecektir, ne insanlar, ne ölüm ne de şeytan. Rab birden fazla Kiliseden değil tek bir Kiliseden bahsetti. “Rab’bin Bedenini” oluşturan tek bir Kilise vardır (1. Korintliler 12,12-29) Tek bir Kilisede Kutsal Ruh’un lütfu bulunur.
Peki tüm Kiliseler birlikte, Tek Kiliseyi oluşturabilir mi?
Kesinlikle hayır. Çünkü İsa Mesih yenilmez ve ebedi, bölünmez ve gerçek tek bir Kiliseden söz etti. Tek bir çobanı olan tek bir sürüden söz etti.
Peki bu tek Kilise hangisi olabilir?
b. Tek Gerçek Kilise Protestanlığın oluşumlarından biri olabilir mi?
Protestan oluşumlar, Hristiyan Kiliseler olarak bile addedilemez, ancak küçük veya büyük dini gruplar olarak görülebilirler. Zaten bu nedenle de “oluşum” olarak adlandırılırlar. Çünkü Kilise geleneğinden geriye neredeyse hiçbir şey bırakmadılar: Kutsal Sakramentleri hor gördüler ve onlardan vazgeçtiler, Kutsal Ayinleri inkar ettiler, Ekümenik Sinodları, Kilisenin Pederlerini ve onların metinlerini hakir gördüler, tüm Azizleri geçersiz saydılar, ziyadesiyle azize Allahdoğuran Meryem Ana’yı tahkir ettiler. Hatta bazı Protestan oluşumlar, Rab’bin uluhiyetini ve üç büyük ve temel Sakramenti bile tanımazlar: Vaftiz, Krizmasyon ve Kutsal Komünyon. Yine bazıları, İsa Mesih’in Dirilişine inanmama noktasına kadar geldiler…
Peki tüm bu sapkın gruplar (heretikler), Tek Kilisenin gerçek üyeleri olabilir mi sizce?
c. Tek gerçek Kilise acaba Roman Katolik “Kilisesi” mi?
Şüphesiz ki hayır. Çünkü Batı Kilisesi ( Papa’ya bağlı ), bin yıl boyunca parçası olduğu tek ve birleşmiş olan Kiliseden ayrıldıktan sonra, bünyesine sayısız sapkın ve kilise karşıtı dogma kabul etmiştir.
Papa’ya bağlı olanlar, Papa’nın totaliter iktidarını desteklemek için, gerçek imanı çarpıtıp tahrif ettiler.
Böylece Rab, Kutsal Ruh’un Baba’dan çıktığını ilan etmesine rağmen (Yuhanna 15,26), Papa’ya bağlı olanlar, Papa Kutsal Ruh’un lütfunu kendi uygun gördüğü şekilde başkalarına da iletebilsin diye, Kutsal Ruh’un Oğul’dan da çıktığını ilan ettiler. Çünkü Papa’ya bağlı olanlara göre, görevde olan Papa, “İsa Mesih’in yeryüzündeki halefidir”…! Böylece Papa’nın iktidar açısından “üstünlüğünü” ve “yanılmazlığını” ilan ettiler.
-tüm ruhban sınıfının evlenmesini yasakladılar.
-Tanrı’dan, günahkarları acımasızca cezalandıran zalim bir yargıç olarak bahsettiler.
-engizisyonu kurdular.
-cadıların yakılmasını talep ettiler.
-intikam dolu bir cehennemden bahsettiler.
– günahlardan arınma yolunun arındırıcı ceza ateşi olduğundan bahsettiler.
-azizlerin iyi eylemlerinin ederinden bahsettiler! Başka bir deyişle Vatikan’a para ödeyerek, Azizlerin kendilerine fazla gelen ve artan erdemlerinin satın alınabileceğini ve bu şekilde cenette iyi bir yer garantilenebileceğini savundular.
Ama Papa’ya bağlı olanlar bunları yaparak, kişisel olarak Tanrı’nın lütfunu kaybettiler; Sakramentleri gerçekleştirmek için gereken Tanrı’nın lütfunu yitirdiler. Kutsal Ruh’un lütfu olmadan Sakramentler yoktur, azizler yoktur, Gerçeğe ve Yaşama da sahip olunamaz: “Yol, gerçek ve yaşam ben’im” (Yuhanna 14,6).
2. Neden tek gerçek Kilise Ortodoks Kilisesidir?
a- “İlk Kilisenin” kendisidir
Çünkü Ortodoks Kilisesi, elçilerin yaşadığı dönemlerdeki “İlk Kilisenin” kendisidir. O zamandan beridir hiçbir şeyi değişmemiştir; ne dogması, ne ahlakı ne de geleneği. İşte bu nedenle Ortodoks Kilisesi, diğer pek çok kilise arasındaki bir kilise değil, “Tek Kilisedir”, yegane Kilisedir.
Çünkü Rab’bimiz İsa Mesih’in, aziz elçilerin ve İlahi Pederlerin öğretilerini katışıksız bir şekilde orijinal haliyle muhafaza eder.
Çünkü hristiyanlığın ilk yıllarındaki Kutsal Geleneği, değiştirmeden ve bozmadan korur.
b. Tanrı deneyiminin yaşandığı alan, azizliğe ve uluhiyete giden yol: Ortodoks Kilisesi
İsa Mesih’i yaşıyoruz demek, sadece O’nun hakkında güzel sözler duymak ya da dini kitaplar okumak demek değildir. Bunu, sapkıya uğramış heretikler de yapıyor. İsa Mesih’i yaşamak, kıyaslanamayacak ölçüde daha büyük bir anlam taşır. O’nun varlığının, hayatımızı, sırlı bir şekilde ve kutsal sırlar vasıtasıyla kutsadığını ve dönüştürdüğünü içimizde hissetmek demektir. O’nun lütfunun kalplerimizi doldurduğunu ve bütün varlığımızı harekete geçirdiğini hissetmek, her gün O’nun ışığına ve sevgisine iştirak etmek demektir.
İşte bu Tanrı tecrübesini sadece Ortodoks Kilisemizin içinde yaşayabiliriz.
Çünkü Ortodoks Kilisemiz , gerçek imanı Rab’den, Elçilerden ve Aziz Pederlerden aldığı şekliyle olduğu gibi korumuş tek Kilise olmakla kalmaz, aynı zamanda azizliği deneyimlemenin ve “lütuf yoluyla“ uluhiyete ulaşmanın da tek olası yoludur.
Çünkü kişi ancak Ortodoks Kilisesinin bünyesinde aziz olabilir.
Bunun nedeni de, Kutsal Ruh’un lütfuna sadece Ortodoks Kilisesinin sahip olmasıdır.
İsa Mesih’le yaşamanın ve O’na paydaş olmanın ne anlama geldiğini Ortodoks Kilisemizin bünyesinde yaşantı yoluyla öğreniriz.
İsa Mesih’in hayatını bu Kilise sırrının içinde gerçek anlamda yaşayabiliriz.
c. Peki ama Ortodoks Kilisesinin bünyesinde saf Tanrı deneyimini nasıl tecrübe ederiz?
İsa Mesih’in hayatını nasıl yaşayabiliriz?
Biz Hristiyan Ortodokslar Tanrı’nın Kilisedeki varlığını benzersiz bir şekilde duyumsarız:
İlahi ibadetlerde, dualarda ve ruhani çalışmalarda İsa Mesih’in oradaki varlığını yaşarız.
İsa Mesih’imizle, azizlerimizle ve Tanrı’nın melekleriyle iletişim kurarız.
İsa Mesih Kutsal Sakramentler vasıtasıyla, ruhlarımızı lütfuyla doldurur.
Günahları itiraf etme Kutsal Sakramentinde, İsa Mesih değerli Kanıyla ruhlarımızı günahlardan arındırır.
Kutsal Komünyon Sakramentinde İsa Mesih, bize değerli Bedenini ve tamamen Kutsal Kanını sunar ve bizimle birleşir.
İsa Mesih bize arınma, azizlik, selamet, sevinç ve tamlık sunar ve “lütuf yoluyla” uluhiyete davet eder.
d. Ortodoks Kilisesindeki lütuf emareleri:
-Öngörü, basiret, mucizeler yaratma, şifa verme, müminlere ruhani rehberlik etme lütuflarına sahip, yaşayan sayısız Aziz
-etrafı güzel kokularla dolduran, mis gibi kokan, tahrif olmayan, Rab’de uyumuş azizlerin kalıntıları
-rayiha yayan ve mucizeler yaratan aziz ikonalar
-her Kutsal Cumartesi günü mucizevi bir şekilde Diriliş mezarından çıkan ve sadece Ortodoks Patriğine görünen Kutsal Işık
– tekrar çiçek açan epitafios çiçekleri
-Kutsal Yağ’ın şifa dağıtan mucizeleri
-asla bozulmayan ayazma suyu
-maya eklenmeden, sadece Değerli Haçtaki reyhan yapraklarıyla mucizevi bir şekilde mayalanan sunu ekmekleri.
Ortodoksluğumuz adına sessizce konuşanlar:
antik Bizans mabetleri ve şapelleri
ikonalar ve kandiller
tütsüler ve ilahiler
Haç ve Diriliş
takdis edilmiş ve pirüpak olmuş din adamları
ışık saçan keşişler ve rahibeler
manastırlar ve kutsal mekanlar
kutsal yadigarlar ve eski el yazmaları
Ortodoks Kilisemizde:
Dirilişi canlı bir şekilde yaşıyoruz,
azizler ve iman şahitleri arasında yaşıyoruz,
onların kutsal ikonaları etrafımızı sarıyor,
ve biz de aziz olmaya davet ediliyoruz.
Sonuç olarak:
Biz Ortodokslar, herhangi bir dinin takipçisi değiliz. Biz, Kilise mucizesinin içinde yaşıyoruz.
Rab’bimiz İsa Mesih bir dinin kurucusu değil, hayatımızı yaratandır.
O, bize Tanrı’dan bahseden bir insan değil, göklerden yeryüzüne inerek insan olmuş ve aramızda yaşamış Rab’bin bizzat kendisidir.
Peki bunu neden yapmıştır?
Tanrı-insana özgü yüzünde bize gerçek Tanrı’yı izhar etmek, Tanrı’nın insana olan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu göstermek ve O’nun krallığında “lütuf yoluyla” Tanrı olarak sonsuza kadar mutlu yaşayalım diye, bizleri aziz ve ölümsüz kılmak için yapmıştır.
O, her zaman yanımızda durur. Bizim için her şeyi yapar. Yeter ki biz O’na hayatımızı emanet edelim.