/ Konuşmalar, aziz pederlerin sesi / Alçakgönüllü insanda Tanrı’nın Ruhu huzur bulur

Alçakgönüllü insanda Tanrı’nın Ruhu huzur bulur

– Üstat, bir kişinin Tanrı’nın Lütfu tarafından gölgelenebilmesi için hangi erdemlere sahip olması gerekir?

–Alçakgönüllülük yeterlidir. Sıkça bana soruyorlar: “Birinin ilahi Lütfu alması için ne kadar zaman gerekir?” Bazı insanlar tüm hayatlarını sanki manevi olarak yaşar, zühd yapar, vb., ancak bir şey olduklarını düşünürler ve bu yüzden Tanrı’nın Lütfunu almazlar. Diğerleri ise kısa bir süre içinde alçakgönüllü oldukları için Lütuflanırlar. Eğer bir insan alçak gönüllüyse ilahi Lütufla dolabilir, bir melek olabilir ve kendisini Cennet’te bulabilir. Ancak eğer kibirlenirse, bir dakika içinde şeytana dönüşebilir ve kendini Cehennem’de bulabilir. Eğer bir insan isterse koyun da olabilir keçi de. Zavallı keçiler, koyun olmak isteseler de olamazlar ama Tanrı insanlara bir keçiden koyuna dönüşme imkânı vermiştir. Yeter ki bunu istesinler.

Tanrı’nın Lütfu yalnızca alçakgönüllü ve yumuşak huylu insana gider. O insanlarda Tanrı’nın Ruhu huzur bulur. Peygamber Yeşaya’nın ne dediğini işittiniz mi? “Ancak ben alçakgönüllüye, ruhu ezik olana, sözümden titreyen kişiye değer veririm” (Yeşeya 66:2). Tanrı, O’na yakın olabilmemiz için yalnızca biraz alçakgönüllülüğe sahip olmamızı ister ve sonra tüm hediyeleri bolca, birbiri ardına gelir. Çünkü bir şekilde, Tanrı, alçakgönüllü insana çokça Lütuf borçludur ve onu, kişi talep etmeden bile, bir hediye olarak verir. Bu bir manevi yasadır. İncil’de “Tanrı kibirlilere karşıdır, ama alçakgönüllülere lütfeder” (Yakup 4:6) diyor. Tanrı bunu böyle düzenlemiştir. “Ben alçakgönüllüysem, Tanrı’nın Lütfu bendedir!” demek. Ne kadar alçakgönüllü olursan, Tanrı’dan o kadar çok Lütuf alırsın, çünkü alçakgönüllü kişi, bir sünger gibi Tanrı’nın Lütfunu emer.

Kim alçakgönüllü bir şekilde eğilir ve başka insanlardan darbeler alırsa, kendi şişkin gururunu giderir ve bir Melek gibi manevi açıdan güzel olur. Böylece Cennet’in dar kapısından geçer. Kimse dünyasal yükselme ile Cennete çıkmaz, ancak manevi alçalmayla çıkar. Alçakgönüllülük, Cennet’in kapılarını açar ve Tanrı’nın Lütfu kişiye gelir, oysa kibir onları kapatır. Aziz Peder Tihon, “Alçakgönüllü bir insan, bir araya gelmiş birçok insandan daha fazla Lütuf alır. Her sabah Tanrı dünyayı bir eliyle kutsar, ancak bir alçakgönüllü insan gördüğünde, onu iki eliyle kutsar. En büyük alçakgönüllülüğe sahip olan, herkesin en büyüğüdür!” Her şey alçakgönüllü bir zihniyete bağlıdır.

Bir kişi alçakgönüllü bir zihniyete sahip olduğunda, o zaman doğal olarak yeryüzü Cennet ile birleşir. Alçakgönüllü insanlar düğmeyi bulmuşlardır. Ona basarlar ve sevginin manevi asansörüyle “Üçüncü Cennet’e” yükselirler. Ve bazılarının şöyle dediğini duyarsınız: “Peki, Tanrı neden bizim alçakgönüllü olmamızı istesin?” Böyle bir söz duydunuz mu? Eğer bir kişi alçakgönüllü olmazsa, Cennet’e sığamaz ve bu hayatta bile huzur bulamaz. Peki, Mesih ne söyledi?  “Ben yumuşak huylu ve alçakgönüllüyüm. Boyunduruğuma girin ve benden öğrenin, böylece canlarınız huzur bulur” (Matta 11:29).

 

                                                             Aziz Paisios’un konuşmalarından alıntıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Alçakgönüllü insanda Tanrı’nın Ruhu huzur bulur