Manevi silahlar
Elçi Pavlus, okuduğumuz pasajda gördüğümüz üzere her zaman yaptığı gibi eğitici, teşvik edici ve teselli edici sözlerle hitapta bulunur: “Peygamberlikte bulunansa insanların ruhça gelişmesi, cesaret ve teselli bulması için insanlara seslenir” (1. Korintliler 14:3). Mektubunun hitap ettiği Efeslilere ve her imanlıya, onlara nasıl düşünüp davranmaları hakkında rehberlik edecek Mesih’in İncilini deneyimlemeleri için mücadelelerinde yalnız olmadıklarını ruhen hissetmelerini söylüyor. Her şeye gücü yeten Yüce Rabbimiz onlarla beraberdir. Bundan dolayı Elçi, Rab, gücün kaynağı, tek güçlü, yenilmez ve kudretli olduğundan, imanlıların Rab ile olan birlikteliklerinden ve O’nun büyüklüğünün gücünden güç almaları gerektiğini vurgular. Bu güç gereklidir çünkü bilinçli bir Hristiyanın yaşamında günlük savaşı insanlarla değil ama bu dünyanın egemenlerine ve yöneticilerine, yani, yeryüzü ve gökyüzü arasındaki kötü ruhlara, bu dünyanın karanlık güçlerine karşı bir mücadeledir.
Şeytanın hilelerine karşı koyun
Bu nedenle Pavlus, şeytan saldırdığı vakit şeytanın geliştirdiği yöntem ve hilelere karşı koyabilmeleri, sonuna kadar direnebilmeleri ve imanlarında sabit kalabilmeleri için onları Tanrı’nın verdiği zırhı giymeye teşvik ediyor. Tanrı’nın zırhı, Kilise yaşamına, yani Mesih’in yaşamına katılan her imanlıya sunulan, insanın Tanrı ile birliğidir. İman, tövbe, Kutsal Vaftiz ve Efharistiya, Tanrı’yı tanıma mücadelesinde kesintisiz dua, manevi yaşamın kuralı ve ölçüsü olan İncil’in kutsal erdemleri ve buyrukları aracılığıyla fani ve sonu olan insanın Tanrı’nın çürümezliğini ve ölümsüzlüğünü “giyinmesidir.”
İnsanın en büyük düşmanı olan şeytan, “yutacak birini arayarak kükreyen aslan gibi dolaşıyor” (1. Petrus 5:8). Şeytani güçler ayrılıkçı ve yıkıcıdır. Şeytan, başta kıskançlık olmak üzere insanın aklına hayaline gelmeyecek hile ve yöntemlere başvurarak insanın Tanrı’yla ve komşusuyla olan paydaşlığını ortadan kaldırmaya çalışır. Tanrıyla paydaşlığın ortadan kalkması, her şeyden önce gerçek sevginin değişimi ve kişinin kendi bencil aleminde hapsolması, yani, manevi yabancılaşma ve izolasyon anlamına gelir.
Tanrı’yla ittifak kurmak
Elçi Pavlus’un mektuplarının en iyi tercümanı olan Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, kötülüğe, ayartılmaya, şeytana karşı verdiğimiz mücadelede en büyük müttefikimiz, her şeye gücü yeten sevgi dolu babamız olan Tanrı’nın, gücümüzü ve sınırlarımızı aşan hiçbir şeye, yapabileceğimizden fazlasına izin vermediğini vurgular (1. Korintliler 10:13). Eşsiz bir vaiz olan Aziz Altın Ağızlı Yuhanna, “Kutsal Ruh’un lütfu, karşı konulamaz bir müttefikimiz var” diyerek bize, nihai ve şanlı zaferimizi bu yaşamdan ayrıldığımız, O’nunla “yüz yüze” bulaşacağımız zaman elde edeceğimizi, Görkemli Rab’bin ve her şeyin Kralının bize tezahür edeceğini hatırlatır.
Mesih’teki sevgi paydaşlığı
Kilise hayatına katılarak ve Kutsal Gizemlere iştirak ederek, insan bencillikten doğan olumsuz yönlerini terk edip kardeşleriyle birleşmeye, paydaş olmaya başlar. Bu birlik Mesih’in hayatımıza nüfuz etmesi ve var olmasıyla gerçekleşir. Kötü ruhların gücü, onların kötülüklerinde değil, insanların iyiliğe ve Tanrı’nın sonsuz sevgisine olan inancını yok etmek ve böylece kötülüğün iyiden daha güçlü olduğu inancını oluşturmak için mümkün olan her şeyi yapmalarında bulunmaktadır. Tanrı kötülüğün insan üzerinde neden bu kadar egemenlik kurduğuna ve şeytanın gücünün zafer kazandığına dair bize açıklamalarda bulunmuyor ama Mesih’le paydaş olmaktan gelen iman, dua, sevgi ve umudun gücüyle onu yenebilme gücünü veriyor. Yani, tıpkı vaftizinden sonra Mesih’in inzivaya çekilip dağda şeytanın ayartılmalarına karşı savaşması gibi.
Elçi Pavlus, manevi yaşantımızın kötü benliğimize, günaha ve şeytana karşı sürekli bir mücadele olduğunu anlamamıza yardımcı olmak için büyük bir ilhamla pasajlarımızda yaşadığı dönemin askeri yaşamından tasvirler kullanıyor. Bu mücadelede Tanrı, karşı konulamaz bir müttefiktir. Bu nedenle kötülükler, olumsuzluklar, üzüntüler, ayartılmalar karşısında, umudumuzun zayıflaması, inancımızın sarsılması ve sevgimizin “soğuması” tehlikesini yaşadığımız zaman, Getsemani acılarında ve Çarmıhtaki son denenmesinde bile Tanrı’ya güvenini yitirmeyen Mesih gibi Tanrı’ya güvenelim. Güvenimiz O’nun gibi olduğu zaman, O’nun eşsiz gücü ve anlaşılmaz sevgisi karşısında tüm ayartılmalar ezilecektir.
Arhimandrit N. K. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 50 no’lu broşüründen alıntılanarak tercüme edilmiştir 10 Aralık 2023