/ Pazar Vaazlarι / Işık ve hayat bizim için doğdu

Işık ve hayat bizim için doğdu

 

 

Bugün okuduğumuz İncil pasajı, Mesih’in Yahya’nın tutuklanmasının haberini aldığı anı anlatır. Mesih Nazaret’ten ayrılıp Celile Gölünün yanında bulunan, kalabalık bir şehir olan Kafarnaum’a gider. Vaftizci Yahya geri çekilir – sahneden çekilir – çünkü artık Işık dünyaya gelmiştir. Görevi insanları Mesih’i kabul etmeye hazırlamaktı. Mesih ise sessizce yeryüzüne geldiği gibi sessizce vaaz vermeye başlar.  Ama sözünün gücü o kadar etkili, o kadar gerçekte ki, onu gören halk, hemen onu dinlemeye koşuyor ve takip ediyordu. Nitekim Mesih’in vaazının Celile’de başlaması tesadüf değildi. 

Ölümün gölgelediği ülkede yaşayanlar

Celile Bölgesi bir ticaret merkeziydi ve Yahudiler, putperestlerle olan ilişkileri nedeniyle Tanrı’yı ve O’nun Yasasını unutmuşlardı. Bu nedenle, oradaki insanların ruhsal ve manevi durumu “karanlık” ve “ölüm” kelimeleriyle tanımlanır. Mesih, karanlık ve ölümden başlayarak, günah, adaletsizlik, ahlaki çöküntü içinde yaşayan halkına ışık ve yaşamı armağan etmek için tövbeyi vaaz etmeye başladı. Mesih, günahın karanlığını yoκ etmek, onları kurtarmak ve vicdanlarını aydınlatmak için onlara tek başına gitti. Sadece Mesih’in öğretisinin ışığı kalbimizi ve aklımızı aydınlatabilir. O, bize kendisinin ışık ve yaşam olduğunu, kendisini takip eden hiç kimsenin asla karanlıkta yaşamayacağını temin etti.  (Yuhanna 9:12-13)

Bu ilerleyiş ve süreklilik, içinde Mesih’in deneyimlendiği ve insanın yeniden doğduğu Kilise’de yaşanır. Işığa kavuşan her Hristiyan Mesih’in ışığını topluma taşıyabilir. Mesih’in tüm bize verdiklerine rağmen insanlar karanlıkta ve günahta yaşamaktadır çünkü İncil Yazarı Yuhanna’nın da söylediği gibi tutkularına yenik düşen günahkâr insan ışıktan nefret eder, karanlık işlerinin gün işığına çıkmasından korkar. Biz de çoğu zaman günlük yaşantımızda Mesih’i istemeyip, O’nu reddediyoruz, yaşam tarzımızla O’nu kendimizden uzaklaştırıyor ya da küçümsüyoruz. Bizi karanlıkla dolduran tutkularımız kalın bulutlar gibi yaşam ışığımız olan Mesih’i bizden saklayarak, yaşamımıza neşe vermesini engeller. Ama Mesih bizi aydınlatmak, O’nu görmemizi engelleyen tutku dolu bulutlar yok etmek için parlayan güneş misali bizi bekler.

Tövbe ile ışığa geliriz

Bu durumu nasıl değiştirebiliriz? Rab bugün bize “Tövbe edin çünkü Göklerin Krallığı yaklaştı” diyor. Tövbe, günah yüzünden suçluluk duygusuna kapılmak ya da üzüntü duymak değildir aksine, zihnimizin değişmesi ve görüşümüzün dönüşmesidir. Kendimizi, etrafımızdakileri ve Tanrı’yı görebilmemiz, Tanrı’yı yaşamımızın merkezine yeniden yerleştirebilmemiz için yeni bir yoldur. Tövbe, insanı ebediyete götüren ilahi ışığa gözlerimizi açmamız demektir. Sonuç olarak tövbe, iyiliği ve kötülüğü, sevgiyi ve nefreti bilmemiz, Mesih’in sevgisini seçmemiz ve ona iman etmemizdir. Sadece o zaman yaşamımız ışıkla, kalbimiz neşeyle ve dünyamız mutlulukla dolacaktır.

 

Arhimandrit E. L. Foni Kiriou (Rab’bin Sesi) 2 numaralı broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Işık ve hayat bizim için doğdu