/ Bayramlar - yortular - kutlamalar / Büyük Oruç Devresinin ikinci Pazarı: Aziz Gregory Palamas Pazarı

Büyük Oruç Devresinin ikinci Pazarı: Aziz Gregory Palamas Pazarı

Büyük Oruç Devresinin ikinci Pazarı: Aziz Gregory Palamas Pazarı

 

Kaynak:  orthodoxwiki ve goarch

    Aziz Gregory Palamas Pazarı, büyük oruç devresinin ikinci pazarı olup Ortodoksluk Pazarı ile Kutsal Çarmıhın Pazarının arasında yer alır.

Konu

Büyük oruç devresine ait her Pazar gününün özel bir konusu bulunmaktadır. Bu konular tarihsel ve ruhsal olarak değerlendirilirler. Aziz Gregory Palamas’ı andığımız bu Pazar gününün konusu, insanların Kutsal Ruh’ta verilen Tanrısal lutuf sayesinde Tanrısallaşabilmeleridir (theosis).

Tarihsel Konu

Aziz Gregory (14 Kasım), insanların dua edip oruç tutarak Tanrı’nın göksel görkeminin yaratılmamış ışığına daha bu dünyadayken dahil olabileceklerine tanıklıkta bulunmuştur. 1368 yılında aziz ilan edilmesinden sonra, Aziz Gregory Palamas’ın Kilise takviminde ikinci kez anılması için büyük oruç devresinin bu ikinci pazarı, Ortodoksluğun ikinci zaferi olarak belirlenmiştir. Bu günde Aziz Gregory’nin düşmanlarının mahkum edilmesi ve onun öğretilerinin Kilise tarafından onaylanması kutlanmaktadır.

Başlangıçta bu Pazar günü İzmir’li Aziz Polikarpos’a (23 Şubat) adanmıştı.

Ruhsal Konu

Bu pazarın ruhsal anlamı, büyük oruç devresinin ilk Pazar gününün konusu olan iman kavramına ilave niteliğindedir. Kişiler, iman dışında çabaya da ihtiyaç duyarlar. Bu güne ait Kutsal Kitap okumaları İbranilere Mektup 1:10-2:3 ve Markos 2:1-12. ayetleridir. Elçisel mektupta şöyle yazılıdır: “Bu nedenle işittiklerimize daha çok bağlanmalıyız. Öyle ki, bunlardan uzağa sürüklenmeyelim … Bu kadar büyük kurtuluşu görmezlikten gelirsek nasıl kurtulabiliriz?” İncil okumasında ise çatıdan indirilerek Mesih’e getirilen felçlinin temsil ettiği “çaba” ve “istek” kavramları öğretilir.

Aziz Gregory Palamas

Küçük Asya doğumlu olan bu yüce baba, çocukluğundan itibaren Konstantinopolis’teki krallık sarayında yetiştirildi ve hem dinsel hem de din-dışı konularda eğitildi. Daha sonra, henüz gençken saraydan ayrılarak Athos Dağı’nda ve Skete’deki Beroea’da çileci bir yaşam sürdü. Çetin yaşam şartlarının sebep olduğu hastalığının tedavisi için Thessalonica’da kaldı. Calabria’lı Barlaam’a karşı 1341’de ve Barlaam ile aynı görüşteki Acindynus’a karşı 1347’de toplanan Konstantinopolis Konsüllerinde bulundu. Barlaam ve Acindynus, Tanrı kayrasının yaratıldığını iddia ediyorlardı. Her iki Konsülde Aziz Gregory Palamas, özellikle Tanrısal kayranın yaratılmadığını ve onun tüm yaratılışa bağışlanmış olan yaratılmamış Tanrı enerjisi olduğunu öğreterek Mesih’in Kilisesi’nin doğru doktrinlerini büyük bir cesaretle savundu. Ona göre, Tanrısal kayra yaratılmış olsaydı, insanlığın yaratılmamış Tanrı ile gerçek bir birlik yaşaması mümkün olmayacaktı. Aziz Gregory, 1347 yılında Thessalonica metropoliti atandı. Yaklaşık 12 yıl boyunca Tanrı’nın sürüsünü tam elçisel bir tarzda güttü ve imanımızın en yüce öğretileri hakkında kitaplar ve tezler yazdı. Toplam 63 yıl yaşayıp 1359’da Rab’de dinlendi. 

Büyük Oruç Devresinin ikinci Pazarı: Aziz Gregory Palamas Pazarı

  

Azizden kalan kutsal emanetler Selanik Katedrali’nde  korunmaktadır. Gregory Palamas’ın hangi gün anılacağı belli olunca, Patrik Philotheus 1368’de onun için tam bir anısal tören metni hazırladı. Doğru iman olmaksızın yapılan iyi işlerin hiçbir değeri olmadığından, oruç dönemi boyunca yaptığımız her şeyin temelinin Ortodoks inancı olduğunu belirterek bir önceki Pazar gününü Ortodoksluğun Zaferinin Pazarı olarak adlandırmıştık; bu Pazar gününde ise aziz Kilise babalarının öğretilerinin büyük savunucusunu anıyoruz.

İlahi (Apolytikion): Baba’ya, Kutsal Ruh’a ve başlangıcı olmayan, kurtuluşumuz için bir bakireden doğan Söz’e tapalım, ey inanlılar, ve O’na övgüler söyleyelim. Çünkü O, iyiliği sayesinde, bedende çarmıha çıkmaktan, ölümü tatmaktan ve ölmüş olanları görkemli dirilişiyle diriltmekten mutluluk duydu.

İlahi (Kontakion): Sen ölüler ülkesine indin, ey Kurtarıcı, ve sonsuz kudret sahibi olarak oranın kapılarını paramparça ettin. Ölüleri kendinle birlikte dirilttin ve ölümün dikenini ezdin, ey Mesih. Adem’i lanetten özgür kıldın, ey insanlığı seven. Bu yüzden şimdi hepimiz Sana haykırıyoruz: Kurtar bizi, ya Rab!

İlahi (Dönemsel kontakion): Sana, ey Tanrı-doğuran, yenilmez koruyucu, tehlikeden kurtulmuş olan ben, Senin şehrin, zafer kutlamasını bir sunu olarak adıyorum. Karşı koyulmaz gücünle beni tüm sıkıntılardan güvende kıl, öyle ki Sana şöyle diyebileyim: “Sevin, ey kocasız gelin!”

Ayinde okumalar

Elçisel Mektup: İbranilere Mektup 1:10-2:3

Yine diyor ki, «Ya Rab, başlangıçta yerin temellerini sen attın. Gökler de senin ellerinin yapıtıdır. Onlar yok olacak, ama sen kalıcısın. Hepsi bir giysi gibi eskiyecek. Onları bir kaftan gibi düreceksin ve bir giysi gibi değiştirilecekler. Ama sen hep aynısın, yılların tükenmeyecektir.» Tanrı meleklerin herhangi birine, «Ben düşmanlarını senin ayaklarının altına serinceye dek, sağımda otur» demiş midir? Bütün melekler, kurtuluşu miras alacaklara hizmet etmek için gönderilen görevli ruhlar değil midir? Bu nedenle işittiklerimize daha çok bağlanmalıyız. Öyle ki, bunlardan uzağa sürüklenmeyelim. Çünkü melekler aracılığıyla bildirilmiş olan söz geçerli olduysa, her suç ve her sözdinlemezlik hak ettiği karşılığı aldıysa, bu kadar büyük kurtuluşu görmezlikten gelirsek nasıl kurtulabiliriz? Başlangıçta Rab tarafından bildirilen bu kurtuluş, Rab’bi dinlemiş olanlarca bize doğrulandı.

İncil: Markos 2:1-12

 Birkaç gün sonra İsa tekrar Kefernahum’a geldiğinde, evde olduğu işitildi. O kadar çok insan toplandı ki, artık kapının önünde bile duracak yer kalmamıştı. İsa onlara Tanrı sözünü anlatıyordu. Bu arada O’na dört kişinin taşıdığı felçli bir adamı getirdiler. Kalabalıktan O’na yaklaşamadıkları için, bulunduğu yerin üzerindeki damı delip açarak felçliyi üstünde yattığı döşekle birlikte aşağı indirdiler. Onların imanını gören İsa felçliye, «Oğlum, günahların bağışlandı» dedi. Orada oturmakta olan bazı din bilginleri ise için için şöyle düşündüler: «Bu adam neden böyle konuşuyor? Tanrı’ya küfrediyor! Tek Tanrı’dan başka kim günahları bağışlayabilir?» Akıllarından geçeni hemen ruhunda sezen İsa onlara, «Aklınızdan neden böyle şeyler geçiriyorsunuz?» dedi. «Hangisi daha kolay, felçliye, `Günahların bağışlandı’ demek mi, yoksa, `Kalk, döşeğini topla ve yürü’ demek mi? Ne var ki, İnsanoğlu’nun yeryüzünde günahları bağışlama yetkisine sahip olduğunu bilesiniz diye…» Sonra felçliye, «Sana söylüyorum, kalk, döşeğini topla ve evine git!» dedi. Adam kalktı, derhal döşeğini topladı ve hepsinin gözü önünde çıkıp gitti. Herkes şaşakalmıştı. Tanrı’yı övüyorlar, «Böylesini hiç görmemiştik» diyorlardı.

 

Büyük Oruç Devresinin ikinci Pazarı: Aziz Gregory Palamas Pazarı