/ Pazarın Sesi / Merhametsiz Borçlular

Merhametsiz Borçlular

 

 

  1. DEVASA BORÇ

 

Merhametsiz borçlu benzetmesinde, bir ülkenin kralı, kullarından yani vergi tahsildarlarından, tebaasının vergilerini getirmelerini istedi. Ancak onlardan birinin akıl almaz bir borcu vardı—on bin talant—ve bunu savurganca harcadığı için ödeyemez hale gelmişti. Bunun üzerine kral, o adamın, karısının, çocuklarının ve tüm mal varlığının satılmasını emretti ama yine de borcun sadece küçük bir kısmı ödenebilecekti. Borçlu ise perişan halde kralın ayaklarına kapanarak yalvardı: “Efendim, bana biraz sabır göster, bana biraz zaman ver, sana bütün borcumu ödeyeceğim.” Bunun üzerine kral merhamet etti, tüm borcunu bağışladı ve onu serbest bıraktı.

 

Burada haklı bir soru akla gelir: Madem kral sonunda kullarına acıyıp onu serbest bıraktı, neden hemen bağışlamadı da ona bu pedagojik dersi verdi?

 

Çünkü eğer hemen bağışlasaydı, borçlu ne kadar büyük bir borç altında olduğunu, yaptığı suistimalin ne denli ağır olduğunu anlayamayacaktı. Borç o kadar büyüktü ki, borçluyu yalnızca sorumsuz değil, aynı zamanda müsrif ve kötüye kullanan biri olarak gösteriyordu. Borç öylesine büyüktü ki, borçlu tüm ömrü boyunca çalışsa bile bunu ödeyemezdi. Demek ki kralın ondan bir çıkarı olamazdı. Onu çağırmasının amacı kazanç değil, ona farkındalık ve tövbe kazandırmaktı. Bu nedenle kral hemen ardından her şeyi sildi. Adam yalnızca süre istemişti, kral ise ona özgürlüğünü verdi. Bir lütuf istedi, iki lütuf kazandı.

 

Böylece borçlu, kralının sert ve zalim değil, tükenmez merhamet ve lütuf bağışlayıcısı olduğunu anladı. Kral onu eğitti ki daha sonra, ne kadar büyük bir mahkûmiyetten kurtulduğunu hatırlasın. Kralın merhametini, affediciliğini ve sevgisini hatırlasın. Böylece kendisi de başkalarına karşı merhametli olsun.

 

Aynı şeyi göklerin ve yerin Kralı, yani sevgi ve merhamet Tanrısı da biz insanlara yapar. Çünkü hepimiz O’nun önünde borçluyuz. Her gün, O’nun bize verdiği nimetleri suistimal eder, günah içinde savururuz. Buna rağmen Tanrı bizleri sayısız iyilikle kesintisiz şekilde bereketlendirir. Çünkü O, kurtuluşumuzu ister ve her birimiz için eşsiz ve akılla kavranması imkânsız bir sevgi planı vardır: Hayatımıza insanlar, olaylar, durumlar getirir, hatta sınavlara izin verir ki bizi tövbeye ve kurtuluşa yöneltsin. Bizi, sayısız günahımızın büyüklüğünü ve O’nun sonsuz merhametini idrak etmeye götürsün. Böylece O’nun ayaklarına koşalım, Günah itirafı Sakramentine başvuralım ve O’nun merhametini isteyelim. İşte orada bizi bekler; bütün borçlarımızı, büyük olsun küçük olsun, silmek için. Tek şart, bizlerin tövbe gözyaşlarını sunmamızdır.

Öyleyse vakit kaybetmeyelim. Merhametli ve bağışlayıcıdır Rab, sabırlı ve bol sevgilidir.

 

 

2.UFAK BİR BORÇ

 

Benzetmenin devamında, kral tarafından bağışlanmış olan borçlu, dışarı çıktığında kendisine yüz dinar gibi ufak bir miktar borcu olan bir arkadaşını buldu. Ona karşı acımasızca davranarak borcunu ödemesini sertçe istedi. Arkadaşı ise ayaklarına kapanıp rica etti ama bu taş yürekli adam onu zindana attırdı. Kral bunu öğrenince öfkelendi ve onu işkencecilere teslim etti ki borcunu ödeyinceye dek cezalandırılsın. Ve Rab benzetmesini şu sözlerle mühürledi: “Eğer kardeşinizi yürekten bağışlamazsanız, göksel Babanız da size böyle yapacaktır.”

 

 Peki Rab, bu şekilde davrananların cezasını neden önceden bildiriyor? İnsanlara affetmeyi öğretmek için. Bizlere şunu kavratmak için Tanrı bizim sayısız günahımızı ancak biz kardeşlerimizin küçücük hatalarını bağışladığımızda affedecektir. Aksi halde bizi uyarıyor: Tanrı’nın yüzünü göremeyeceğiz. Ve bize affetmeyi öğretmek için şöyle açıklar. Kardeşimizi ne kadar çok affedersek affedelim, bu yine de Tanrı’nın bizim günahlarımızı bağışlamasının yanında çok önemsizdir. Bizim Tanrı’ya olan borcumuz devasa iken, bizi inciten veya kıran kardeşlerimizin borcu önemsizdir. O halde kardeşlerimizin küçük, günlük hatalarına takılıp kalmaya ve onlara merhametsiz ve sert davranmaya hakkımız yoktur—bize ne kadar acı vermiş veya incitmiş olsalar da. Hataları bize büyük, rahatsız edici veya dayanılmaz gibi görünse de, Tanrı’ya olan borçlarımız yanında önemsizdir. Öyleyse yürekten affetmeyi öğrenelim. Ancak o zaman hayatımız bir cennet olur—hem burada yeryüzünde, hem de ebedi mutlulukta…

 

 

Sotir dergisi, sayı 1939  Matta İncili’nin 11. Pazarı   Matta İncili 18:23-35

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Merhametsiz Borçlular