Dalların Pazarı
Görkemli Girişin Pazarı olarak da adlandırılan Dalların Pazarı, Ortodoks Kilisesi’nin büyük bayramlarından biri olup Paskalya’dan önceki Pazar günü kutlanır.
Çarmıha gerilişinden birkaç gün önce, bir sıpaya binerek Yeruşalim (Kudüs) şehrine giren Mesih, büyük sevgi gösterisinde bulunan topluluklar tarafından karşılanmıştır. Halk, büyük sevinç yaşayıp Mesih’in geçeceği yola zafer sembolü olan hurma dallarını sermiş ve küçük çocuklar bile O’na övgüler söylemiştir.
GELENEKLER
Ortodokslar bu günü coşkuyla, ancak yine de kutsal hafta boyunca Mesih’in acılarının büyük üzüntüyle anılacağını bilerek kutlarlar. Rus Ortodokslar da dahil olmak üzere, hurma veya zeytin dalından yoksun bölgelerde yaşayanlar, bu olayın kutlanmasında keçi söğüdü denen bir ağacın dallarını kullanırlar. Bazı kiliselerde ayin sonunda, hurma dallarından yapılmış küçük haçlar dağıtılır ve bu haçlar inanlıların evindeki ikona köşesine konur.
Dalların Pazarı, görkem ve sevinç içerdiğinden bu gün için oruç kuralları değiştirilmiştir ve balık yemek serbesttir. Geleneksel olarak, sarımsak soslu morina balığı kızartması ve kızarmış sebzeler yenir; ancak her tür balık da servis edilebilir.
BAYRAMIN KUTSAL KİTAPTAKİ KÖKENİ
Musa Yasasının Pesah (Paskalya) bayramından beş gün önceki Pazar günü Mesih, Beytanya’dan Yeruşalim’e (Kudüs’e) gitti. Öğrencilerinden ikisini bir eşek yavrusu bulup getirmeye gönderen Mesih, sıpanın üzerine oturarak Yeruşalim kentine giriş yaptı. Halk, Mesih’in gelmekte olduğunu duyunca, ellerine hurma dalları alarak O’nu karşılamaya çıktı. Bazıları elbiselerini bazıları da ağaçlardan kestiği dalları Mesih’in yoluna sererek büyük sevinçle O’nun arkasında ve önünde yürüdüler. Herkes ve özellikle çocuklar şöyle haykırdı: “Hosanna! Rabbin adıyla gelen İsrail Kralı kutludur!” Dalların Pazarında işte Rabbimizin Yeruşalim kentine bu görkemli ve övgü dolu girişini anıp kutluyoruz.
Hurma ağacının dalları, Mesih’in İblis’e ve ölüme karşı kazandığı zaferi simgeler. “Hosanna” sözcüğü, “Yalvarıyorum, kurtar” veya “Şimdi kurtar” anlamına gelir. Mesih’in bir eşek yavrusuna binmesi ve eşeğin de bir yaban hayvanı olarak Musa Yasasına göre kirli sayılması, İsrail dışındaki ulusların önceki kirliliğinin ve yabaniliğinin ve sonra da İncil’in yasasına boyun eğmelerinin göstergesi olmuştur.
İlahi (Apolytikion): Ey Tanrımız Mesih, vaftiz aracılığıyla Seninle birlikte gömüldük ve Senin dirilişinle ölümsüzlüğe layık kılındık. Seni yücelterek şöyle diyoruz: “En Yücelerdekine Hosanna! Rabbin adıyla gelen kutludur”.
İlahi (Kontakion): Gökte bir tahtta oturan, yeryüzünde bir sıpanın sırtında gidiyor. Ey Tanrımız Mesih, Sana seslenen meleklerin ilahilerini ve çocukların övgülerini kabul et: “Adem’i kurtarmaya gelen Sen, kutlusun!
AYİNDE OKUMALAR
Elçisel Mektup: Filipililer 4:4-9
Rab’de her zaman sevinin; yine söylüyorum, sevinin! Uysallığınız bütün insanlarca bilinsin. Rabbin gelişi yakındır. Hiç kaygılanmayın; her konudaki dileklerinizi, Tanrı’ya dua edip yalvararak şükranla bildirin. O zaman her türlü kavrayışı aşan Tanrı’nın esenliği Mesih İsa aracılığıyla yüreklerinizi ve düşüncelerinizi koruyacaktır. Sonuç olarak kardeşlerim, gerçek, saygıdeğer, doğru, pak, sevimli ve hayranlık uyandıran ne varsa, erdemli ve övülmeye değer ne varsa, onu düşünün. Benden öğrendiğiniz, kabul ettiğiniz, işittiğiniz, bende gördüğünüz ne varsa, onu yapın. O zaman esenlik veren Tanrı sizinle olacaktır.
İncil: Yuhanna 12:1-18
İsa, Fısıh bayramından altı gün önce, ölümden dirilttiği Lazar’ın bulunduğu Beytanya’ya geldi. Orada kendisi için bir ziyafet düzenlediler. Marta hizmet ediyordu. İsa’yla birlikte sofrada oturanlardan biri de Lazar’dı. Meryem, çok değerli saf hint sümbülü yağından yarım litre kadar getirerek İsa’nın ayaklarına sürdü ve saçlarıyla ayaklarını sildi. Ev yağın güzel kokusuyla doldu. Ama öğrencilerinden biri, İsa’yı sonradan ele verecek olan Yahuda İskariyot, «Bu yağ neden üç yüz dinara satılıp parası yoksullara verilmedi?» dedi. Bunu, yoksullarla ilgilendiği için değil, hırsız olduğu için söylüyordu. Ortak para kutusu ondaydı ve kutuya konulandan aşırıyordu. İsa, «Kadını rahat bırak» dedi. «Bunu benim gömüleceğim gün için saklasın. Yoksullar her zaman aranızdadır, ama ben her zaman aranızda olmayacağım.» Yahudilerden büyük bir kalabalık İsa’nın Beytanya’da bulunduğunu öğrendi ve yalnız İsa için değil, O’nun ölümden dirilttiği Lazar’ı da görmek için oraya geldi. Başkâhinler ise Lazar’ı da öldürmeyi tasarladılar. Çünkü onun yüzünden birçok Yahudi gidip İsa’ya iman ediyordu. Ertesi gün, bayramı kutlamaya gelen büyük kalabalık İsa’nın Kudüs’e gelmekte olduğunu duydu. Hurma dalları alarak O’nu karşılamaya çıktılar. «Hozana! Rab’bin adıyla gelene, İsrail’in Kralına övgüler olsun!» diye bağırıyorlardı. İsa bir sıpa bulup üzerine bindi. Yazılmış olduğu gibi, «Korkma, ey Siyon kızı! Bak, Kralın bir sıpaya binmiş geliyor.» Öğrencileri ilkin bunları anlamadılar. Ama İsa yüceltildikten sonra bu sözlerin O’nun hakkında yazıldığını, halkın bunları O’nun için yapmış olduğunu hatırladılar. Lazar’ı mezardan çağırıp ölümden dirilttiği sırada İsa’yla birlikte bulunan kalabalık buna tanıklık etti. İsa’nın bu mucizeyi yaptığını duyan halk O’nu karşılamaya çıktı.