/ Bayramlar - yortular - kutlamalar / Mahsus kateşistik Hitâbe

Mahsus kateşistik Hitâbe

 

 

Prot. No. 152

 

KUTSAL VE BÜYÜK ORUÇ DÖNEMİNİN

AÇILIŞINA MAHSUS KATEŞİSTİK HİTÂBE

 

 

+ BARTHOLOMEOS

ALLAH’IN MERHAMETİYLE

KONSTANTİNOPOLİS -YENİ ROMA BAŞEPİSKOPOSU

VE EKÜMENİK PATRİK TARAFINDAN BÜTÜN KİLİSE CEMAATİNE

 

KURTARICIMIZ VE RABBİMİZ

İSA MESİH’İN LÜTFU VE SELAMETİ,

DUALARIMIZ, TAKDİSİMİZ VE BAĞIŞLAMAMIZ İLE BİRLİKTE

HERKESİN ÜZERİNE OLSUN

* * *

 

 

Rab’de saygıdeğer kardeşlerimiz Kilise Yetkilileri ve kutsanmış evlatlar,

 

Sevgi Tanrımızın lütfu, bir kez daha huşu dolu Triodion’un ruha fayda sağlayan dönemine girmemize ve Kutsal ve Büyük Oruç’a, yani yukarıdan gelen armağanlarla dolu çileci mücadele arenasına ve Çarmıh ve Diriliş’in sevincine ulaşmamızı sağladı. Bu mübarek dönemde, kilise yaşamının manevi hazinesi ve dinamizminin yanı sıra, tüm ifadelerinin kurtuluşla ilgili (soteriolojik) kaynakları net bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

 

Ferisi’nin içinde bulunduğu çıkmazdan ve kendini doğru sayan kibrinden, Savurgan Oğul Meseli’ndeki büyük oğlun kısır ahlakçılığı ve katı yürekliliğinden ve aç, susuz, yabancı, çıplak, hasta ve hapiste olan “bu en basit kardeşlerimizden biri”ne karşı kayıtsız kalanların Yargı Günü’ndeki duygusuzluklarından ve kınanmalarından zaten çok şey öğrendik. Ayrıca, Kilise’nin önümüzde açılan dönemde bizi ısrarla geliştirmeye çağırdığı tutumlar olarak, alçakgönüllülük ve tövbenin, bağışlama ve merhametin değeri ve gücü bize gösterildi.

 

Kutsal ve Büyük Oruç, ruhsal, manevi ve fiziksel arınma ve disiplinin memnuniyetle karşılandığı bir dönemdir ve az önce okunan İncil ayetlerinde de duyduğumuz gibi, “başkaları görsün diye” tutulmaması gereken oruç ancak kardeşlerimizi bağışlama yoluyla gerçekleşir: “Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, göksel Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar” (Mt 6.14). Ne de olsa, her gün Rab’bin Duası’nda ikrar ettiğimiz de budur: “Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla” (Mt.6.12).

 

Kilise, dün Peynir Yenen Cumartesi gününde, çileci yaşamda parlayan erkek ve kadın azizlerin anısını onurlandırdı. Azizler müminlere sadece Mesih’te ve Mesih’e göre yaşamın iyi mücadelesinde örnek olmakla kalmazlar. Aynı zamanda oruç, tövbe ve alçakgönüllülükle dolu çileci yolculukta yoldaşlarımız, dostlarımız ve destekçilerimizdirler. Çabalarımızda yalnız değiliz; bizi cesaretlendiren ve kutsayan Tanrı’ya sahibiz, ayrıca yanımızda duran Azizler ve Şehitler ve her şeyden önce hepimiz için Rab’be aracılık eden Azizlerin Birincisi ve Tanrı’nın Annesi bulunmaktadır. Kutsallık, Kilise cemaatinde, kutsal ayinlere katılım ve ilahi emirlerin yerine getirilmesi yoluyla insanî sinerjinin ve ilahi lütfun gücünün kanıtıdır. Göksel Krallığa götüren “geniş bir kapı” ya da “ferah bir yol” olmadığı gibi, “emeksiz dindarlık” ya da “kolay Hristiyanlık” diye bir şey de yoktur (bkz. Mt. 7.13-14).

 

Kilise, sürekli olarak bize kurtuluşun bireysel değil, cemaatçe gerçekleşen bir olay, ortak bir disiplin yolu olduğunu hatırlatır. Tanrı tarafından korunan Kutsal ve Büyük Oruç sırasında, inananların ruhani yaşamı için belirgin bir hale gelen şey, topluluk yaşamına—yani Hıristiyan ailesine ve cemaatine ya da manastır toplumuna— katılımın kesin anlamıdır. Büyük Oruç’un ruhaniliğini tecrübe etmek için bir yaşam topluluğu olarak Hıristiyan ailesinin işlevini vurgulamak istiyoruz. Azizler arasındaki selefimiz İoannis Hrisostomos, aileyi “küçük bir Kilise” olarak tanımlamıştır.[1]  Gerçekten de, varlığımızın kilisenin varlığına dönüşmesi ailede gerçekleşir; insan yaşamının ve Mesih’teki yaşamın toplumsal ve müşterek karakterinin yanı sıra sevgi, karşılıklı saygı ve dayanışma duygusu orada gelişir ve birlikte yaşama hayatı ve sevinci ilahi bir armağan olarak orada tecrübe edilir.

 

Kilise standardını ve oruç ahlakını aile bağlamında uygulamaya yönelik ortak çaba, çileci yaşamın karizmatik boyutunu ve daha geniş anlamda, yaşamımızda doğru, onurlu ve haklı olan her şeyin bize yukarıdan geldiği; kendi iş birliğimize ve katkımıza rağmen, sonunda insanî olarak başarılabilir ve erişilebilir olanın ötesine geçtiği inancını ortaya koyar. Ne de olsa, yaşamın müşterek yönü, kendi çıkarını gözetmeden birbirini sevme ve bağışlama erdemi, insan hakçılığına ve gevşekliğe yer bırakmaz. Böyle bir “ortak özgürlük” ruhunun ve efkaristiya çileciliğinin bir ifadesi de, kesinlikle oruç, hayırseverlik ve Kilise’nin cemaat ve ayin yaşamına katılım arasındaki ayrılmaz bağdır. Bu “Oruç ruhunu” bir Hıristiyan aile içinde yaşamak, bizi kilise tecrübesindeki hakikatin derinliğine götürür ve sekülerleşmiş çağdaş dünyamızda Hıristiyan tanıklığının doğduğu yeri ve kaynağını oluşturur.

 

        Kardeşlerim ve evlatlarım, hepimizin Kutsal ve Büyük Oruç yolunda oruç ve tövbeyle, dua ve pişmanlıkla, kendi içimizde ve birbirimizle barışarak, yaşamı paylaşarak ve hayır işleri aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine “komşu” olduğumuzu göstererek tanrısal bir gayretle ilerleyebilmemiz, birbirimizi bağışlayarak ve merhamet Tanrısı’nın göklerin üzerindeki adını her koşulda yücelterek, Kutsal ve Büyük Hafta’ya arınmış zihinlerle ulaşmamız ve O’nun görkemli Dirilişine sevinç ve coşkuyla tapınmaya bizi layık görmesi için Allah’a dua edin.

Kutsal ve Büyük Oruç 2024

 

Tanrı’nın huzurunda hepinizin hararetli duacısı

X İstanbul Patriği Bartholomeos

 

 

 

 

 

 

 

 

Mahsus kateşistik Hitâbe

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

——————-

17 Mart 2024 Peynir Yenen Pazar günü, Kutsal İncil’den hemen sonra kiliselerde okunmak üzere.

 

 

[1] Efeslilere Mektup üzerine Yorumlar 20, Sayfa 62.143.