Semavi bir arkadaşlık
Kilisemizde bugün gerçekleşen toplantı, Dirilişle ilgilidir. Bu Pazar İlahi Litürji, 4. Ekümenik Konsilin Aziz Pederlerinin ışıklı aziz endamlarıyla parlıyor. Bu sene, Aziz Pederlerle birlikte, herkesin gözdesi ve herkesçe sevilen, İsa Mesih’in bakire Gelini Azize Marina’yı da onurlandırıyoruz. Ekümenik aziz öğretmenlerin aziz hayatlarından, çilelerinden, öğretilerinden, kararlarından ve dogmalarından, ve aynı zamanda, büyük şehit Azize Marina’nın iman şehitliğinin ve şehadetinin teşkil ettiği ebedi örnekten çıkan Diriliş Işığı, bize ulaşıyor.
- Ekümenik Konsil ya da diğer adıyla Kalkedon Konsili, İstanbul’un aynı isimli banliyösünde (Kalkedon-Kadıköy) M.S 451 yılında gerçekleştirildi. Konsil, Konstantinopolis Patriğinin Anatolius olduğu dönemde, İmparator Marcianus ve İmparatoriçe Pulheria tarafından toplandı. Konsilin ana hedefi, Monofizitizm sapkınlığının kınanmasıydı. Çalkantılı bir dönemden sonra konsil, hem İznik “İman İkrarına” hem de İznik-Konstantinopolis “iman ikrarına” olan inancını, Ortodoks Kilisesinin idari tüzüğünün Metropolitlik sistemine göre kanunlaşmasını ve 80 yıl boyunca Roma İmparatorluğunda teolojik tartışmaların merkezinde yer alan Kristoloji meselesinin ( Hristoloji-Mesih Bilim) nihai olarak çözümlenmesini onayladı.
Yukarıda bahsedilen olaylardan yaklaşık 2 asır önce, II. Claudius döneminde, Azize Marina M.S 270 yılında Pisidia’ya bağlı Antiohia’da doğdu. Doğumundan birkaç gün sonra annesi öldü ve bir putperest ve hatta putların rahibi olan babası Aedesius Marina’yı yetiştirmesi için Hristiyan bir kadına emanet etti. Bu Hristiyan kadın Marina’ya İsa Mesih hakkında eğitim verdi. 15 yaşına geldiğinde Marina babasına Hristiyan olduğunu açıkladı. Babası, duydukları karşısında şaşkına döndü ve büyük bir nefretle onu mirasından mahrum etti. Bir süre sonra Marina’nın Hristiyan olduğunu öğrenen yönetimin başı Olimvrios, onun yakalanmasını ve sorgulanmasını emretti. Marina’ya başlarda yöneltilen övgüleri korkunç işkenceler takip etti. Sonra da kafası kesilerek öldürüldü. Azize Marina şehadet tacına layık oldu ve o günden beridir, 18 asır boyunca, İsa Mesih ve tüm Hristiyanlar tarafından onurlandırılıyor.
Büyük Şehit Marina
Bugün hayatlarını incelediğimizde, hem Kutsal Gelenekten ve Aziz Pederlerimizin emanetlerinden, hem de Azize Marina’nın asırlar içinde bize miras bıraktıklarından faydalı öğretiler ediniyoruz. Aynı zamanda, bugünkü İncil pasajını okuyarak da bu öğretileri yaşatıyoruz. Bu pasajda, kendilerini Tanrı’ya adamış insanların ışığa benzetildiklerini görüyoruz. Yani nasıl ki insanların parlamasını sağlayan, ısıtan ve aydınlatan ışıktır ve ışığa yaklaşan herkes bunun faydasını görür, aynı şekilde kendilerini Tanrı’ya adamış ışıklı insanlar da, İsa Mesih’in ışığını yayar. Üstelik bu yaydıkları ışık mesafe ve zamana bağlı bozulmalardan etkilenmez. İster ruhban olsun ister halktan, ister Kilise öğretmeni olsun ister İsa Mesih yolunda mücadele eden halktan bir Hristiyan, İncil için çalışan işçi, İsa Mesih tarafından alçakgönüllülükle aydınlatılmayı arzular ve bu da onun bütün dünyayı aydınlatmasına yeter.
Bizim sorumluluğumuz
Işığın özelliği yayılırken azalmamasıdır. Tanrı’nın sözleri de azalmaz. Işığın bugünkü ısıtıcı ve aydınlatıcı değeri dünkünden farklı değildi yarınkinden de farklı olmayacak. Değişen tek şey her dönemin insanlarının ışığı alma, kullanma ve halkın ortak menfaati için yayma (ya da yaymaktan kaçınma) biçimleridir.
Aziz Pederlerin ve Büyük Şehit Marina’nın bu dünyadaki tarihsel varlıklarıyla aramızda yüzlerce yıl olmasına rağmen, onlar, Nur Vereni yüz yüze görmemize imkan sağlayan canlı ışıklar olarak beliriyorlar. Bizim sorumluluğumuz, eğer bunu arzuluyorsak, İsa Mesih’in Bedeni olan Kilisenin bu ışıklarının bizi aydınlatması ve ısıtmasıdır, ama aynı zamanda da kendi hayatımızdan yola çıkarak bu ışıkları gelecek nesillere yaymamızdır. Seçimlerimizin her zaman aydınlık olması temennilerimle.
Arşimandrit A.A
17 Temmuz 2022, Foni Kiriou ( Rab’bin Sesi) 29 numaralı broşürden tercüme edilmiştir.
Semavi bir arkadaşlık