/ Manevi yaşam / Mesih Karşıtı

Mesih Karşıtı

  1. SORU

Peder, Mesih karşıtının devrinde insanların vücutlarına koymakla mecbur bırakılacakları çizik ve çipler hakkında çok şey yazılıp çizildi. Hepimizi ilgilendiren bu konu hakkında ne söylemek isterdiniz?

 

İnsan bedeni Tanrı’nın Yaratılıştaki en büyük mucizelerinden birisidir. Tanrı’nın tüm yaratımlarının içinde en eşsizi olduğunu söyleyebilirim. Tanrı, içine ölümsüz ruhumuzu yerleştirdiği bedenimizin Kendi Tapınağı olmasını istedi. Öyle ki, orada biz çocukları tarafından Kral Babamız ve Tanrımız olarak yüceltilsın. Kutsal Kitap, bize “Yaşayan Tanrı’nın Tapınağı” (2. Korintliler 6:16) olduğumuzu söylüyor.

Şeytan, öncelikle insan bedenini ele geçirip idaresini ele alamadıkça, insanın ruhunu da ele geçiremez. Bundan dolayı insan bedeninin “Tanrı tapınağı” olmasından çıkıp ona hükmedebilmesi için binlerce yöntem geliştirerek onu kirletmeye çalışır.

Bugüne dek Şeytan, insani zayıflıkları kullanarak insana hükmetmeye çalışıyordu. Böylece insanı ahlaksızlık, uyuşturucu kullanımı, cinayet, büyücülük gibi büyük günahlara sürükleyen pek çok suça eğilim göstermesine neden olmuştur.  Ancak insan, ne zaman hatalarından dönüp tövbe etse Tanrı onu bağışlar, şeytanla kurulan bağları ve planları bozar. Böylece şeytan, insan zihnini tamamen kontrol edebilecek, onun düşüncelerini, isteklerini ve duygularını yönlendirebilecek, onu kontrol edebilecek ve onun üstünde en iyi şekilde hükmedecek bir yöntem bulmaya çalıştı. 

Ne yazık ki şeytan aradığını buldu. Bilgisayarların yapay zekâsı ve bir dizi özel geliştirilmiş aşıyla, insanın genetik kodlarına, DNA zincirine müdahale edebilecek ve hatta onu değiştirebilecek. Böylece, mutasyona uğrayan insan DNA’sı Tanrı’nın yarattığı İlahi İrade ile hareket etmek yerine Mesih Karşıtı’nın yönlendirdiği talimatlara göre hareket eden yapay zekânın emirleriyle hareket edecek.

Aslında her insanı bireysel olarak daha iyi kontrol edebilmek için mutasyona uğramış insan DNA’sındaki kodun bazı unsurları her kişi için benzersiz olacak, kişisel bir numaraya sahip, özel bir kimlik oluşturmak için gerekli temeli oluşturacaktır. Her kişinin DNA’sındaki bu kişisel numara artık silinmez, kalıcı ve geri alınamaz olacaktır. Önündeki 666 numarası ile insanın bu numarası, bu insanın kime ait olduğunu beyan edecek ve bu numarayla tüm bilgiler “Canavar” olarak ünlenen Mesih Karşıtı’nın merkezi bilgisayarına ve Mesih Karşıtı’nın Şeytani devletine bağlı geri kalan tüm bilgisayarlarına aktarılacak.  Tüm bilgisayarların bu insan numarasını kolaylıkla okuyabilmesi için insan bedeninin yüzeyinde, alnında veya elinde bir kısayol simgesi oluşturulacak. Para biriktirmek, herhangi bir şeyi satın almak, satış yapmak gibi insanın her faaliyeti ve genel olarak her eylemi tamamen kontrol altına alınacak ve bu kişinin özel kişisel numarasına bağlı olacaktır. İnsanın resmi kimliği olacak. Basitçe, bu numara olmaksızın insan var olamayacak.

Yani ilk aşamada Şeytan’ın planı, insan üzerinde kolayca hâkimiyet sağlamak için insan bedenini tıpkı cep telefonuna benzeyen mobil alıcı-vericiye dönüştürmektir.

 

  1. SORU 

İnsan nasıl bir mobil alıcı-vericiye, bir “cep telefonuna” dönüşecek?

 

Bir ev inşa etmek için birisinin iki şeye ihtiyacı vardır. İnşa etmek için ihtiyaç duyulacak malzemeler, onu inşa etmek ve mükemmelleştirmek için çalışacak uygun teknisyenler.

Yeni mutant insanın DNA’sını oluşturmak için ihtiyaç duyulan malzemelere gelince, Şeytan, bunları yavaş yavaş ve aşamalı olarak insan bedeninde toplamaya özen gösterdi. Daha önceden gözle görünmeyen çeşitli ileri teknoloji ürünü nanometaryeller ile kirlettiği her şey içtiğimiz ve yediğimiz ürünlerle organizmamıza taşındı.    

Devamında ise 7 özel aşıdan oluşan bir seri, 7 uzman teknisyenin rolünü üstlenip zaten insan organizmasına girmiş olan materyelleri kullanarak mutasyona uğramış yeni insan DNA’sını yaratacak. 7 aşının amacı insanın Kutsal Ruh’un 7 armağanı aracılığıyla aldığı “Tanrı’nın tapınağı” olma olasılığını zayıflatmak ve sonunda ortadan kaldırmak olacaktır.

Yedi aşıdan en önemlisi yedincisi olacak. Yedinci aşı nanoteknolojinin tacı olacağından, herhangi bir geri dönüş olmaksızın mutasyona uğramış son insan DNA’sına üzerine her bireyin numarasının-mührünün yazılacağı gerekli kodu içeren bilgiler eklenecek.

Tekrar etmeliyim ki insanın DNA’sını ilk baştakine döndürmek artık imkânsız hale geleceğinden şeytani “mührü” alacak olanlar yaşamları boyunca varoluşları için en yıkıcı karara bağlı kalmış olacaklar. 

Bu sayı insanın bedeninden silinebilecek gözle görünür bir şey olmayacak ama insanın DNA’sıyla yani yaşamıyla, gözle görülemeyecek bir şey olacak. Bu sayı daha sonra Mesih Karşıtı’nın ve mutlak güce sahip halkı tarafından işletilecek olan “Canavar” isimli ünlü bilgisayara bağlanacak. Mesih Karşıtı ve onun şeytani kadrosu, insanlar tarafından da ilahlaşan seviyeye ulaşan yapay zekânın da yardımıyla artık her bireyin düşüncelerini, kararlarını, dileklerini ve duygularını yönlendirecek, kontrol edecek güce sahip olacak.

Farklı bir düşüncenin veya tepkinin her türlüsü “Canavar’ın” yapay zekâsı ve Mesih Karşıtı’nın şeytani kadroları aracılığıyla bilinir hale gelecek, ölümüne veya en iyi ihtimalle söz konusu alıcı-verici insanın varlığının yok olmasına karar verecekler.

 

  1. SORU 

Şeytan’ın insanı yok etme planına yardımcı olacaklar kimlerdir?

 

Son yıllarda Lucifer, dünya egemenliğinin üç kilit noktasına, yani, siyaset, bilim ve din, kendisine bağlı ve şeytanileşmiş pek çok insanı yerleştirmeyi başardı.

Lucifer böylece egemenlik kurabilir mi?

  1. Politika, parayı kontrol eden ve siyasi kararları belirleyen bankacılar aracılığıyla.
  2. Bilim, insanı ve Tanrı’nın Yaratılışını yok edecek silahlar, bulaşıcı virüsler ve diğer şeytani yapılar üreten şeytani bilim insanları aracılığıyla.  
  3. Din, kendisine bağlı liderler aracılığıyla yavaş yavaş Kilise’de liderlik pozisyonlarına yükselmeye özen gösterdi. Kendi dini liderleri, Mesih karşıtı planlara ve yasalara herhangi bir direniş göstermeksizin kolayca itaat etmeye, uygulamaya ve insanları teşvik etmeye isteklidir. Elbette bu kişiler, halkının liderleri ve “çobanları” olarak kitleleri “itaat” erdemi söylemine dayanarak arkasından sürükleyebilecek yegâne kişilerdir.

Dolayısıyla Lusifer siyaset, bilim ve din aracılığıyla egemenlik kuracaktır.

Lucifer’in en önemli faaliyetlerinden birisi, tüm dini liderleri, sözde evrensel sevgi ve barış adına, “Dünya Kilisesi” ismiyle bilinen bir evrensel dini teşkilatın altında birleşmeye ikna etmek olacaktır. 

Yuhanna’nın Vahiy kitabında söylediği gibi Mesih Karşıtı’nın Hristiyan dünyasında inanılır ve kabul edilir hale gelmesi için, zamanı geldiğinde Dünya Kilisesi’ne liderlik edecek olan Sahte Peygamber’i kullanacaktır.   

O, Kilise’nin lideri olarak tüm Hristiyanları sözde gerçek “Mesih’in” yani Mesih Karşıtı’nın son mührünü almaları için ikna etmeye çalışacaktır.

 

  1. SORU

Bunların hepsi başladı mı?

 

Evet, ama henüz başlangıç aşamasındalar. Şu anda aşıların deneme aşamasındayız. İnsanın yeni mutant DNA’sını inşa edecek bu yedi özel amaçlı aşının ortaya çıkışından önce, kontrolsüz ve tehlikeli yan etkileri olan bir dizi deney aşısı milyonlarca insanın üzerinde test edilecek.

Bunlardan bazıları insanın DNA’sının genetik kod zincirine müdahale edeceği için DNA’nın doğal savunmasına ve yeni güçlü hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bunlar uzun bir süre tedavi edilemez olacaktır. Milyonlarca insanın ölmesine neden olacakm, bu hastalıklara doktorlar kolayca çare bulamayacklar.

İnsan DNA’sına yapılacak son mühürlemeden önce tüm insanlara şahsi bir numara verilmesi için dünya çapında bir çaba gösterilecek. Bu sayı gerçek “işaret” (Vahiy 13,16) olmayacak ama insanın son “işaret” ile tanışması ve ona alışması için ilk durağını oluşturacak.

Bu numara öncelikle evrak gibi kartlarda ve diğer resmi belgelerde kullanılmaya başlanacak olup, devamında devlet hizmetlerinde daha çalışır hale gelmesi, kolayca bulunabilmesi ve teknik hizmetlerin bilgisayarları tarafından okunabilmesi için dijitalleştirilecek.

Böylece tüm hükümetler gerek devletle olan ilişkilerinde kimlikler gibi gerek yaşamsal öneme sahip vergilendirme gibi alım-satım görevi görecek, tüm faaliyetlerini gerçekleştirebilecekleri kişisel bir numara verecek.  

Devamında yapay zekânın da yardımıyla bu insanların tüm numaraları merkezi ve küresel süper bir bilgisayara, “Canavar’a” bağlanacak. Bu sayede dünyadaki tüm insanların kişisel bilgileri “Canavar’ın” içerisinde belgelenmiş ve kayıt altına alınmış olacak.  

Küresel çaptaki bu girişimlerine yönelik en büyük bahaneleri ise dünya barışının korunması, her türlü yasadışı ve terör faaliyetinin önlenmesi olacak.

Ancak onların en nihai gizli amacı ve hedefi, Mesih Karşıtı’nın tüm vatandaşlarını tanıyacağı, son “işaretleme”nin bir sonraki ve son aşamasına geçerek bireye dair hakkında her şeyi bilmek ve bu bilgiler ışığında, tamamen kontrol altına alıp denetim altında tutmak.

 

  1. SORU

Biz Hristiyanlar, tüm bunlara karşı nasıl tepki gösterebiliriz? Bu şeytani yapılanmaların gücünü etkisiz hale getirebilecek bir panzehir var mı?

 

Gerçekten de çok zor günlerden geçiyoruz. Yeni mutant insanın DNA’sını yaratmaya yönelik testler başladı. Yapay zekâ tüm hızıyla ilerliyor ve insanlar ister onu görmezlikten gelsin veya görmezlikten gelmek istesin ya da boş versinler ama tüm bunlar yaşanıyor. Lucifer, deneyler konusunda kolayca kabul edebilmeleri için insanları sağlıklarını koruduklarına dair ikna etmeyi başardı.

Kendimizi Tanrı’nın mı yoksa şeytanın mı tapınağı haline getireceğimiz tamamen bizim seçimimiz. O’nun çocukları olarak Baba Tanrı’yla birlik içerisinde mi olacağız yoksa O’ndan uzaklaşıp Lucifer’in askeri kampına girip girmeyeceğimiz tamamen bizim seçimimiz. Seçimlerimizde özgürüz ama verdiğimiz kararların da sonuçlarına katlanacağız. 

Mesih’e ve O’nun Kutsal Kilisesi’ne sadık kalmayı seçenlerimiz itiraf çarmıhını ve hatta iman şehitliğini taşımaya hazır olmalıdır. Çağımız Kilisenin en büyük azizlerini gösterecek. 

Yediğimiz, içtiğimiz ve nefes aldıklarımızla bizi zehirleyen, şeytani zehir gibi sinsice ve farkında olmaksızın vücudumuza giren her şeyde yüksek nanoteknoloji malzemelerinin bir panzehiri olduğunu da belirtmeliyim.  

Her zehirde olduğu onun da panzehiri Kutsal Kilisemiz’de bulunmaktadır. Ancak Kilisemizde bulunan panzehirler ile ilgili iki temel sorun var: güçlerinin faaliyete geçebilmesi için insanların iki temel manevi varlığın ruhunu varsaymalarıdır. Artık günümüzde Hristiyanlarda kolayca bulunmayan Tanrı’ya “iman” ve “güven”.   

Kutsal Kilisemizin önerdiği temel panzehir ise Kutsal Efharistiya (Kutsal Komünyon), yani Mesih’in kendisidir. Kutsal Efharistiya, yüksek tehlikeye sahip bu nanoteknolojik malzemelerin enerjisinin yapay zekâ aracılığıyla insan DNA’sının zincirine müdahale etmesine, kazınmasına ve sonsuz “Bilgelik” ile belirlenen ilahi zekânın temel bilgilerinin değişmesine izin vermeyecek. Kutsal Komünyon, Kutsal Ruh’un belirleyici, müdahale eden gücüdür. Kutsal Ruh’un kendisi İlahi İrade’yi korumak için müdahale eder!  

Ayazma Suyu (Takdis edilmiş su) aynı zamanda güçlü bir panzehirdir ve özellikle Epifani Yortusunda Takdis edilen Su, Şeytan’ın kontrollü yapay zekâsının proje ve planlarını gerçeğe dönüştürmesine izin vermez.

Kutsal Haç işareti her zaman şeytanların büyük korkusu olmuştur. Kilisemiz, genel olarak azizlerimizin yaşamından, Kutsal Haç’ın ölmeleri için Aziz şehitlere içirilen zehirin gücünü etkisiz kılan hikâyeleriyle doludur. Ne zaman haç işareti yapsalar zehrin gücü ortadan kalkıyor ve şehit Aziz’in ölümüne neden olmuyordu. Elbette bu Aziz Hristiyanların Mesihimize derin bir iman ve büyük bir sevgiyle bağlı olduklarını, O’na ihanet etmemek ve Mesih’i inkâr etmemek için her şeyden feragat ettiklerini unutmamalıyız.

Aynı zamanda, yanlışlarımız yüzünden derin bir pişmanlık ve alçakgönüllülükle Tanrı’ya ve özel olarak Kutsal Ruh’a, kalbimizde ilahi bir aşkla Tanrı Babamıza dua etmek, şeytanın her faaliyetine karşı ayrıca çok güçlü bir ilaçtır. İçten edilen bir dua İlahi Lütfu kendisine çeker ve dua eden insanın bedeninin ve ruhunun çevresinde ilahi bir koruma yaratır. Bu koruyucu ilahi zırh, yarattığı güçlü manevi müdahaleler ile insanın bedenini ve ruhunu kuşatmaya çalışan şeytani iletişimin her türlüsünü kesintiye uğratır.

Kutsal duanın bir diğer büyük ve önemli faaliyeti de alçakgönüllü insanın zihnini aydınlatması ve ona Kutsal Ruh’un lütfuyla yaptığı seçinlerin ve gerçekleşecek olayların gerçeğini ifşa etmesidir. Duanın inanılmaz gücü, Mesih Karşıtı ve taraftarlarının her yerde egemenlik süreceği son günlerin Hristiyanlarına çok önemli yardımlar sağlayacak, dua edene gerçeği ifşa edecektir. Tanrı’ya güçlü imanla bağlı olan kişi, Kutsal Ruh tarafından aydınlanacak ve her insan hakkında gerçeği hissedebilecek zaman zaman da gözleriyle görebilecek, yani o insanın Tanrı’ya mi şeytana mı ait olduğunu ayırt edebilecek. Dindar Hristiyanlar hangi ruhani liderlerin gerçek Mesih’i takip ettiğini ve hangilerinin Mesih Karşıtı’nı takip ettiğini ayırt edecekler.

Samanların buğdaydan ayrıldığı gibi Kilise’de de Kutsal Kilise Babaları ve öğretmenlerin değersiz Kilise liderleri de ifşa olacak, böylece Hristiyanlar kime güvenip kime güvenmemeleri gerektiğini bilecekler.  Saman, Yuhanna Vahiyi’nin belirttiği gibi Mesih Karşıtı’na ait olacak olup, onun arkadaşı ve iş birlikçisi Yalancı Peygamber tarafından yönetilecek olan “Dünya Kilisesi’nin” dini liderliğini oluşturacaktır. Buğday, son zamanların “Yeraltı Katakomblar Kilisesi’nde” görev alacak olan kutsal kilise insanlarından oluşacak.

Tanrı’nın vahyiyle dua eden Hristiyanlar, kimin “saman” kimin “buğday” olduğunu, bundan sonra kime güvenip takip etmeleri gerektiğini, Aziz Pederleri ve öğretmenleri tanıyacaklardır.

 

  1. SORU

Bizlere bu kadar detaylı anlattığınız şeylerin gerçekleşmesi ne kadar yakın? 

 

Bütün bunlar zaten başladı ve çok yakın bir zamanda da doruk noktasına ulaşacak. Şeytan, kendi oğlu Mesih Karşıtı aracılığıyla dünya egemenliğinin dizginlerini ele geçirebilme telaşındadır. Bu nedenle de bir an önce “dünya lideri” olabilmek için gücün her kademesinde sinsice ve gizlice, kurnazca hareket eder. Ancak Tanrı, insanlar gerçekten bi haber olduğundan, inanacakları ve takip edecekleri kişiyi özgürce ve kendi iradeleriyle, tek başlarına seçebilsinler diye bir süreliğine daha buna izin vermeyecek.

Hiçbir insan ruhunun Hades’in ve cehennemin karanlığında kaybolmasını istemeyen Tanrı’nın büyük merhameti, insanlık tarihinin en önemli seçiminde özgürce karar verebilmesi için öncelikle üç büyük olayın yaşanmasına, tüm dünyaya yardımcı olabilmek adına izin verecektir.

Birinci olay, yaşam ve sağlık vaat eden ama birçok yan etkiye hatta ölüme neden olabilecek bazı deneysel ilaçlar yüzünden, insan sağlığını doğrudan mahvedecek birçok operasyonel müdahaleler yaşanacaktır.

İkinci olay ise, tüm dünyada egemenlik sağlamaya çalışan bazı liderlerin dizginlenemez şeytani hırslarının tahmin edilemeyecek boyutlara ulaşacak, küresel çatışmalara neden olacak olması.

Üçüncü olay ise doğanın ayaklanmasıdır. Şeytan tarafından ele geçirilmiş Hristiyan devletlerde ve tüm dünyada gerçek Tanrı’ya karşı koyan, şeytan tarafından hipnotize edilmiş insanı uyandırmak, onu tövbe ettirmek ve yaklaşan felaketi durdurması için irrasyonel doğanın son bir çabası olacaktır.   

Özetle şunu söyleyebilirim ki, çok büyük doğal afetler zinciri dünyanın yapısını değiştirirken, açlık, susuzluk, hastalık ve umutsuzluk hayaleti tüm yeryüzünü gölgede bırakacak. Dolayısıyla insan endişelenip hatasını anladığında, olacak her şey hemen iyiye doğru gidecek, kendisinin ve doğanın yıkıcı gidişatı durdurulacak.

Ancak, bencil tavrını sürdürür, şeytanı efendisi ve Tanrı’sı olarak kabul ederse, şeytanın işaretini ve mührünü seve seve kabul ederse, o zaman sayısız insanın ölmesine neden olacak çok daha büyük ve korkunç felaketler yaşanacak. Bu korkunç dünya olaylarından Aziz Yuhanna yazdığı Vahiy Kitabında bahsedilmektedir.

 

  1. SORU

Sonuç olarak, bütün dünyanın yaşamını alt üst edecek olan bu Mesih Karşıtı kimdir?

 

O, şeytani bir ayin sırasında Lucifer’in kendisi ile cinsel ilişkiye girecek olan bir kadından doğacak olan Şeytan’ın oğludur. Başlangıçta gizlice yaşayacak ve oradan kendisinin iktidara getirdiği kendisine bağlı dünya liderlerini yönetecektir. Doğru zamanda ise siyasi egemenliği ele alacaktır. Onun şeytani düşüncesinin cazibesi, retorik becerisi, dünyanın tüm liderlerine ve halklarına uyguladığı yaptırım o kadar güçlü olacak ki, tüm gezegeni büyüsü altına alacak. Mesih Karşıtı, ilk hamle olarak bugüne dek gizlice yönettiği tüm savaşları durduracaktır. Kendisi “barışın prensi” ilan edilecek ve tüm devlet başkanları toplumlarının otoritesini ona devredecek. Mesih Karşıtı, o andan itibaren her şeye mutlak otoriteyle hükmedecek, mükemmel yapay zekânın da yardımıyla herkesi ve her şeyi kontrol edecektir. Şeytanların ve yapay zekânın yardımıyla, insanları kendisinin Tanrı olduğuna ikna etmek için bir takım inandırıcı yapay mucizeler yaparak tüm dünyaya bunları gösterecek. Öyle ki, O’nun, tüm insanları kurtarmak için gelen Mesih’tir olduğuna ikna olsunlar.

Şeytani insanın kişisel dostu olan Sahte Peygamber tarafından yönetilecek olan dünya kilisesi, onu bir Tanrı insanı, bir peygamber ve dünyanın kurtarıcısı olarak kabul edecektir. Sonrasında ise Rabbimiz İsa Mesih’in dünyanın gerçek Mesih’i olduğu resmen tartışılacak ve Mesih Karşıtına Mesih unvanı verilecektir. O zaman gerçek Mesih’e ve Hristiyanlara yönelik en büyük ve acımasız zulüm doruğa ulaşacaktır. Dünyadaki tüm dinler onun doğaüstü güçlerini tanıyacak, onu kurtarıcıları ve tanrıları olarak kabul edecek, dolayısıyla ona sonsuz iman ve itaat sağlayacakları şeytani mührü (işareti) kendi irade ve istekleriyle almayı kabul edeceklerdir. 

Ancak Tanrı’nın yardımıyla Tanrı’nın tek ve gerçek Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’e sadık kalan gerçek Hristiyanlar, canlarını vermek zorunda kalsalar bile Mesih Karşıtının işaretiyle mührülenmeyi kabul etmeyeceklerdir. Bu imanları için Tanrı onları korumak ve yaşamları için gerekli olanı sağlamak üzere mucizevi bir şekilde müdahale edecektir. O zaman geldiğinde Hristiyanlar Kutsal Kitabı inceleyip Kutsal Efharistiya’ya katılarak ve ruhani Pederlerinin hayır duaları vasıtasıyla Kutsal Ruhtan güç alacaklar.

Bu nedenle Mesih Karşıtı ve yandaşları bu üç güce karşı bir savaş verecekler. Kutsal Yazıları kendilerine uygun gördükleri şekilde yeniden yazmaya çalışacaklar. Kendilerine karşı çıkan ruhani babaların muhteremlerine önemsiz durumlar bahanesiyle zulmedecekler. Kutsal Komünyonu ve Kilisenin diğer tüm Kutsal Sakramentlerini kesin olarak ortadan kaldırıncaya kadar, insanların katılmaması için Kutsal Efharistiya’ya karşı her şekilde mücadele edecekler.

Kutsal Efharistiya’nın bu olağanüstü gücü Lucifer’i ve şeytani güçleri tarafından çok iyi bilinmektedir. Aziz Kiliselerde bu tören (Kutsal Efharistiya) kutlandığı ve insanların Komünyon aldıkları sürece, şeytani planlarının başarıyla gerçekleşmeyeceğini, dünya liderliğini ele alamayacağını ve Mesih olamayacağını çok iyi bilir.  Onun gelişinin işareti Kutsal Efharistiyanın artık icra edilememesi olacak. Bu nedenle, Lucifer’in kendi politikacıları, bilim insanları ve ne yazık ki ayartılmış kilise liderleriyle Kutsal Efharistiya’ya karşı başlatacağı bu büyük ve korkunç savaşı hep beraber izleyecek ve göreceğiz.

Başlangıç ​​olarak, Kutsal Efharistiya’daki tertemiz İsa, politikacılar ve bilim insanları tarafından insanları zehirlediği ve hastalık taşıdığı suçlamasına maruz kalacak. Bu şeytani suçlamalar, sadakat yönünden zayıf rahiplerin küçümseyici tavırların nedeniyle insanlar tarafından da onay görecek olup, Mesih’e ve O’nun kutsal Kilisesini hedef alan büyük zulmün başlangıcı için ilk adım olacaktır.

Hristiyanların Kutsal Efharistiya’yı kabul etme biçimini değiştirmesi, Kutsal Efharistiya’ya karşı ikinci saygısız adım olacak ve O’nu (Rabbin Bedenini ve Kanını) bundan sonra katı halde vermek, karanlık ruhların üçüncü şeytani çabası olacaktır.

Mesih Karşıtı’nın ortaya çıkışıyla aynı anda yaşanacak olan katı Kutsal Komünyon yasaklanması kuralından önce Efharistiya’ya karşı en güçlü saldırı sırasında Komünyon’un gerçekten Mesih’in Bedeni ve Kanı olduğu tartışılacak ve Kutsal Komünyon “plasebo” sayılacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mesih Karşıtı