Ortodoks Kilisesinde ölüm ve cenze töreni
Hazırlayan: Pavlos Ulaş
“Günah bir insan aracılığıyla, ölüm de günah aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi.”
Romalılar 5:12
“Ölülerin dirilmesini ve ebedi yaşamı bekliyorum” (İman Açıklamasından).
Hıristiyan imanlılar, her İman Açıklaması okuduklarında, iman ve umutla, ölenlerin dirilerek Tanrı Krallığında sonsuzluğa kavuşabilmesini vurgularlar. Bu RAB İsa Mesih’in vaat ettiği, imanlıya sunulmuş bir lütuftur. Hıristiyanın ölümü ile sonrasında gerçekleşecek olanlar, Rab İsa’nın ölümü ve dirilişi ile tüm imanlılara açıklanmıştır. İşte o yüzden tüm imanlılar hem dirilişe tanıklık ederler hemde büyük bir umutla ikinci gelişini bekledikleri Tanrı’dan, İsa Mesih’ten sonsuzluk armağanını beklerler.
Sevgi dolu olan RAB Tanrı ölülere de merhamet eder. Tanrı’nın merhameti sonsuzdur ve şefkatinin ölçüsü yoktur! Kutsal Kilisemiz bu düşünceyi daima korumuştur.
Ortodoks Kilisesi doktrinlerinde ölüm, bu dünyadan ayrılışı gösterir. Beden çürümeye mahkûm olarak gömülür, çürümez olarak diriltilir (I.Korintliler 15:42). Herkes Adil olan Yargıcın önünde, Tanrı’nın önünde yargılanacaktır (II.Timoteos 4:8). Dünya yaşamından galibiyetle ayrılanlar (Vahiy 2:7), Tanrı buyruklarına itaat ederek yaşayanlar (Yuhanna 14:21), İsa Mesih’in RAB ve Kurtarıcı olduğunu (II.Petrus 3:18), Kutsal Üçlü Birliğin (Matta 28:19) gerçek tek Tanrı olduğunu bilip iman eden ve bu yolda yaşamları boyunca iyi meyve verenler, Tanrı’nın huzur diyarında sonsuzluğun sevincini yaşayacaklardır (Yakup 1:12). Oysa bunların tam tersini yapanlar, Tanrı’yı inkar edenler, kötülük yapanlar, sonsuzlukta, Tanrı’nın huzur diyarından uzakta, ağlayış ve diş gıcırtısı içerisinde kalacaklardır (Matta 13:49-50).
Ölüm aynı zamanda derin manevi düşünceler de oluşturur. İnsanlar ölümü, tövbeyi ve Tanrı’nın merhametini daha fazla düşünmeye başlarlar. Ortodoks ilahiciler, derin manevi düşünceler oluşan cenazeler dolayısıyla bir araya gelişlerin, manevi hazinelerle dolu bir ev olduğunu düşünerek ilahiler bestelemişlerdir.
İlk Kilise yıllarında, bir imanlı öldüğünde, mezmurlar ve ilahiler okunurdu, Yaşam veren Tanrı’ya. Bugün kullanılmakta olan Cenaze Töreni uygulaması ise 5. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. Zaman içerisinde bu törene çeşitli Mezmurlar, ilahiler eklenmiştir ve Kilisenin çok yönlü hizmetlerinden biri olarak devam etmektedir. Ortodoks Kilisesi Cenaze Töreni teolojik etkisiyle, yaşamın ve ölümün gerçek doğasının sağlıklı bir şekilde düşünülmesini ve anlaşılmasını da sağlar. Cenaze töreninde aşşağıdakiler gerçekleşir…
a) Ölüm vasıtasıyla hayatın anlamı ve amacının daha derin düşünülmesini sağlar,
b) Ölüm düşüncesi ile başa çıkabilmeyi ve ölüm sonrasını anlayabilmeyi sağlar,
c) Bir Hıristiyan için ölümün son olmadığını, kurtuluş ve sonsuz yaşam hakkında daha derin düşünülmesi gerektiğini hatırlatır, açıklar,
d) Sevilen birinin ardından oluşan kederli duyguyu bilerek imanlıları teselli eder.
Cenaze törenindeki okumalar, dualar ve ilahiler, imanlı ile Tanrı arasında ve ölen kişi ile Tanrı arasındaki ilişkiyi anlatır. Bu tören insan varlığının gerçeklerini; yaşamın zaaflarla dolu olduğunu ve dünyanın makyajlanmış yalanlarla süslendiğini kabul ettirir, kalbimizi ve aklımızı Tanrı Krallığının eşsiz nimetlerini ve eşsiz değerini düşünmeye yönlendirir. Aynı zamanda pişman bir ruhla, pederler ve imanlılar, Tanrı’nın sonsuz merhematini dilerler. Her imanlının cenazesi diriliş doktirini temelinde yapılır çünkü bu imanlılara RAB Mesih İsa’nın vaadidir.
Ortodoks Kiliselerinde cenazelerin Kiliselerden kaldırılabilmesi için gereken kurallar vardır.
– Ortodoks Hıristiyan olmayan,Ortodoks vaftizi/krizmasyonu almamış birinin cenazesi, Ortodoks kilisesinden kalkamaz.
– Ortodoks kilisesi dışında evlenmiş veya boşanıp bunu kiliseye onaylattırmamış olanların veya intihar ederek kendi canına kıymış olanların cenazesi kilise binasına sokulmaz, tören kilise bahçesinde icra edilir.
– İntihar, cinayet olarak kabul edilir ancak intihar eden kişi,doktor gözetiminde (psikiyatrist) ise ve doktor raporuyla hareketlerinden sorumlu tutulamayacağı sabitse, bu şartlar altında kilisede cenazeye izin verilir.
– Cenazesini kremasyon yolu ile yaktırmış olanların cenazesi, kilise tarafından kaldırılmaz. Her ne koşulda olursa olsun, cenazenin yakılmasına izin verilmez.
– Mumyalama, Ortodoks inancına ait bir uygulama değildir.
– Otopsi, kabuledilebilir ve yasalar gereği bazen ölümün nasıl gerçekleştğini gösterdiğinden karşı konulmaz.
CENAZE TÖRENİ
Ortodoks Kilisesi cenaze törenide liturjik bir törendir ve ilahiler, dualar ve Kutsal Kitap okumalarından oluşur. Sıralama şu şekildedir:
- Evde veya cenaze töreninden önceki akşam Kilise’de Trisagion (üç kez Kutsal) ilahisi söylenir. Cenaze günü, Cenaze mezara yerleştirilirken ve anma törenlerinde de yine Trisagion ilahisi söylenir,
Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.
Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.
Kutsal Tanrı, Kutsal Kudretli, Kutsal Ölümsüz, bize merhamet et.
Baba’ya, Oğul’a ve Kutsal Ruh’a şan övgüler olsun. Şimdi ve her zaman ve sonsuzluklar boyunca. Amin.
Kutsal Ölümsüz bie merhamet et.
- Mezmur 119’dan seçilen ayetler ilahi olarak okunur ve bunlar üç bölüm halinde okunur; I. Bölüm ayetleri: 1, 20, 28, 36, 53, 63. II. Bölüm ayetleri: 73, 83, 94, 102, 112, 126. III. Bölüm ayetleri: 132, 141, 149, 161, 175, 176.
- Övgü ve dilek ilahisi (Evlogetaria), “Övgüler olsun sana, ya RAB, Bana kurallarını öğret.” ( Mezmur 119:12)
- Kontakiyon ve ilahiler
“Ey Mesih, Azizler gibi bu hizmetkarınıda, acı, ağrı ve üzüntünün olmadığı sonsuzlukta dinlendir.”
- Kutsal Kitap okumaları; Aziz Pavlos’un Selaniklilere I. Mektubu 4:13-18, Aziz Yuhanna İncili 5:24-30
- Küçük ayin (Pazar ayininin kısa halidir), dualar ve yakarışlar
- Barış öpücüğü ve Kutsal Yağ
- Trisagion ilahisi ile mezarlığa doğru gidiş
Cenaze törenini takiben peder ve cenazeye katılanlar mezarlığa giderler.Mezarlıkta peder tekrar Trisagion ilahisini söyler ve tabut mezara yerleştirilirken insanlara RAB’bin vaadi olan, Mesih’in ikinci gelişini ve ölülerin dirilişini hatırlatır.
Cenaze törenini takip eden Pazar günü, Kilise’de İlahi Liturji (Pazar Ayini) sonrasında ölen kişinin, Her Şeye Gücü yeten RAB Tanrı’nın günahlarını bağışlaması, merhamet etmesi ve ruhunu kurtarması için bir anma töreni yapılır. Aynı şekilde bu anma töreni cenazeden 40 gün sonra ve bir yıl sonra tekrar yapılır.
GELENEKLER
Bir kişi öldüğünde, önce papaz ve ardından da vaftiz ailesi çağrılır ve sonra üzüntülerini belirtmek, yardımcı olmak amacıyla komşular ölü evini ziyaret ederler. Ölü kefene sarılmadan önce usullere uygun bir şekilde yıkanmalıdır. Ölen, bir diyakon ya da papaz ise, onu papazlar yıkarlar. Ölünün vücudu kefenlendikten sonra bir tabuta konur ve tabut dört kişi tarafından, papazlar ve diyakonların söyleyecekleri ilahiler eşliğinde kiliseye kadar taşınır. Mezar hazırlandıktan sonra, onun başında ayin ve cenaze töreni yapılır. Sonra herkes ölü evine gidip orada bir şeyler yedikten, üzüntülerini tekrar belirttikten sonra evlerine dönerler. İkinci gün, ölü için yeniden bir tören yapılır ve ölünün akrabaları, kilisenin kapısında fakirlere yiyecek dağıtırlar. Üç gün boyunca komşular yas evine üzüntülerini bildirmeye sürekli olarak gelirler. Üçüncü gün de papaz sabah saat dörtte yanında ölüye çok yakın bir kadın olmak üzere mezarlığa gider ve ölen kişinin mezarını tütsüler. Bu, tıpkı kadınların İsa’nın mezarını ziyaret etmesine benzer. Herkes, ölünün sevdiklerinin mezarları üzerine de ateş yakar. Bu Paskalya Gecesi İbadeti’nin bir parçası olarak yerine getirilen, anlamlı bir adettir. Yasta olan kişiye, “Tanrı size ve ölünüze huzur versin ve ölünüzün yüzü Tanrı’nın nuru ile aydınlansın…” diye teselli verilirken, mezarlar üzerine ışıklar yakılması ile amaçlanan ölünün ruhunu aydınlatmak, böylece ona huzur vermektir. Bazı yörelerde mezarlara yiyecek de konur ve bunun yapıldığı yerlerde, yiyecekleri ve lambaları koyabilmesi için, mezarların kenarına küçük hücreler yapılır. Bu adet, Büyük Perhiz’den bir önceki perşembe günü yerine getirilir ki, bu büyük gün “Tüm Ruhların Günü”dür.
Ölü mezara ayakları doğuya gelecek şekilde yatırılır. Bu tamamen Mesih’in ikinci gelişi ile alakalıdır. RAB İsa Mesih doğudan bir güneş gibi doğacağı için (Matta 24:27) ölüler dirilince yüzleri Mesih’e dönük olması ve hemen O’na secde edebilmeleri için ayakları doğuya gelecek şekilde gömülürler.
Ayrıca ölen kişinin eline küçük bir ikona veya Haç tutturulur.
Ölen kişi asker veya resmi bir ünvanı varsa üniforması ile, Kilise görevlisiyse uygun hizmet kıyafetleri ile tabuta yatırılır.
Ceset tabuta yerleştirilmeden, peder tabutun dört köşesini Kutsal Su ile taktis eder.
Geleneğe göre cenazelerde siyah giysiler giymek, insanların günah içerisinde olduklarını göstermek, ölümün her an yanıbaşımızda olduğunu bilerek sürekli tövbeyle yaşamamız gerektiğini anımsatmak içindir.
Cenazede ve daha sonraki anma törenlerinde ölen kişinin yakınları Koliva (buğday, kuruüzüm, tahıl ve cevizin dua ve mezmurlar okuyarak kaynatılması) dağıtırlar.
Tanrı’nın merhameti, yaşayanların ve bu dünyadan ayrılmış olanların üzerinde güneş gibi parlasın.
Kaynakça:
http://www.goarch.org/ourfaith/ourfaith9218
https://www.everplans.com/tools-and-resources/eastern-orthodox-funeral-traditions
http://www.stgeorgegoc.org/PastorsCornerFunerals.htm
http://oca.org/orthodoxy/the-orthodox-faith/worship/the-sacraments/funeral