/ Pazarın Sesi / Görgü tanıkları

Görgü tanıkları

Kilise, insanları sadece akıl yoluyla, “ilke” veya “doktrin” olarak, Mesih’in hem insan hem de Tanrı olduğunu kabul etmeye çağırmaz. Doğaüstü bir unsurla aklın teslimiyetini istemez. Tanrı’nın kişisel olarak Mesih’te Epifanisi’nin ilk “görgü tanıklarının” deneyimine şahitlik eder ve insanları, “görgü tanıklarının” şahadetini doğrulayan bir varoluş şeklinde deneyimlemek üzere katılmaya çağırır.

 

Yuhanna İncili’nde bahsedilen Samiriyeli kadın, Rab ile olan konuşmalarından sonra, kişisel ilişkisiyle Mesih’in Tanrı’nın Oğlu ve dünyanın Kurtarıcısı olduğunu özgürce tanıklık eden, tam anlamıyla bir görgü tanığıdır.

Bireysel özgürlük

Kilise’nin İncili, bu temel ilhamla kurulmuştur: Mesih, Tanrı’nın Oğlu ve Sözü’dür. Kendi için var olmayı talep etmez, gerçek bir özerklik iddia etmez, varlığı Baba’nın yüzünün tanıklığı ve açığa çıkışıdır. Ve Söz’ün bu gerçek varlığı, Kilise deneyimi içinde üçüncü bir kişisel varlık olan Tanrı’nın Ruhu, Teselli edicinin müdahalesi sayesinde erişilebilir hale gelir. Ruh, Tanrı Sözü’nün tanıklığını, Baba Tanrı hakkında bilgi verircesine değil, her bireye hayat verebilen bir olanak olarak sunar: Tanrı’nın evladı olmayı ve Babanın Oğluyla yaşadığı ilişkiyi yaşamayı.

 

İnsanın varoluş biçimi 

Kilisenin İncil’i, insanlık tarihine yeni bir müjde getiren temel bir teklif ile özetlenir: İnsanın Tanrı’nın tarzında var olması, özgürlüğün, her türlü bozulmadan ve ölümden özgür olmanın, sevginin ve aşkın tarzında var olması, ilahi kişisel varlıkların var olma tarzıyla şekillenmesi, doğanın, biyolojik ve psikolojik bireysellikten varlık almayı sona erdirmesi, varoluşun özgür kişisel ilişkiye, yaşamın sevgi dolu bir topluluk olmasına taşınmasıdır.

Bu teklif ve çağrı sadece bir etik tavsiye değildir. Ahlaki tavsiyeler ve buna bağlı ahlaki çabalar, ölümlü bireyin varoluş tarzını değiştirmek için yeterli değildir. Birey ne kadar mükemmel bir dayanışma ahlakı geliştirirse geliştirsin, hangi erdemleri geliştirirse geliştirsin, ölümlü olmaktan kurtulamaz- “kendini yenmekte, asla mümkün olmayan bir şeydir.” Samariyeli kadın, Mesih’le gerçekleştirmiş olduğu bu diyaloğunda, bu dünyanın çağlar boyunca gezinmesini, ölümlülüğünü ve yanlışlarını itiraf eder. Bu yüzden sonsuz sevgi ve kutsal üçleme Tanrısı’nın merhametine umudunu emanet eder. Böylece yaşamını tanrısal bilgiye yönlendirir ve onu esasen özgür kılar. Bu şekilde Azize Fotini, Tanrı Krallığı’nın, diri suyun, tanıklığın ve eş-elçisel müjdeci olarak ortaya çıkar.

 

Foni Kiriou (Rabbin Sesi) 22 no’lu broşürden alıntılanarak tercüme edilmiştir. 2 Haziran 2024

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Görgü tanıkları